Din İşleri Başkanlığı'ndan Havadis'in haberine yanıt: "Her türlü cemaat, tarikat ve akımın dışındayız"

Başkanlık, son olarak bir camide tarikat mensuplarının toplantı yaptığı yönündeki haberiyle ilgili olarak, Din İşleri Başkanlığı'nın her türlü tarikat, cemaat ve akımdan bağımsız olduğunu, araştırmalar neticesinde Cübbeli Ahmet adlı kişiden bahsedilmediğini belirtti ve suç teşkil edecek belge veya bilgilerin de ilgili makamlara teslim edilmesini istedi.

Açıklama şöyle:

"1. 23. 02. 2018 tarihli Havadis Gazetesinde "Bağımsız İlahiyat İnisiyatifi" adına Salih Tugay'ın yaptığı açıklamaya ilişkin "32 öğretmen 25 imam talebi" başlıklı habere yer verilmiştir. Haberde görüşleri aktarılan Sayın Salih Tugay'ın belirttiğine göre, o gün sadece Milli Eğitim Bakanlığına yönelik bir röportaj vermiş, Din İşleri Başkanlığına yönelik herhangi bir talep belirtilmemiştir. Hal böyleyken Havadis Gazetesi, röportaj yapılan kişinin söylemediği ifadelerle Başkanlığımızı röportaja dahil ederek negatif algı oluşturmaya çalışmıştır. İlgili kişinin uyarısına rağmen yazılı bir düzeltme yapılmamıştır.

2. 28.02.2018 tarihli Havadis Gazetesinde yer alan, Din İşleri Başkanlığı Lefke İlçesi Bölge Sorumlusu Mehmet Genç'in yaptığı iddia edilen açıklamalar, Başkanlığımızın görüşlerini yansıtmamaktadır. İddia edilen görüşme konusunda bizden herhangi bir izin alınmış değildir, şayet böyle görüşme yapıldıysa bu tamamen kişinin kendi kişisel yaklaşımını ifade eder. Ayrıca konuyla ilgili gerekli yasal soruşturma da başlatılmıştır.

Bu vesileyle belirtmek isteriz ki, maalesef yeterli sayıda yerli din görevlimiz bulunmamaktadır. Bu nedenle çok uzun yıllardır, bu ihtiyaç Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığınca sınavla seçilip gönderilen görevlilerimizin desteğiyle karşılanmaktadır. Türkiye'den istihdam tamamen camilerimizde ortaya çıkan din görevlisi açığından kaynaklı talepleri karşılamaya yöneliktir. Herhangi bir dış baskı ile değil, bizzat ihtiyaç karşılanamadığı için Din İşleri Başkanlığının talebi ile yapılmaktadır. Ülkemizdeki din görevlisi açığı kapatıldığı takdirde, Türkiye'den imam talebine de gerek kalmayacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığımız görüşmelerde, KKTC'nin kendi din görevlisini yetiştirmesi konusunda teknik ve hizmet içi destek vereceklerini defaatle belirtmişler, geçmiş yıllarda bu yönde ciddi destek de vermişlerdir. Ancak Din İşleri Başkanlığı yalnızca din görevlisi talep etme yetkisine sahiptir. Göreve alma yetkisi yoktur. Nitekim 2017 yılı Eylül ayında Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kuruluna, bize müracaat eden ve vatandaşımız olan 25 kişinin din görevlisi olarak istihdamı için önerge yapılmış, Yönetim Kurulu da ihtiyaç gözetilerek istihdam yönünde karar üretmiş, ancak bu karar ödenek sorunları sebebiyle halen uygulanamamıştır.

Örneğin Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığının ülkemize gönderdiği görevlilerden 51 kişinin 2018 yılı içerisinde görev süresi bitecektir. Başkanlığımız görevlilerinden de 2018 yılı içerisinde emekliye ayrılanlar olacaktır. Cami hizmetlerinde aksaklığa meydan vermemek için 2018 yılı için Başkanlığımızca 42 görevli talep edilmiştir. Dolayısıyla ihtiyacımızı karşılamak için önceden olduğu gibi görevli talebimiz devam edecektir.

3. Havadis Gazetesi 01.03.2018 tarihli haberinde camilerin tarikatlara teslim edildiğine dair bir haber yapmıştır. Din İşleri Başkanlığı, her türlü cemaat, tarikat ve akımın dışındadır ve hiçbir harici oluşumun da Din İşleri Başkanlığının üstünde etki yapmasına izin verilmez. Din İşleri Başkanlığı yasaların yüklediği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürür ve gelen talepler de yasal mevzuata aykırı değil ise dikkate alınır. Yasal çerçevede bulundukları ve şeffaf oldukları sürece zaman zaman gelen dini faaliyet talepleri önyargısız olarak değerlendirilir. Havadis Gazetesi'nin daha önceleri de defalarca benzerini yaptığı gibi çarpıtarak gündeme taşıdığı konu, Yasamızın gereği olarak, genellikle Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığının resmi görevlisi ve/veya dini ilimlerde yetkinliği olduğuna kanaat getirilen kişilere, akademisyenlere mahsus verilen sürekliliği olmayan camide vaaz etme ve namaz kıldırmaya dönük izinlerdir.

Havadis Gazetesi'nde iddia edilen hususlar titizlikle araştırılmıştır. Araştırmamız çerçevesinde yaptığımız görüşmelerde, bahse konu camilerde vaaz eden kişilerin konuşmalarında her hangi bir tarikat veya cemaat propagandası yapmadıkları, sadece temel dini konulardan bahsettikleri anlaşılmıştır. Ayrıca yapılan araştırmada, Havadis Gazetesinde iddia edildiği gibi bu kişilerin Cübbeli Ahmet ile de bir ilgilerinin bulunmadığı bizzat kendilerince ifade edilmiş, yine cami içinde ve dışında hiçbir şekilde Cübbeli Ahmet'ten bahsettiklerine dair bir bulguya da ulaşılmamıştır. Havadis Gazetesi'ne ulaşmış, yasal olarak suç olduğuna inandıkları bir bilgi ya da belge varsa ilgili makamlarla paylaşmaları doğru bir davranış olacaktır. Bize de iletildiği takdirde gereken işlem yapılacaktır.

Ancak defaatle ifade ettiğimiz gibi, Havadis Gazetesinin Kurumumuzla ilgili haber yapmadan önce hiç olmazsa bizden bir görüş almaları etik açıdan gerekli olduğu gibi, gazetenin kamuoyunda güvenilirliği bakımından da önemlidir, diye düşünüyoruz.

Başkanlığımız, Havadis Gazetesinin Kurumumuzu konu edinen yıllardır aralıksız sürdürdüğü yayınlarını maksatlı, meşgul edici, ulusal ve uluslararası saygınlığına gölge düşürmeye yönelik kötü niyetli yayınlar dizisi olarak değerlendirmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."