Burcu Okumuş cinayeti bazı sivil toplum örgütleri ve Burcu'nun ailesi tarafından unutturulmadı

Mağusa Kaza Mahkemesi önündeki eyleme, Mağusa Kadın Merkezi Derneği (Makamer), Bağımsızlık Yolu, TDP Gazimağusa İlçe Örgütü, Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi, Kadın Eğitimi Kolektifi, Larnaka Türk Kadınlar Derneği ve DAÜ Mor Kadın Platformu destek verdi.

Mahkeme önünde "Burcu'nun Ölümü Ev İçi Şiddetin Son Noktasıydı" ve "Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız" yazılı pankart açıldı, örgütler adına Bağımsızlık Yolu Gazimağusa Bölge Örgütlenme Sorumlusu Hatice Azizoğlu basın bildirisi okudu.

Azizoğlu "erkek egemen ve ataerkil sisteme karşı, yitirilen birçok kadının öfkesinde son damla haline gelen Burcu'nun katilinin davasının, 3 Ekim tarihinden itibaren kamuoyu tarafından sahiplenildiğini" belirtirken, hemen her celse kızları Burcu'nun katili Özgür Okumuş'un Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davasını takip eden Akçakaya ailesi de yaptıkları yazılı açıklama ile nefes aldıkları sürece ailesi olarak bu cinayetin peşini bırakmayacaklarını, hukuk zemininde mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.

AZİZOĞLU: "BURCU'NUN KATİLİNE VERİLECEK CEZA, KADINLARA YÖNELİK TÜM SALDIRILARA KARŞI CAYDIRICI OLACAK"

Hatice Azizoğlu, Burcu'nun ardından da birçok kadın cinayeti yaşandığını ifade ederek, kadın cinayetlerinin ev içi şiddetin son noktası haline gelen bir çıkmaz sokak olduğunu belirtti. Azizoğlu, kadın cinayetleri ile birlikte kadına yönelik şiddetin artmasının halkta endişe ve korku yarattığını söylerken, Burcu'nun katiline verilecek cezanın kadınlara yönelik tüm saldırılara karşı caydırıcı olacağını kaydetti.

"TEK SUÇU KADIN OLMAK, TEK SUÇU İNSANCA YAŞAMAK İSTEMESİ VE OKULUNA GİTMESİYDİ"

Sokak ortasında elinde bıçak olan eşi Özgür Okumuş tarafından kovalanarak sıkıştırıldığı ilk noktada Mağusa'nın en işlek caddesinde 5 yerinden bıçaklanarak öldürülen Burcu Okumuş'un ailesi kızlarının 1'inci ölüm yıldönümünde basın açıklaması yaptı. "22 yaşında canımız Burcumuz 18 Nisan 2017 tarihinde mezuniyetine 1 ay kala Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde hunlarca ve alçakça katledildi" şekline konuşan aile "tek suçu kadın olmak, tek suçu insanca yaşamak istemesi ve okuluna gitmesiydi" dedi. İşlenen bu cinayet sıradan bir cinayet olmadığını ifade eden aile, görülen bu cinayet davasının da sıradan ve basit bir dava olmadığını, bu davanın şiddet gören işkence gören ve ölüm korkusu yaşayan bütün kadınların geleceğini direk etkileyecek olan dava olduğunu vurguladı. "Burcu her adımı tasarlanarak ve planlanarak vahşice katledilmistir. Katilin gerekçesi ise aldatıldığını düşündüğüm için yaptım diyerek hiçbir hukuki dayanağı olmayan kendine göre bir neden yaratmaya çalışmaktadır" şeklinde açıklama yapan Akçakaya ailesi, hiçbir suç ve hiçbir hatanın öldürmenin, cana kıymanın haklı bir sebebi olamayacağını belirtti.

YAŞAM HAKKI KUTSALDIR"

"Yaşam hakkı kutsaldır. Yaşam hakkı bir ülkenin uygarlık düzeyini gösteren en önemli hukuki insani ölçüt olarak kabul edilmektedir" diyen aile, bir ülkede yaşayan bireyler için bundan önemli bir hakkın düşünülemez olduğunu ifade etti. Devletin kişinin yaşam hakkını korumanın yanı sıra yaşatmak göreviyle yükümlü olduğunu belirten aile, "hiçbir suretle bir insanın başka bir insanın yaşam hakkı üstünde tasarrufu olamaz hayatını sona erdirme gibi bir müdahalesi söz konusu değildir. İnsanı ruhen öldürmek veya irade hakkı kullanma hakkı olan bir yerde iradesini kullanmasına mani olmak, yaşam hakkına gasptır bütün medeni toplumlar yaşam hakkını koruma altına alındığı, herkesin bir başkasının kutsalına saldırmadan hayatını devam ettirdiği bir atmosferde oluşur" dedi. "Vahşice bir cinayete kurban giden kızımın da yaşam hakkı yaşamış olduğu ülkenin yasalarının teminatı altındaydı" diyen acılı aile, özgür Okumuş için "bu alçak asalak katil bütün insanlığa hukuk düzenine ve yasalara meydan okuyarak güpegündüz kızımı bu hayattan vahşice katlederek kopartmıştır" ifadelerine yer verdi . "Kızımın mezuniyetine 1 ay kala 2 aydır ayrı olduğu ve ayrılmaya kararlı olduğu bu adam tarafından katledilmesi sadece bir daha onu maddi ve manevi olarak sömüremeyeceğini anladığı içindir" diyen aile, Burcu'nun 5 yıl boyunca uğradığı şiddet ve işkencenin hesabını kim vereceğini, yaşamadığı yıllarının hesabını kim vereceğini, sorguladı. "Bu katilin kızımıza sapladığı her bıçak darbesi öldürücü bir darbe olurken nedense kendisine öldürücü darbeyi vuramaması oldukça düşündürücüdür. Görülmektedir ki buda planının bir parçasıdır" diyen acılı aile, "bu katil kızımızı katlederek aile olarak bizleri ömür boyu sürecek olan tarifi imkânsız acılara sevk etmiştir" ifadelerine yer verdi.

"KKTC YASALARINA BU KONUDA SONUNA KADAR GÜVENMEKTEYİZ"

Devletlerin aydınlık yarınlarını iyi eğitimli, kültürlü, hukuka ve insan haklarına saygılı gençlerin yetiştirerek garanti altına aldıklarını ifade eden aile, "KKTC yasalarına bu konuda sonuna kadar güvenmekteyiz ve bu cinayetin son noktasını en ağır cezayı vererek noktalayacağına inancımız tamdır" dedi. Nefes aldıkları sürece ailesi olarak bu cinayetin peşini bırakmayacaklarını belirten acılı aile, hukuk zemininde mücadelelerini sürdürmekten vazgeçmeyeceklerini kaydetti.