"Gariban muhasebeci, Cypruvex'in halinden sorumlu tutuldu"

• Hükümetin Cypfruvex'e atadığı isimlerin, yabancı tüccarlarla işbirliği yaptığını ve hem devleti hem de üreticiyi ciddi zarara soktuğunu iddia eden Çaluda, CTP PM üyesi Düzgün'ün "Usulsüzlüğü yapan muhasebecidir" şeklindeki yorumuna ilişkin "Bu kadar pişkinlik olamaz. Gariban muhasebeci, Cypruvex'in halinden sorumlu oldu" ifadesinde bulundu.
• Çaluda'nın söylemleri sonrası gerilen ortam, Başbakan'ın salonu terk etmesiyle sakinledi. Çaluda'nın konuşmasının sonlarına doğru yeniden salona gelen Başbakan, UBP'li vekilin yolsuzluklarla ilgili yaptığı konuşma ve belge dediklerinin itham olduğuna dikkat çekti.

Geçtiğimiz gün toplanan Cumhuriyet Meclisi'nde kürsüye çıkan UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, "Cypfruvex'de Yaşanan Yolsuzluklar" konusunda yaptığı güncel konuşmada, geçtiğimiz hafta Cypfruvex'de 1 milyona varan bir yolsuzluk yapıldığı konusunda Başsavcılığa bir başvuru yaptıklarını anımsattı.

Kıb-Tek'te de bir yolsuzluk yaşandığını iddia eden Çaluda, Elektrik Kurumu konusundaki raporun şubat ayında, 4'lü hükümetin eline geldiğini ancak bu konuda herhangi bir işlem yapılmadığını savundu.

"KARAR HERKESE UYGULANMALI"

Elektrik Kurumu'na münhalsiz bir şekilde istihdam yapıldığını ileri süren Çaluda, hükümetin yolsuzluklar konusundaki kararını herkese uygulanması gerektiğini kaydetti.

Cypfruvex konusunda da eleştirilerde bulunan Çaluda, bundan 25 yıl öncesine kadar Cypfruvex'in Kıbrıs Türkü'nün en büyük ihracat firması olduğunu ancak yıllar içinde burasının siyasilerin "çiftliği" konumuna getirildiğini savundu.

"GÖZ YUMULDU…"

Cypfruvex'te yapılan usulsüzlük konusuna işaret eden Çaluda, yasa gereği kimsenin çift maaş alamayacağını ancak kurumda buna göz yumulduğunu kaydetti.

Cypfruvex'in bugünlere gelmesinde tüm siyasi partilerin suçu olduğunu ileri süren Çaluda, denge unsuru olacak Cypfruvex'in bugün zarar unsuru haline getirildiğini savundu.

Çaluda, Cypruvex'in amacına uygun hizmet vermesi gerektiğini belirterek, kim düzgün çalışmazsa onun cezasını çekmesi gerektiğini vurguladı.

Aytaç Çaluda, belgelerin ortada olduğuna işaret ederek, belge olmadan kimsenin yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle suçlanamayacağını kaydetti.

"BU KADAR PİŞKİNLİK OLAMAZ"

Hükümetin Cypfruvex'e atadığı isimlerin, yabancı tüccarlarla işbirliği yaptığını ve hem devleti hem de üreticiyi ciddi zarara soktuğunu da iddia eden Çaluda, CTP Parti Meclisi üyesi Niyazi Düzgün'ün sosyal medyadaki Cypruvex yorumuna değindi.

Düzgün'ün, sosyal medya hesabından kuruma yönelik yapılan eleştirilere ilişkin "Usulsüzlüğü yapan muhasebecidir" şeklindeki yorumunu eleştiren Çaluda, "Bu kadar pişkinlik olamaz. Gariban muhasebeci, Cypruvex'in halinden sorumlu oldu" ifadesinde bulundu.

Çaluda'nın söylemleri sonrası, Başbakan Erhürman'la yaşadığı gergin anlar sonucu, Erhürman salonu terk etti.

Çaluda, siyasilerin, önümüzdeki günlerde kamu bankalarından aldığı ve ödemediği borçları da ortaya koyacağını ve bu memleketi kimlerin hortumladığının ortaya çıkaracağını ifade etti.

ERHÜRMAN: "SAVCILIĞA ZATEN GÖNDERİLDİ"

Çaluda'nın konuşmasının sonlarına doğru yeniden salona gelen Başbakan Erhürman, UBP'li vekilin konuşmasının ardından söz aldı.

Başbakan Erhürman, Sayıştay raporlarında adı geçenlerin hüküm giymiş olmadığını, bunun için farklı adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Erhürman, bu konuşmayı, bilinmesi gerektiğini düşündüğü ancak bilinmediğini fark ettiği konular için yaptığını kaydetti.

Erhürman, UBP Milletvekili Aytaç Çaluda'nın geçen günlerde mahkemeye başvurduğu Sayıştay raporlarının zaten otomatik olarak savcılığa gönderildiğini hatırlatarak, yayınladıkları genelgede de raporların zaten Sayıştay'a gittiğini; bazı şahıslara yönelik devletin hukuk davası açması gerektiğini ve bunun için de yazılı başvuru gerektiğini belirtti.

"BELGE DEDİKLERİ İTHAM"

Cezai soruşturmalarda Sayıştay raporu sonrasında başvuru yapılmasına gerek olmadığını yineleyerek, Sayıştay raporlarında adı geçenlerin hüküm giymiş olmadığını, bunun için farklı adımlar atılması gerektiğini yineleyen Erhürman, Çaluda'nın yolsuzluklarla ilgili yaptığı konuşma ve belge dediklerinin itham olduğunu vurguladı.

Başbakan Erhürman, Başsavcılığa baskı yapıldığı iddialarının da isim belirtilmediği sürece dedikoduya girdiğini ve kendisinin suçluluğu ispat edilmeden kimsenin adını zikretmeyeceğini söyledi.