İÇ HABERLER
okuma süresi: 17 dak.

Tatar: "Ekonomik durum korku veriyor!"

Tatar: "Ekonomik durum korku veriyor!"

UBP Lefkoşa Milletvekili Tatar, TL'nin değer kaybını değerlendirdi ve Türkiye'de faiz politikasının "bu şekliyle" gitmemesi gerektiğini söyledi.

Yayın Tarihi: 21/05/18 07:44
okuma süresi: 17 dak.
Tatar: "Ekonomik durum korku veriyor!"
A- A A+
  • Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili ve maliye eski bakanlarından Ersin Tatar, dövizdeki yükseliş ya da Türk Lirası'nın son dönemdeki hızlı değer kaybedişinin, uluslararası yatırımcılarla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki "savaşa" bağlı olduğunu söyledi.
  • Tatar, Kıbrıs Postası'nın sorularını yanıtladı... Tatar, Erdoğan'ın kendi inancı gereği, faiz oranlarının yükseltilmesine karşı olduğunu, yatırımcıların ise faiz oranlarının yükseltilmesini istediğini anlattı. Tatar, "Sayın Erdoğan'ın faizle ilgili tavrı değişmeli mi diyorsunuz?" sorusuna, "... Bu şekilde gitmemeli" yanıtını verdi.
  • Tatar, "Ekonomik açıdan korkutucu bir durum var... Daha yüksek enflasyon sisteme girmedi... Enflasyon sisteme girdiğinde Türkiye'de hayat daha pahalı olacak" dedi.

"TC MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZ OLMASI LAZIM"

Soru: Döviz... Sterlin, Euro yükseliyor... Nedir bunun sebebi?

Cevap: Bu tamamıyla Türkiye'ye yönelik bir güvensizliktir. Para hareketleri kar beklentisine bağlıdır... Kimse, kimsenin hatırına bir ülkeye para yatırmaz. Bir beklenti vardır... Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan faize karşı savaş ilan etti... 'Ben faizleri yükseltmeyeceğim' diyor... Dünya'da faizler artmaya başladı... Petrol fiyatları yükseldi... Brent tipi petrolün varil fiyatı 80 Dolar oldu. Bu fiyat 3 ay önce 50 Dolar'dı... Dolar da uluslararası piyasalarda daha fazla değerlendi... Amerika'da faizlerin yükseltilmesi ile başladı... Bu konuda hep bir beklenti vardı. Faizler yükseltilecekti. Bu gerçekleşiyor... Amerika'da faizler birden ikiye çıktığı zaman, bizdeki pencereden bakıp da 'nedir yahu birden ikiye çıkmışsa' dememek lazım... Birden ikiye çıkış, yüzde 50 artıştır... Yüzde 50 artış çok önemlidir. Muazzam bir artıştır... Yüzde 15'ten 17'ye çıkması, yüzde 2'liktir, beşliktir... Ama Amerika'da yüzde birden yüzde ikiye çıkması, yüzde 50 artıştır... Önemli bir artıştır ve paranın Amerika'ya dönmesini sağlar... Dünya'nın her yerinden ve tabii ki Türkiye'den paranın Amerika'ya geri dönmesi devam ederken, Türkiye'de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dünya görüşü bağlamında 'faize inanmıyorum, faiz zarar veriyor' diyor... TC Merkez Bankası'nın bağımsız olması lazım... Bu bağımsızlığın elinden alınmış gibi bir durumu var... Merkez Bankası'nın anayasal görevi nedir? Fiyat istikrarını korumaktır. Bunun için paranın değerini de koruması lazım. Ve haliyle gerektiğinde faizi yükseltmesi lazım... Faizin yükselmesi Anayasal olarak mümkündür... Anayasa, TC Merkez Bankası'na fiyat istikrarını koruma görevini verir. Esas itibarıyla Merkez Bankası'nın görevi fiyat istikrarını korumaktır. Demek ki gerektiği takdirde faizi yükseltmek de görevinin önemli bir parçasıdır. Şimdi soruya cevaba geleyim; Sayın Recep Tayyip Erdoğan güçlü kişiliği ile diyor ki, 'ben bu kuralı farklı değerlendiriyorum, faiz silahını elinden alıyorum, faizi bırak artırmayı, aşağıya çekeceksiniz'... Bankacılar ve uluslararası çevreler Sayın Erdoğan'dan güven bekliyorlardı... Merkez Bankası'nın ve Ekonomi Bakanlığı'nın düzenleme yapmasını bekliyorlardı... Kısacası, faizleri artıracakları beklentisi vardı... Sayın Erdoğan, BBC'ye, Financial Times'a verdiği röportajlarda tam tersini söyledi... İngiliz yayın kuruluşları, 'Erdoğan tam tersini yapıyor ve faizleri yükseltmek yerine düşüreceğini söylüyor' diye yazdı... Aynı yayın organlarındaki yorumlara göre, '... Türkiye'de faizler yükseltilmeyince, güvenmiyoruz' dendi ve Türkiye'den daha çok para çıkmaya başladı... Para çıkışı artınca, kur da böyle oldu... Bu saatten sonra ne olur? Türkiye faizleri artırır mı artırmaz mı, daha fazla bunun üzerine mi gider, kimse bilmiyor... Bunu devamlı soruyorum. Kimse bir şey bilmiyor. Faizlerin artırılması tabii ki borçlu bir ülke için külfettir... Devletin borcu vardır, özel sektörün borcu vardır. Ama KKTC'de günlük yaşantısını dövizle yürüten çok sayıda insan vardır... Gerek Türkiye gerekse KKTC ithalata dayalı ülkelerdir... Türkiye'nin 170 milyar Dolar ihracatı vardır ama 280 milyar Dolar da ithalatı söz konusudur. Kur artışları direkt Türkiye'yi de ve bizi de hayat pahalılığı anlamında etkilemektedir. Çünkü petrol ve gaz da ithal edilmektedir... Şu anda en büyük sıkıntı, döviz böyle devam ettiği takdirde, enflasyonun yüzde 15'lerin üzerine geçeceğidir. Türkiye'nin hedefi tek haneli enflasyondu. Yüzde 5'in altıydı...

ERDOĞAN'IN FAİZLE İLGİLİ TAVRI DEĞİŞMELİ Mİ?

Sayın Erdoğan'ın faizle ilgili tavrı değişmeli diyorsunuz... 24 Haziran'dan sonra değişir mi mesela? Öyle bir beklentiniz var mı?

Bu şekilde gitmemesi lazım.. 24 Haziran'dan sonra yeni bir sistemi yeni bir konjenktür başlayacak. Cumhurbaşkanlığı sistemi hayata geçecek. Kendi istediği kişileri bakan olarak tayin edecek. Öte yanda da parlamento olacak.. Parlamento'da çoğunluk kimde olacak? Cumhurbaşkanı'nda olacak mı? Bütün bunlar tekrar gündemi oluşturacak. Ama şu anda kimse ne olacağını bilmiyor... Kimse, faizlere nasıl bir müdahale olacağının yanıtını bilemiyor. Devamlı takip ediyorum, yakından izliyorum, kimse ne olacağını kestiremiyor...

"DÜNYADA KUR SAVAŞLARI VARDIR"

Dünya'da kur savaşları var...

Evet, Dünya'da kur savaşları vardır. Bu savaşlarda paranız çok ucuzladığı zaman bunun avantajları da olabilir. Mesela turizmde patlama beklenir. İhracatta artış ithalatta acayip bir düşüş beklenmektedir.

Sayın Erdoğan bunlara güveniyor olamaz mı?

Bir kısım uzman bunun için de Sayın Erdoğan'ı cesaretlendiriyor olabilir... Ama fiyat istikrarı açısından yüksek bir enflasyona girdiğinizde, bunun başka başka sıkıntıları vardır...

"AVRUPALI İÇİN TÜRKİYE TURİZMİ ÇOK UCUZLADI"

Antalya'ya günde 45 bin turist gelir... Bu ciddi bir gelir sağlayamaz mı?

55 bin olacak, 65 bin olacak. Çok ucuzladı Türkiye... Bugün, Avrupalı turist, Euro kullanıp İtalya'ya, İspanya'ya gideceğine, Türkiye'de çok daha ucuza tatil yapar... 2 bin Euro ile İtalya'ya gideceğime, aynı tatili bin Euro ile Türkiye'de yaparım diyecekler...

"TURİSTİ TAŞIYACAK UÇAĞIMIZ YOK"

KKTC de bunu avantaja çeviremez mi?

Bizde turisti taşıyacak uçak yok...

"FİYAT FARKI NEDENİYLE RUMLAR DA GELİP KUZEY'DEN ALIŞVERİŞ YAPACAK"

Güney Kıbrıs'tan insanların Kuzey'den alış veriş yapmaları artmaz mı? Artırmak için çabalasak mesela...

Bugün benzinciye gittim... Gümrüklerde istedikleri kadar kontrol etsinler, bu kadar fiyat farkı olduğunda, Rumlar da gelip, Kuzey'den alış veriş yapacak. Bidonlarla benzin alanlar var... Sigara aynı şekilde...

"ALIM GÜCÜMÜZ OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE'NİN ÖZEL SEKTÖRÜNE GİDER"

Bu bir kapitalist oyun mudur? Türkiye bize para verir... CTP'nin büyük parti olduğu bir koalisyonda maaşları ödeyememiştik... Türkiye para vermemişti... Bir ülkenin siyasi tavırları beğenilmediğinde, ekonomik ambargolar getirilir falan... Kapitalizm dilediği gibi oynar... Kapitalizm iğrenç bir şey midir? Nasıl bir yorum yaparsınız?

Bütçemizin yüzde 28'ini Türkiye sağlar... İkinci dünya Savaşı'ndan sonra Brett and Woods diye bir sistem kurdular... Amerika çok güçlüydü. Avrupa hemen hemen batmış, yıkılmıştı. İnsanlar ölmüştü savaşta. Amerika, direkt Avrupa'ya çok ucuza borç para verdi. Kalkınsın ve daha sonra Amerika'nın mallarını alabilsin diye... Gerçekten de öyle oldu. Uzun vadeli planlanan bir şeydi. Bu tür planlamalarda, yoksul ülkelere kalkınabilmesi için yardımcı olursunuz... Kazandığı parayla sizden alsın şartını koşarsınız... 'Benden alacaksın' şartı var... 'Ben sana yardımcı olacağım, palazlanacaksın, gelişeceksin, sonra o ekonomik gücü gidip başka yerde mi harcayacaksın?'... Hayır! İşte Amerika, Avrupa'yı kendine entegre olmaya mecbur bıraktı... Bizde de böyledir... Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz vardır... Çarşıya baktığınızda buraya ithalatın yüzde 70'i Türkiye'dendir... Dereboyu'ndaki mağazalara baktığınızda, bir yığın güzel güzel caddelerimiz var, onlara baktığınızda neyi görürsünüz? Hep Türkiye markalarını... Değil mi? Türk televizyonlarını izliyoruz... Bu televizyonlarda neyin reklamını görüyoruz? Dereboyu'nda veya bütün çarşılarımızdaki markaların reklamlarını... Dolayısıyla bunun ifadesi şöyledir; devletten bize katkı vardır, ama bizim alım gücümüz olduğu gibi Türkiye'nin özel sektörüne gider, oraya harcarız... İtalyan, İngiliz markası görmüyoruz, bilmiyoruz... Haberimiz bile yok... Ona göre bir düzen kurulmuştur... Türkiye bizi, kolordusuyla korur, büyük paralar harcar... Varlığımızı sürdürüyoruz, ama öğrenciden, turistten, ürettiğimiz patatesten kazandığımız parayı, bütün bunların harcamasını da çok büyük oranda Türk ürünlerine yaparız... Belki otomobil hariç her şey...

"AMERİKA KAZANIYOR!"

Amerika da aynen bunu yapıyor...

Amerika bunu aştı... Artık kültür – internet çağını geliştirdi... Hepimizin cebinde birer telefon mesela... Akıllı telefonlar... Biz Telsim'e, Turkcell'e ödeme yaparız ama o faturaların yarısı Amerika'ya gider... Teknolojisini, programını Amerika yapar... Amerika satar... Muazzam ilişkiler söz konusudur... Detaylara girersek, içinde kayboluruz...

"DÖVİZDE KORKUTUCU BİR DURUM VAR"

Bize geri dönelim... Gidişat iyi değil... Türkiye faizleri yükseltmezse, döviz daha da mı yükselecek? Sterlin çok yakında 7 TL olacak, Euro 6 TL'yi geçecek gibi spekülasyonlar söz konusu... İflas mıdır bunun adı?

Korkutucu bir durum var... Daha enflasyon sisteme girmedi... Enflasyon sisteme girdiğinde Türkiye'de hayat daha pahalı olacak. Şu anda enflasyon daha sisteme girmedi... Türk Lirası şu anda aşırı değersizleşmiştir. Ekonomik kurallara göre, şu anda TL'nin bu kadar ucuz olmaması lazım... Daha değer kaybetmesinin hiç bir anlamı yok... Ama Türkiye'nin özel sektörünün ciddi borçları vardır... Bu borçlar uzatılmazsa, vadesi geldiğinde ödenmelidir... Ödemek için şu şirket veya şu banka fiyatı neyse, ödeyecek, Doları satın alacak ki o borcu ödesin... Kilit oradadır... 200 milyar Dolar bir borçtan bahsediliyor... Eğer bu 200 milyar borcun bölüm bölüm vadeleri geldiğinde, eğer uzatmayı başarabilirse, o zaman aşırı kur artışı olmayacak... Eğer Sayın Erdoğan'ın savaşı bunlarla daha derinleşirse ve başka başka siyasi olaylar da gündeme gelir ve 'çekin ipini bunların ve uzatmayın borç vadelerini' o zaman fiyat neyse, o fiyattan Dolar satın alınır... Ve o borçlar ödenir. Kur daha da ileri gider... O müzakere süreçleri çok önemli... Ben temenni ederim ki, artık geldiği yere geldi. Türkiye'nin ekonomik olarak zarar görmesi, olumsuz etkilenmesi kimsenin işine gelmez. Bütün para sahibi çeşitli sermaye kuruluşları Türkiye'den çok ciddi paralar kazandılar... Türkiye'de enflasyon 7 -8 2lerdeyken, faiz yüzde 12 – 13'tü... Reel yüzde 3, 4 veya 5 faiz kazandı bu para sahipleri... Faizden enflasyonu düştüğümüz miktar kadar para kazandı bu para sahipleri... Bu kadar yıldır bu yabancılar, bu kadar çok para kazandıkları yere ihanet etmemeleri lazım... Dolayısıyla Sayın Erdoğan'ı da biraz daha fazla anlamaları lazım... Sayın Erdoğan'ın da söylediği bir şeydir bu... 'Türkiye'ye çok yüksek reel faiz ödettiler' diyor... Doğrudur... Bu paranın Türkiye'de durabilmesi için Türkiye çok ciddi bedel ödedi, faiz ödedi... Şimdi Sayın Erdoğan'ın savaşı reel faizi düşürmektir... Diyor ki, 'bu kadar reel faiz ödememiz gerek yok, zaten faiz makul bir şey değildir'... Ama yabancı yatırımcı ise pazarlık ediyor, 'burada kalmak için şu kadar faiz isteriz' diye dayatıyorlar...

"KURLARDA NE OLACAĞINI BİLSEK ZENGİN OLURUZ"

Bekleyip göreceğiz...

Evet bekleyip göreceğiz... Kimse kesinlikle ne olacağını bilemiyor... Zaten bilsek, zengin oluruz... Dünya kadar insanın TL'si de dövizi de vardır... Bilsek ki, dövizin fiyatı artacak, bir kuruş TL bırakmaz, her şeyi dövize çevirirsin... Yani çek bile varsa onu bile dövize çevirin... Sonucu, ne olacağını bilmeyiz...

"ULUSLARARASI KURULUŞLARIN BİZE VERECEĞİ GARANTİ KAĞIT ÜSTÜNDEDİR"

Kıbrıs sorununu çözmek bizim için bu döviz sıkıntısından kurtulmak mıdır? Bana göre derhal federal çözüm olmalı... Türkiye'nin garantisiymiş, şuymuş, buymuş hepsi bir kenara bırakılmalı... Guterres ne derse yapalım... Siz ne diyorsunuz?

1960'ta da anlaşma yapılmıştı bu memlekette... Garantörlerden biri de koskoca İngiltere'ydi... Çok daha güçlüydü... 63'te olanları bilirsiniz... Ne yaptı İngiltere? Sadece seyretti. Müdahale etmedi... Dolayısıyla uluslararası kuruluşların bize vereceği garanti kağıt üstündedir. Sayın Rauf Raif Denktaş hep bunu söylerdi. O hep kağıt üstünde kalır... Güçlü güçsüzü ezer ve geçer...

"ZAMAN İÇERİSİNDE YÜZ YIL ÖNCEKİ KIBRIS KÜLTÜRÜ KALMAYACAK"

Şu anda Türkiye bizi ezmiyor mu ekonomik olarak?

Türklük Dünyası vardır... Farklı düşüncelere de saygım vardır. Biz Kıbrıslıyız, Kıbrıslı olarak kalmak istiyoruz... Buna da saygım vardır... Önemli bir şeydir... Ben de Kıbrıslı bir Türküm ve Kıbrıslı özelliklerim benim için de fevkalade önemlidir. Gerçekçi olmamız lazım... Bir kaç yüz bin insan bağımsız olarak varlığını ve kültürünü yüzde yüz koruyamaz. Yüzde yüz korumak mümkün değil... Bir kaç yüz bin insanın ekonomik olarak ayakta kalıp, bütün kültürel özelliklerini ve tutkularını devam ettirmesinin mümkünatı yoktur... Dolayısıyla, Dr. Fazıl Küçük'ün dediğini hatırlayalım, 'ehven,i şer'... Doktor öyle demişti... Rum'un içinde azınlık olup, zaman içinde yok olacağıma, daha iyisi büyük Türk Dünyası içerisinde, evet sıkıntılar, farklı kültürler olsa da, günün sonunda, orada olmak isterim... Türk varlığının devamıdır önemli olan... Zaman içerisinde, yüz yıl önceki Kıbrıs kültürü kalmayacak, bunu da kabul etmek lazım... Burası daha da Türkleşecek...

"HÜKÜMETİ DAHA ÖNCEKİ ELEŞTİRİLERİNDEN DOLAYI ELEŞTİRİRİM!"

Mevcut hükümet dövizle ilgili hiç bir şey yapamayacağını itiraf etti... Başbakan söyledi... Bu tavır başarılı mı?

Bunlar hükümete gelmeden önce çok şeyler söylediler... Çok da az döviz artışı olduğunda, 'Hiç bir şey yapmıyorlar, fiyat istikrar fonunu kullanamıyorlar, zamlara gerek yoktu, insanımızı perişan ettiler' diyorlardı... Şimdi benzer bir durum var... Bir şey yapamadıkları ortaya çıkıyor... Yaptıkları eleştirilerden dolayı eleştiririm kendilerini... Ama bugünkü durumda, mevcut döviz şartlarında, zam ve fiyat artışları kaçınılmazdır.

"HÜKÜMET ZAMLARI ZAMANA YAYABİLİRDİ!"

Tecrübe mi kazandılar?

Zamlar zamana yayılabilirdi... Maliye Bakanı Serdar Denktaş denk bütçeden bahsediyor... Maliyenin durumu madem ki iyidir, madem ki elinde kaynak var, zamlar ertelenebilirdi... Belki döviz düşer, belki petrol fiyatları düşer... Birden zamlara yüklenmemeliydiler diye düşünüyorum.

"HALKIMIZ FAKİRLEŞMİŞTİR, TÜRKİYE BURAYI DESTEKLEMELİDİR"

Kıbrıs sorununda bizi çözüme zorlamak gibi bir durum var mı? Yani döviz – kur oyunları ile Türkiye'yi de bizi de Kıbrıs'ta çözüme mecbur etmeye çalışıyorlar desem...

Benim Türkiye'ye diyeceğim var... Buranın desteklenmesi lazım... Evet orası Türkiye'dir, burası KKTC'dir, farklı bir yerdir... Güney Kıbrıs'a komşu bir yerdir KKTC. Avrupa'nın içindedir... Buradaki ekonomik durum, dövizin bu kadar artması durumunda, tekrar değerlendirilmesi gereken bir şeydir. Elbette kendi ayaklarımız üzerinde durmak zorundayız... Ancak TL nedeniyle çok önemli kaybımız oldu... Buradaki ekonomik yatırım ve katkıların olumlu yönde değerlendirilmesi gerekiyor... Bir nebze olsun telafi edilmesi şart... Halkımız çok fakirleşmiştir...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.