İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Bir cinayetten arda kalanlar: Kennedy T. Dede cinayeti

Bir cinayetten arda kalanlar: Kennedy T. Dede cinayeti

Kennedy Taomwabwa Dede, o gece başına aldığı darbeler sonucu üçü kadın, dördü erkek, 7 kişi tarafından katledildi… Yaşanan olay, uzun süre ülke gündeminde kaldı, pek çok farklı iddia ortaya atıldı, birçok ağız konuştu; fakat gerçek ne idi?

Yayın Tarihi: 15/07/18 11:56
okuma süresi: 11 dak.
Bir cinayetten arda kalanlar: Kennedy T. Dede cinayeti
A- A A+

Kıbrıs Postası / İbrahim Emre SUGEL - Salih ARICI - Erkan MINDIK

Gazimağusa Çanakkale Göleti'nde, 29 0cak 2018 Pazartesi gecesi, 7 genç bir Afrikalı öğrenciyi döverek öldürürken, hiç tanımadıkları birinin telefonuna ve güvenlik kameralarına kaydedildiklerinden haberleri yoktu.

Cinayet zanlıları, arkalarında bıraktıkları Dede, yaşam mücadelesi verirken, eğlence mekanına gidip doğum günü partisine katılacak kadar soğuk kanlılardı ya da kanlarında dolaşıp nörolarına hücum eden başka bir şey vardı.

Cinayet, ardında uyuşturucu ve alacak verecek meselesi bırakarak, soruşturma sürecine çoktan girmişti. Zanlı N.Ş'nin bin TL'lik alacağına karşılık, yanında 6 arkadaşıyla birlikte evini basıp, alı koyduğu Dede'nin gözünü korkutmak için başlatmış olduğu linç girişimi, ölümle sonuçlanmıştı.

Rum tarafına kaçış

Ertesi gün olay yerine dönen iki cinayet zanlısı N.Ş. ve A.S, cesedin 16.45'te polis tarafından bulunmasından yarım saat önce ED 581 plakalı araçla yola koyulup, Akyar Kara sınır kapısından Pile'ye yöneliyordu. Burada kendilerine kaçış için para getirecek olan kişiyle buluşup cinayeti arkalarında bırakacaklardı. Polis ise çoktan zanlıların eşkallerini dağıtmıştı. A.S. Pile'de kıskıvrak yakalanırken, N.Ş. son anda kaçmayı başardı.

Malik Torun'la görüşmüş olabilir

Mağusa'nın kara kutusu Bay C anlatıyor:

"Malik Torun. KKTC'de aranan uyuşturucu baronlarından. Rum tarafına kaçıp Türk tarafındaki bonzai ticaretini elinde tutanlardan. Mağusa'da Yenişehir'i üssü gibi kullanırdı. Kardeşi Hüseyin Torun, Türk tarafında halen bu işi yapar; fakat muhbirdir, polise çalışır. O bilgi uçurdukça, polis küçük çaplı işler yapmasına müsaade eder. Halen KKTC'de bonzai işini bu iki kardeş çevirir. N.Ş'de onlar gibi Yenişehirlidir. Rum tarafına kaçtıysa bağlantı kurabileceği başkaları olduğunu düşünmüyorum. Belli ki Malik, cinayet haberi çıktıktan sonra kendini riske etmemek için N.Ş'ye bulaşmadı. O da parasız kalıp Türk tarafına gelerek kendi ayaklarıyla teslim oldu…"

Bir numaralı cinayet zanlısı N.Ş. daha önce esrardan yakalanmıştı

Palmbeach'in meşhur tostçusu ve N.Ş.'nin dayısı olan Bülent Tamavcı ile konuşmaya gittiğimizde, soğukkanlılığı bizi şaşırtmıştı. İtiraf etmeliyim ki, ben ve muhabir arkadaşlarım onun bu kadar rahat röportaj verebileceğini düşünmemiştik. Öyle ki, yeğeninin daha önce karıştığı esrar işinden 1 yıl kadar cezaevinde yattığını dahi büyük bir açıklıkla anlatıyordu. Ve pek tabii onun insanlığının çok iyi olduğuna da sık sık değinip, iyi niyetten şartlı tahliye olduğunu belirtiyordu. O bir şeyler anlattıkça heyecanı artıyor ve cinayeti yeğeninin işlemediğine yönelik inancını elinde tuttuğu sosyal medya paylaşımlarıyla, Destina Okemba isimli başka bir Afrikalıyı adres göstererek kanıtlamaya çalışıyordu. Polis bunları da soruşturma kapsamına almıştı. Ancak kameralara yansıyan görüntüler çok açıktı.

"Biz oradan ayrıldığımızda karşımızda oturmuş bizimle konuşuyordu"

Tamavcı'nın anlatısına göre N.Ş. ile görüştüğünde yeğeninin ilk kez bu kadar çok ağladığına şahit olmuştu. N.Ş, Tamavcıya sarılıp aynen şu cümleleri kurmuş;

"Dayı, dövdüm inkar etmiyorum. Vurdum bir kaç tane ama biz bıraktığımızda otururdu, konuşurdu bizimle. Biz ona 'kalk git' dedik ama o gitmedi. Hiç böyle bir olay yoktu. Sonra biz kaçtık. Bilseydim bir şey olacağını ben de müdahale ederdim. Biz bıraktığımızda sapa sağlamdı bu çocuk."

Bu konuşmanın üzerine biraz düşündüm. 7 genç, başka bir genci apaçık darp ediyor ve onca dayaktan sonra 'sapasağlamdı' diyebiliyor. Bu, zihnimin orta yerinde ironi ve insan psikolojisi üzerine terazi kurmama sebep oluyor.

Tamavcı, tutuldukları nezarethanenin koşullarına da değinmeden edemiyor: "Ben 58 yaşındayım. Kaldığı yere ilk defa indim. Orada insanın yaşaması mucizedir. Çok pis bir koku var. Üstelik düşünün ki çocuklar bir aydır banyo dahi yapmadılar."

Hücrede intihar teşebbüsü

Gazimağusa Kaza Mahkemesinde ki son seri duruşmanın yapılacağı sabah, hücresinin tavanına battaniyeyle asmıştı kendisini S.D. Henüz 17 yaşındaydı. 16 Yaşındaki zanlı B.Ç. ile liseden arkadaşlardı. Yan hücrede kalan başka bir mahpusun haber vermesi üzerine ölümden kurtardılar onu. Hastaneden kısa sürede taburcu edilerek, mahkeme yoluna koyuldular. Bu duruşmada cinayet zanlıları N.Ş (E-28), O.K (E-18), Z.K (E-22), O.K (E-21), S.D (K-17) tutuklu yargılanmaya devam ederken, A.S (K-28) ve B.Ç (K-16) ise maktüle şiddet uygulamadıkları için 7'şer bin lira nakit tazminat, her biri için 2 KKTC vatandaşının 75'er bin lira şahsi kefaleti ve adli kontrol istemiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. B.Ç. ve A.S. bu duruşma da cinayetten beraat ederken, suç örtme ve ağır suç işlemede ihmal davasından yargılanmaya devam edecekler. Olası cezalarının üst sınırı ise 2 yıl.

14 buçuk yaşında uyuşturucu belirtisi

B.Ç. henüz 16 yaşınayken bir cinayetin zanlısı olmuştu. 1 buçuk yıl evvel çalıştığı kafede yaşananlar ise aile yaşantısının sorunlarını gözler önüne seriyordu. Patronu Bay T, onu anlatırken kimliği ve işyeriyle ilgili gizliliğe önem veriyor ama açık sözlülüğü ile geçmişe tanıklık ediyordu:

"B.Ç. bizimle iki hafta kadar çalıştı. Çalışanlarla çok konuşmuyor ancak kafeye gelen arkadaşlarıyla fazlaca diyalog kuruyordu. Bu arkadaş grubunun içerisinde liseden sınıf arkadaşı zanlı S.D.'de vardı. O da aynı cadde üzerinde başka bir yerde çalışıyordu. B.Ç. bize daha önce çalıştığı yerlerden hep tacize uğradığı için ayrıldığını söyledi. Kendi parasını kazanma isteği ve kendini ifade edişi gayet düzgündü. Biz de denemek için işe kabul ettik. Ancak iş yerinde uyuşturucu kullanıyormuş gibi halleri vardı. Bazı şeylerden şüphelenmeye başlamıştım. Bir gün ansızın babası çıka geldi. O gün takım elbise giymişti ve gözleri yaşlıydı. Kızının sürekli evden kaçmasından şikayetçi ve üzgündü. Bu vesileyle B.Ç'nin bir haftadır eve gitmediğini öğrendim. Ailesiyle problemleri vardı. Uyuşturucu şüphesi ve tüm bunlar üst üste eklenince onu işten çıkardık. İşten ayrıldıktan sonra, onu Salamis Caddesi üzerinde bulunan otobüs duraklarında, gece 1.30-2.00 sularında çoğu zaman yalnız başına otururken görüyordum..."

Otobüs durakları

"Otobüs duraklarında direklerin altına bazen buruşturulmuş bir sigara paketinin içine koyarlar uyuşturucuyu. Küçük çaplı malı kullanıcı böyle tahsis eder" dedi, kara kutu Bay C. Doğrusunu söylemek gerekirse hiç aklıma gelmezdi. Ardından hemen B.Ç.'nin otobüs duraklarında gece geç saatlerde yalnız oluşu geldi... Ve sonra soruları bir biri ardına sıraladım: "Para transferi nasıl oluyordu? Mimli köşeler var mıydı? Mallar KKTC'ye nereden geliyordu?"

Bay C soğukkanlılıkla her şeyi anlattı: "Bazı yerler var. Örneğin Gazimağusa Belediyesi'nin karşısında bulunan koruluktaki otobüs durağı. Orada uyuşturucu ticareti yapıldığına bizzat tanıklık ettim. Öte yandan, yüklü malı şehir içine bırakmazlar. Onun da yeri vardır tabii. Örneğin, Saklı Kent Tuzla kavşağını geçtiğinde, 7-8 yıl önce yapılan sitelerin orada bir otobüs durağı var. Yüklü mallar oraya gelir. 200 Liralık ucuza çalışan kuryeler de maşa gibi kullanılır. Malı alıp büyük satıcıya getirir. O da torbacılara pay eder. Torbacı altında torbacı çalışan da vardır. Örneğin, Dede... N.Ş.'nin Afrikalılar pazarını elinde tuttuğu adamıydı. Diğer taraftan B.Ç'yi düşünelim. Lise gençliği için müşteri getirecek iyi bir silahtı. N.Ş. bunlarla çalışır, karşılığında da kullanmaları için mal ve satış komisyonu verirdi. Zaten cinayette alacak verecek meselesinden ortaya çıktı. Fakat para, uyuşturucu parasıydı. Mallara gelince, onlar Rum tarafından tedarik edilir. Para, Rum tarafındaki tedarikçiye normal yollarla da ulaştırılabilir. Uyuşturucu ise paketler halinde ıssız bir sınır telinin üzerinden Türk tarafına atılır. Sonra da koordinatlar verilir ve müptezel ya da dağıtıcılar malı alır. Mal için 1 kilo et ya da 1 şişe şarap getir derler. Bu bir şifredir. Örneğin; 2 kilo et, 2 gr mal demektir. Torbacılar hakkında bir kısa bilgi daha; onları dinlemeniz kimliklerini belirleyebilmek açısından yetersizdir. Çünkü tek kullanımlık, marketlerde satılan 20 günlük telefon hatlarıyla çalışırlar. Numaraları ise sık sık değişir. Ama uyuşturucu pazarı hiç duraksamadan iletişimine devam eder."

"Adalet istiyorum"

Gözleri yaşlı, nasıl söyleyeceğini dahi bilemeden anlatıyor duygularını ve kardeşini Mirriam Dede. Onun nasıl başarılı bir atletizmci old uğundan bahsederken yorgun bakışları parlıyor yaşla dolu da olsa. Sesi titreyerek devam ediyor Mirriam: "Kardeşim 2 ay önce yine kaçırılmıştı. Parasını ve kıymetli eşyalarını çalmışlardı. Biz zaten maddi sıkıntı içindeyiz. Kardeşim olanı biteni polise anlattı. Ama sadece ifadesini aldılar. Oysa önlem almaları gerekirdi. Şimdi ise biz bu acıyla yaşama devam etmek zorunda kalacağız. O benim tek erkek kardeşimdi ve elimden alındı. Eğer oralarda bir yerlerde insanlık namına bir şey kaldıysa, lütfen bunun için ayağa kalkın. Adalet istiyorum. Kardeşimin canını alan bu insanların hesabı tutulup, adalet yerini buldu mu, bunu bilmek istiyorum. Ben herkesin adaletin bulunması için bir şeyler yapmasını istiyorum. Üzgünüm. Bu acı çok büyük. Canım çok yanıyor. Daha fazla konuşabileceğimi sanmıyorum..."

Ardından gözyaşlarına boğuluyor Mirriam. Ve ekran kararıyor. Tuttuğum notlarımı bir kenara bırakıp öylece düşünüyorum. Kennedy Taomwabwa Dede cinayeti, ardına bıraktığı uyuşturucu, para, şiddet ve çocuk yaşa kadar inen insanlık dışı ilişkiler ağı ile yaşadığımız dünyadan tiksinmeme neden oluyor. Bir yerlerde filler tepişiyor ve yine çimenler eziliyor...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.