İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

"Genel Sekreter'in hedefi; geri dönüşü olmayan nokta"

“Genel Sekreter'in hedefi; geri dönüşü olmayan nokta"

Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "stratejik bir ara anlaşma" ifadesini, 6 madde (Guterres Çerçevesi) üzerinde anlaşmaya varılması halinde "geri dönüşü olmayan ve çözüm ihtimalinin bozulamayacağı bir noktaya gelineceği" şeklinde yorumladı.

Yayın Tarihi: 21/06/18 11:21
okuma süresi: 7 dak.
“Genel Sekreter'in hedefi; geri dönüşü olmayan nokta"
A- A A+
Alithia Hristodulidis'in, salı akşamı "Oxygono" isimli örgüt tarafından düzenlenen etkinlikte "Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlarla" ilgili konuşmasını "Çerçeve Aracılığıyla 'Point of No Return'e (Geri Dönüşü Olmayan Nokta)" başlığıyla aktardı.

"GENEL SEKRETER ASLA BİR ARA ANLAŞMADAN SÖZ ETMEDİ"

Gazeteye göre Genel Sekreter'in "asla bir ara anlaşmadan söz etmediği" görüşünü ortaya koyan Hristodulidis "Genel Sekreter'in hedefi, 'point of no return'e ulaşmamız, yani bir anlaşma olmasıdır" dedi, şöyle devam etti:

"Bu 6 noktada taraflar arasında anlaşma olursa, geriye kalan konular –çünkü anlaşmazlık olan konular var- kapsamlı bir anlaşmaya varılmasını bozmaya yeterli değildir. Genel Sekreter'in Crans Montana'da taraflara önerdiği stratejik anlaşma budur."

Hristodulidis iyi niyet raporunun, Guterres'in müzakerelere Crans Montana'da kaldığı yerden devam etme perspektifi olup olmadığının ortaya çıkması maksadıyla özel danışman göndererek prosedürü ileri götürme taahhüdünü gösterdiği yorumunu yaptı.

Kıbrıs sorunundaki bundan sonraki adımın "nihai olacak bir uluslararası konferans formunda" olması ümidini dile getiren Hristodulidis "Genel Sekreter raporunda ilk kez Türk tarafının arzu edilen çözümle ilgili beyanına yer veriyor" dedi. Hristodulidis "bizim tutumumuz, en kısa zamanda adım atılmasıdır" dedi ancak "Kıbrıs sorununda bir sonraki adımın Eylül'de mi atılacağını" söylemekten kaçındı.

Kıbrıs sorununun çözümünde AB'nin rolüne değinirken "son müzakere prosedüründe önemli ilerleme kaydedilmesinin bir sebebi varsa o da AB'nin müzakere masasına müdahil olmasıdır" diyen Hristodulidis özetle şunları ekledi:

"1977'de anlaşmaya varılan iki bölgeli iki toplumlu federasyon, Avrupa müktesebatına uymayan birçok nokta içeriyor ancak bugün, çözüm çerçevesinde herkesin Kıbrıs egemenliğindeki istediği yere yerleşme hakkı gibi, daha önceki çözüm çabalarında olmayan birçok şey değişti. Son müzakere prosedürü sürecinde bütün bu yakınlaşmaların sağlanmasında katma değer olan AB'nin katılımının yeni bir çabada da devam etmesini istiyoruz."

Hristodulidis Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımların Türkiye'de yapılacak seçimlere bağlı olacağını iddia etti. "Türkiye'nin içişlerine karışmak istemediğini" savunduğu Rum yönetiminin "(seçimlerden) Türkiye'yi istikrara götürecek bir hükümet arzu ettiğini" dile getirdi.

"MÜZAKERELERE YILLARCA ROMANTİZMLE YAKLAŞTIK"

"Hükümetimiz Kıbrıs'ı ve Kıbrıs sorununu doğrudan etkileyen gelişmeleri her gün değerlendiriyor ve bütün senaryoları çalışıyor" ifadesini kullanan Hristodulidis, şunları ekledi:

"Kıbrıs müzakerelerine yıllarca bir romantizmle yaklaştık ancak gerçek, kendisinin de menfaatine olduğunu hissetmemesi halinde Türkiye'nin çözüme ilerlemeyeceğidir. Yaptığımız hareketlerle bu mesajlar Türkiye'ye de gönderiliyor. Son müzakere sürecinin –ve özellikle olumlu gelişmelerin- sonuçları bu hareketlerimizin ve Türkiye'ye gönderdiğimiz mesajların sonucudur.

Mantıklı düşünen bir Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümünden kendisi için de ortaya çıkacak menfaati görebilir. Bu menfaatler AB'yle de ilgili olabilir enerji konularıyla veya bölgede geliştirilen işbirlikleriyle de. Bölgede keşfedilen doğal gaz ülke için bela değil lütuftur, bölge devletlerini yakınlaştırıyor, AB'nin ve

ABD'nin bölgeye ilgisini güçlendiriyor, Türkiye açısından teşvik olarak da işleyebilir."

Fileleftheros "Geri Dönüşü Olmayan Nokta" başlıklı haberinde "BM'nin, Guterres Çerçevesi'nin 6 noktası üzerinde anlaşmaya varılmasını hedeflediğini, böyle bir şeyin Kıbrıs sorununu geri dönüşü olmayan, çözüm ihtimalini de bozulamayacak bir noktaya götüreceği " şeklinde yorumladı ve Hristodulidis'in açıklamasının

"Rum yönetiminin de bu hedefi tamamen paylaştığını gösterdiğini" savundu.
Gazete prosedürün bu istikamete, yani yeni bir uluslararası konferansa ilerleyebilmesi için "önce Türk seçimlerinin tamamlanması, BM Genel Sekreter danışmanının bölge gezisini tamamlaması, Ankara'nın müzakerelerin devamıyla ilgili tutumunu netleştirmesi ve Genel Sekreter'in yeni müzakereler çağırmak için geçerli sebep bulunduğuna ikna olması gerektiğini" ileri sürdü.

SPEHAR

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elisabeth Spehar'ın, her iki toplumdaki siyasi güçlerle istişareleri çerçevesinde dün DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos ile görüştüğünü kaydeden gazeteye göre Spehar, BM'nin bundan sonraki adımının, bütün taraflarla istişare yapmak olacağını söyledi. Genel Sekreter'in bir sonraki adımı ne zaman atacağı sorusuna karşılık ise "önümüzdeki dönemde, yakında diyebilirim" dedi.

PAPADOPULOS

Nikolas Papadopulos ise Guterres Çerçevesi'nin, Rumların değişmez tezleri ve Rum Ulusal Konseyi'nin oybirliği ile aldığı kararlarla çakışan "kabul edilemez maddeler içerdiği için" Kıbrıs müzakerelerine zemin olamayacağını savundu.
Papadopulos, "müzakerelerin 'gizli diplomasi' ile yürütüldüğünü" öne sürerek "sonunda bizi kapsamlı bir anayasayla karşı karşıya bırakacak veya çözüm maddelerini baskı ve şantaj ile kabul etmemiz istenecek. Bunun götüreceği tek yer fiyaskodur" dedi.

Müzakerelerde daha çok şeffaflık isteyen Papadopulos "BM'den, iki liderden kamuoyunu, anlaşmanın gerçek hüküm ve maddeleri hakkında bilgilendirmelerini istemesini talep ediyoruz. bütün belgeler verilmeli. Kıbrıs'ta bu olanlar başka hiçbir ülkede olmaz. Şeffaflık olmamasında tabii ki Sayın Anastasiadis'in sorumluluğu var. Prosedüre meclis de halk da müdahil olmalı ve bilgilendirilmeli" dedi.

Papadopulos, Türkiye'nin seçimler nedeniyle "uzlaşmazlığını tırmandırdığını" iddia ederek "Beklemedeyiz. Seçimlerden sonra Türkiye'nin malum uzlaşmaz tezlerini terk edip yapıcı bir tavırla müzakere masasına gelme niyetinde olup olmayacağını görmeyi bekliyoruz" dedi, özetle şunları ekledi:

"Sayın Spehar'a da söylediğim gibi şahsen, Sayın Erdoğan'ın seçimlerden sonra tavrını değiştireceği konusunda iyimser değilim. Aksine, son 15 yıldır her seçim sonrasında olduğu gibi daha da kötü olacak. BM'nin, Kıbrıs sorununun çözümünü torpilleyen kabul edilemez tezlerini terk etmesi için Türkiye'ye baskı yapmalı."
Haravgi haberi; "Gelişmeler Özel Danışman İle… Guterres'in 6 Maddesinde Anlaşma Bizi Çözüme Yaklaştıracak" ve "Spehar İstişarelerde Bulunuyor" başlıkları altında değerlendirdi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.