Ünal Çağıner: "Bu toplum çok badireler atlattı bunu da atlatacak"

Kıbrıs Postası

KIBRIS POSTASI'nın sorularını yanıtlayan Çağıner, "Gerek fonların ve gümrük fonlarının artırılması, gerek zamların yapılması sırasında, temel gıda maddelerini doğrudan etkilememesine özen gösterilmelidir... Temel gıda maddelerini pahalılaştıracak ürünler üzerine zam yapılmamasına dikkat edilmelidir" dedi.

Çağıner, içinde bulunduğumuz ekonomik gidişat nedeniyle moralimizi bozmamamız gerektiğine de dikkat çekti ve "Çok badirelerden geçtik. Bu toplum, çok badireler atlattı, bunu da atlatacağız" diye konuştu.

"... Kimsenin elinde bir sihirli değnek olduğunu sanmak doğru olmaz. Kimsenin elinde sihirli bir değnek yoktur ki dokunsun ve ekonomi anında düzelsin" diyen Çağıner, şu tavsiyeleri ekledi:

"Eskisinden daha fazla çalışacağız... Daha tasarruflu çalışacağız... Daha akılcı, daha rasyonel davranacağız... Üretime daha fazla yöneleceğiz, yatırımları kesmeyeceğiz"...

Çağıner, yatırımların kısılmaması gerektiğine de vurgu yaparken, faizlerin yüksek olmasının yatırımları elbette olumsuz etkileyebileceğini ancak bu faiz oranlarının mutlaka düşeceğini öne sürdü.

Çağıner, "Turizm bu sene kırık geçti... Bir yıllık dönem itibarıyla aşağı yukarı yüzde 20 düşüş olacak... Az bir düşüş değildir... Bu düşüş uçak seferlerinin pahalı olması ve yetersiz olmasındandır... Çünkü ansızın şu veya bu nedenle sefer sayısı azaltılmıştır. Adaya gelmek istemesine rağmen gelememiş çok turist vardır" yorumunu da yaptı.

Ünal Çağıner Kimdir?

Ülkemiz turizminin duayen isimlerinden, adı Acapulco Grup ile özdeşleşmiş Ünal Çağıner1946 yılındagüneyKıbrıs'takiMalyaköyündedoğdu… BabasıMalyalı, annesiEvdim'liydi… CiyasPirasgosu, EvdimPirasgosuveEvdimköylerindeyaşamsürdü… 1974'ten sonraGirne'yeyerleşti…

Acapulco turizmkompleksiyanında, Akgünlermarkasıylagemicilikveturizmsektöründe en etkiliisimlerdenbiriolarakbiliniyor… Turizmalaındayatırımlarınısürdürüyor… Kendiçiftliklerindehayvancılıkveorganiktarımyanında, farklıpeynirçeşitleriüretimiyapmayıhedefleyenyatırımlarıyladurmakbilmiyor…

ÇOK BADİRELERDEN GEÇTİK MORALİMİZİ BOZMAYALIM

Soru: Felaket senaryosu yapmak veya yaptırmak gibi bir niyetim yok ama ekonomi hiç de iyi görünmüyor... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Atlatır mıyız bu kötü günleri?

Cevap: Hiç Moralimizi bozmayalım... Çok badirelerden geçtik. Bu toplum, çok badireler atlattı... 1950'ler, 55'ler, 63'ler, 1974 dönemi... Bu badirelerden geçerken, bu toplum nasıl ki hiç moralini bozmadı ve daha bilinçli, daha birliktelik içerisinde, daha akılcı mücadele verdiyse, ben inanırım ki, aynı bilinci gösterecek...

HALKLARIN DAİMA İYİ YÖNETİMLERE İHTİYACI VARDIR

Soru: Yönetenler?..

Cevap: Tabii ki halkların daima iyi yönetimlere ihtiyacı vardır. İyi yöneticilere... Tarla süren, patates – soğan- domates eken çiftçi, keçi bekleyen, koyun bekleyen çoban devlet yönetiminde söz sahibi değildir... Evet demokrasilerde seçenler onlardır ama doğrudan yönetime müdahale edecek vakti de yoktur. Bunlarla yönetenler ilgilenmelidir. Ve yönetenleri seçen sivil toplum örgütleri ile tabii ki siyasi partiler. Ve inanırım ki bu örgütler ve siyasi partiler kendi aralarında doğru yolu, akılcı yolu, en rasyonel yolu bulacaklar ve bu ülkeyi düze çıkaracaklardır...

KİMSENİN ELİNDE SİHİRLİ BİR DEĞNEK YOKTUR

Soru: Türkiye'ye bağlı bir ekonomi söz konusu... Yönetenler ne yapabilir?

Cevap: Bunları söylerken, KKTC ve Türkiye ekonomisini ayırmadım. Ayrı tutmak mümkün değildir. Çünkü ekonomimiz iç içe girmiş durumdadır. Türkiye'de de bir takım çalışmalar yapılıyor, izliyoruz... Bu çalışmalar sonucu şu anda döviz yükselişi bir durgunluğa girebilmiştir. Bu da sevindirici bir olaydır. İnşallah gerekli tedbirler alınır ve düze daha erken çıkarız. Ama öyle kimsenin elinde bir sihirli değnek olduğunu sanmak doğru olmaz. Kimsenin elinde sihirli bir değnek yoktur ki dokunsun ve ekonomi anında düzelsin...

BU MİLLET BU SIKINTIYI ATLATACAK

Soru: Ama bazı olumsuz müdahaleler yapılıyor sanki... Olumsuzluk yaratacak yorumlar mesela...

Cevap:Herkes inandığı ve doğru gördüğü şekilde yorum yapar. Benim kişisel görüşüm, bu milletin bu sıkıntıyı atlatacağı yönündedir... Nasıl atlatacağız? Daha fazla çalışarak... Eskisinden daha fazla çalışacağız... Daha tasarruflu çalışacağız... Daha akılcı, daha rasyonel davranacağız... Üretime daha fazla yöneleceğiz... Şöyle diyeyim; I. Dünya Savaşı sonrası ve II: Dünya Savaşı sonrası bir çok Avrupa ülkesi ciddi sıkıntılar yaşadı. Özellikle İtalya'yı örnek vermek istiyorum... 1983'te İtalya'ya gittim. II. Dünya Savaşı'nda evsiz kalanlara yapılan göçmen evlerinin balkonları çok dikkatimi çekmişti... Sorduk, nedir bu genişliğin sebebi? 'Biz burada yaz kış sebzemizi ekiyoruz' dediler... Yazda açık havada, kışta kapalı küçük seralar... Milano'da apartmanlar yaptılar. Balkonlar geniş... Saksılarda domates, patlıcan, biber... Bizde maalesef hiç üretim yok...

Soru: İngiltere'de de Dünya Savaşı sonrası insanlara kendi yiyeceklerini üretebilsinler diye küçük bahçecikler kiralanıyordu... Şu anda binlerce Kıbrıslı, "allotments" adı verilen bu bahçeciklerde Kıbrıs'ı yaşıyor, ekiyor...

Cevap: Gördün mü? Şimdi, bu ülkede doğru mu bir kilo domatesi bu vatandaş 10 TL'ye yesin? Neden yemiyoruz, çünkü üretmiyoruz...

BİZ HAYVANIMIZI, ETİMİZİ, SEBZEMİZİ KENDİMİZ ÜRETİYORUZ

Soru: Siz Acapulco Grup olarak üretiyorsunuz sanırım...

Cevap: Evet, biz üretiyoruz... Hayvanımızı ve etimizi de... Sadece sebze meyve değil... Domates, patlıcan, biber, salatalık ürünleri üretmeye çalışıyoruz... Kaplıca'da yeni bir organik üretim tesisi kurmaya çalışıyoruz... Günde iki kez Kaplıca'ya gidip geliyorum... Orayı kurana kadar gidip geleceğim... Süt ürünleri kurmaya çalışıyoruz... Sadece kendi hellim ve peynirimi üretmeyeceğim... Avrupa'dan ithal ettiğimiz özel peynirleri de kendimiz üreteceğiz... Özel peynirler de imal edeceğiz... Amacımız ihracat değil...

YERİNDE İHRACATI BİZ BAŞARDIK

Soru: Yerinde ihracat diyebilir miyiz?

Cevap: Evet, dışa ihracat değil... Yerinde ihracat yapacağız... Misafirlerimize hem kaliteli, hem taze servis edebileceğiz...

Soru: Bunu neden yıllardır başaramadık... Ülke olarak başaramadık... Neden otelcilerle üreticimiz anlaşıp, patatesi, portakalı turistlere burada satmayı başaramadık?

Cevap: Biz yıllardır bunu başarmış durumdayız. Yapıyoruz... Güzelyurt bölgesinden patates ve soğan alıyoruz. Yıllardır... Ve narenciye geliyor... Biz sahildeki işletmelerden otelimizin her yanına kadar sıkma portakal suyu veriyoruz... Bu bir ihracattır.

EKONOMİ ŞU ANDA SIKINTILI DİYE YATIRIMLARIMIZI KISMAMALIYIZ

Soru: Mesele iyi yönetim, iyi organizasyon olmalı...

Cevap: Evet... Ama üretim tesisleri şart... Çiftliğimizde kendi kasaphanemizi de kuracağız... Bütün etimizi kendimiz üretiyoruz... Eskiden tavuk ve yumurta da üretiyorduk... Tavuk ve yumurtayı, bizden daha iyi ve daha büyük yatırımlarla devreye giren sevgili dostum Hacı Ali beye verdik, biz bıraktık... Büyükbaş hayvancılık, küçükbaş hayvancılık ve sebzecilik yapıyoruz... Ama bir miktar daha ihtiyacımız olursa, ki oluyor, tavuk ve yumurtaya da tekrar az da olsa gireceğiz. Allah'ın izniyle... Özellikle yumurta üretmek çok önemli... Bu arada unlu ürünler üretimi de yapacağız... Çok modern bir çamaşırhane kuruyoruz... Ve tüm bu operasyonlarda en az 250 personel istihdam edeceğiz, ediyoruz...

Soru: Yatırımları kısmadınız...

Cevap: Bu olaylar oldu diye, ekonomi şu anda sıkıntılı diye yatırımlarımızı kısmamalıyız... Durdurmamalıyız... Yatırımlara devam etmek lazım...

FAİZLER DÜŞECEK... BU FAİZLE HİÇ BİR YATIRIMCI BORÇLANAMAZ

Soru: Yatırımlar için yüksek faiz engel değil mi?

Cevap: Faizler düşecek... Bu faizle hiç bir yatırımcı borçlanmaz... Bankalar, bu faizle kredi satamayınca, bence düşürecek... Benim görüşüm böyle... Faizler düşecek... Bu krizde hükümeti suçlamak doğru değil. Amacım hükümeti suçlamak değildir. Çünkü Türk Lirası'nı biz yönetmiyoruz. Burası yönetmiyor. Dövizi yöneten bizim hükümetimiz değildir... Şimdi, oranın kararlarından, buranın hükümetini sorumlu tutmak doğru olmaz...

BİR ANDA ARPA FİYATINI BU KADAR ARTIRMAK VİCDANSIZLIKTIR

Soru:Ne yapabilir bizim hükümetimiz?

Cevap:Hükümetimiz de telaşa kapılmamalı... Ama oturup, doğru yolu çizmeli... Bazı konular halkı üzmeye başlamıştır... Nasıl üzmeye başlamıştır? Mesela hayvan yemi olayı... Gerek fonların ve gümrük fonlarının artırılması, gerek zamların yapılması sırasında, temel gıda maddelerini doğrudan etkilememesine özen gösterilmelidir... Temel gıda maddelerini pahalılaştıracak ürünler üzerine zam yapılmamasına dikkat edilmelidir. Teşvikleri kısmak veya artırmakla alakalı siyasetlerde de temel gıdaya yine çok özen gösterilmelidir. Örneğin yüksek fiyattan mal alıp üreticiye pahalı mal satmak, hiç birinin vicdanına sığmamalıdır. Bugün arpaya bakalım... Hayvancının temel ihtiyacıdır... Arpa, 76 veya 79 kuruşa alınırken, sen hayvancıya ansızın 'bugünden itibaren 1,80 veya 1,90 TL dersen, bu vicdansızlıktır... Olabilir, fiyat artmıştır... Ama sen devletsin... "Altı ay bu kadar zam yaparım, o altı ay içerisinde kendini toparla... Hayvan sayını azalt veya hepsini temizle, sat" diyebilmeliydi... Bir anda bu fiyat artışı vicdansızlıktır... Mahvolmasın hayvancı... İnanmayacaksınız her gün bizi en az on kişi arıyor. 'Hayvan satın almak ister misiniz?" diye soruyor... En az on kişi günde...

HAYVANCIYA GÜNAH DEĞİL Mİ?

Soru: Hayvancı perişan..

Cevap: Ağıllarını boşaltmak isteyen çok hayvancı var... Günah değil mi? Bunu hükümetimizin tekrardan değerlendirmesi gerekir... Hayvancıya davranış hiç hoş olmamıştır...

UÇAK SEFERLERİ PAHALI VE YETERSİZ, TURİZMDE YÜZDE 20 DÜŞÜŞ VAR

Soru: Esas yatırım alanınıza geçemedik... Turizm... Turizm bu yıl sizi mutlu etti mi?

Cevap:Turizm bu sene kırık geçti... Bir yıllık dönem itibarıyla aşağı yukarı yüzde 20 düşüş olacak... Yüzde 15 – 20 arası bir düşüş beklentisindeyiz. Az bir düşüş değildir... Bu düşüş uak seferlerinin pahalı olması ve yetersiz olmasındandır... Çünkü ansızın şu veya bu nedenle sefer sayısı azaltılmıştır. Adaya gelmek istemesine rağmen gelememiş çok turist vardır...

ÇÖZÜMÜ ZORLAMAK SADECE BİZİM TARAFIN İŞİ OLMAMALI

Soru: Kıbrıs sorununun çözümünün sadece turizmi ele alırsak çok ciddi olumlu katkısı olacağı söylenir... Bu noktada çözümü zorlamamız gerekmiyor mu?

Cevap:Turizm nedeniyle çözümü zorlamak sadece bizim tarafın işi olmamalı... Biz zaten canımızı dişimize taktık ve savaştık... Sırf Kıbrıs Cumhuriyeti'ni koruyalım diye... 1974'teki kavgamız bu değil miydi? Unutmayalım ki 1974, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yıkmaya çalışmaları nedeniyle yaşandı... Sayın Bülent Ecevit'in açıklamaları var... "Biz Kıbrıs'a sadece Kıbrıslı Türkleri değil, onların canını malını korumak için değil; aynı şekilde Kıbrıslı Rumların da canını malını ve devletlerini korumak için geliyoruz" demişti... Esas, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni korumaktı...

Soru: Pek öyle olmadı galiba...

Cevap: O kadarına gücü yetti... Bütün Ada'yı almasına izin verilmedi... İngilizler, "daha fazla ilerlerseniz Gurka'ları gönderirim" demişti... Unutmayalım o günleri...

MORALİMİZİ BOZMAYALIM

Soru: Daha çok çalışalım, tasarruf edelim, yatırımları kesmeyelim diyorsunuz...

Cevap: Evet ve aynı zamanda moralimizi de bozmayalım...

POLİTİKADAN EMEKLİYE AYRILDIM

Soru: Eski ilçe başkanısınız, siyasette yıllardır UBP'li bir duruşunuz var... UBP'de kurultay var. Bu konuda bir şeyler söyler misiniz?

Cevap: Biz UBP'ye gençlik yıllarımızda yeterince hizmet ettik... Yaşım 73... Politikada emekliye ayrılmış durumdayım... Aktif değiliz... Ama ticari hayatta sağlığımız el verdiğimiz ölçüde devam etmek istiyoruz... Allah'ın izniyle, yılbaşından önce Acapulco Bafra'nın temellerini atmaya çalışıyoruz... Beş yıldızlı bir otel olacak...

Soru: Acapulco Grup'ta kaç kişi çalışır?

Cevap: Aşağı yukarı 2 bin... Otel, gemicilik, seyahat acentesi, çiftlik...

Soru: Üniversite de var (Final Üniversitesi)...

Cevap: Üniversite hariç, 2 bin kişi...