İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Sosyolog Gündüz: "Bir şeyin ithaline izin vermek onun ucuzlayacağı anlamına gelmez"

Sosyolog Gündüz: “Bir şeyin ithaline izin vermek onun ucuzlayacağı anlamına gelmez”

Bakanlar Kurulu'nun geçtiğimiz günlerde aldığı 'ithal tavuk izni' kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Sosyolog Gündüz, "Bir şeyin ithaline izin vermek onun ucuzlayacağı anlamına gelmez" şeklinde konuştu.

Yayın Tarihi: 26/09/18 16:57
okuma süresi: 6 dak.
Sosyolog Gündüz: “Bir şeyin ithaline izin vermek onun ucuzlayacağı anlamına gelmez”
A- A A+
Kıbrıs Postası TV

Kıbrıs Postası TV'de, Ulaş Barış'ın hazırlayıp sunduğu 'Gündem' isimli programa konuk olan Sosyolog Hakan Gündüz, ülke gündemini sosyolojik açıdan değerlendirdi.

Başbakan Tufan Erhürman'ın, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Ankara ziyareti sonrası yaptığı 'Tünelin ucunda ışık yok" açıklamasını "Büyük bir talihsiz açıklama" diye niteleyen Gündüz, "Yapmaması gereken bir şeydi. Söylem doğru olsa bile bu tür zamanlarda topluma verdiğiniz umutsuzluk, bir birimlik bir sorunu, açıklama sonrası yaşanan panikle halkın iki birime çıkaracağını bilmelisiniz" şeklinde konuştu.

Siyasilerin bu gibi ekonomik kriz dönemlerinde blöf yapmaya çalıştığını, olumsuz durumların kamufle edilip, olumlu yanların ortaya çıkarmaya çalıştığını belirten deneyimli sosyolog, "Bunun tam tersi oldu. İnsanların duymak istediği umut dolu bir açıklamadan ziyade böyle bir açıklama yapılması, ciddi bir sıkıntı doğurdu diye düşünüyorum" dedi.

Ekonomik kriz nedeniyle kriminal olayların yaşanmasında artış görülebileceğinin altını çizen Gündüz, yaşanan olumsuz atmosferin bir noktada somutlaşacağını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın "Bağıranın bağıracağı kadar alacağı dönem bitti" söylemini hatırlatan Gündüz, bunun değişmediğine değinerek, "Ne yazık ki verilebilecek olanlar müzakere edilmiyor. İnsanlar sokağa çıkınca kazanç elde edebiliyor. Çıkıp biraz şiddetli bağırıp, biraz da yıkarsan kazanım çoğalır gibi bir anlayış var" şeklinde konuştu. Deneyimli sosyolog, "Bu dönemde toplum kesimlerinin de sokakta karşılaşmasını dahi gözlemleyebiliriz" dedi.

"KIBRISLI TÜRK VE RUMLARIN BİR MASADA OLMASI YETERLİ DEĞİL"

Kıbrıs sorunu konusuna da değinen Gündüz, Kapalı Maraş'ın neden halen açılmadığına ilişkin şöyle konuştu:

"Küçüktüm anlamadım, okudum büyüdüm halen tam olarak anlamış değilim. Henüz çözemedim. Gerçekten çözen varsa mantıklı bir açıklaması varsa gidip, yanına oturup dinlemek isterim."

Gündüz şöyle devam etti:

"Haziran ayında kriz çıktığında şöyle bir cümle etmiştim; çok yakın gelecekte hiç aklımıza gelmeyen bir Kıbrıs meseli süreci tekrar başlayacak. Çünkü Türkiye bir şekilde asıp kesse de batı ile vazgeçilmez bir ekonomik bağı var; biri alacaklı biri verecekli. Birbirlerine dönecekler. Döndüklerinde de Kıbrıs konusu masaya gelecek. Ortada 600 milyar dolar var ve muhatabı batıdır. Arasını düzeltmek durumundadır. Birkaç ay öncesine kadar kimsenin beklemediği gelişmeleri gözlemler olduk. Önümüzdeki dönemin ciddi argümanlaramüzakere unsurlarına gebe olduğunu söylememiz gerekli ama bu kez bu iş bitecek diyemeyiz. Kıbrıslı Türk ve Rumların bir masada olması yeterli değildir. Tüm aktörlerin çıkarlarının birleşmesi gerekir ki bir noktaya varsın. Türkiye batıyla müzakere ederken Kıbrıssız bir müzakere söz konusu değil."

"BİR ŞEYİN İTHALİNE İZİN VERMEK ONUN UCUZLAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ"

Bakanlar Kurulu'nun geçtiğimiz günlerde yürürlüğe soktuğu tavuk ihracatı izni konusuna da değinen Sosyolog Gündüz, şöyle konuştu:

"Çok gerçekçi bir hareket olduğunu düşünmüyorum. Bu hareket çok ani oldu. Kamuoyu ününe getirilmedi . Böyle bir ihtiyaç dile getirilmedi. Nedenini cidden merak ediyorum. Tavuk piyasasında bir tekel olabilir. Ancak bu işletmeler dünya piyasalarının çok mu üzerinde maliyetlerle tavuk satıyor? Bizim satıştan çok daha ucuz olacağından da emin değilim. Biz tavuk satan bir memleketiz. Bu işletmeler tavuk satabiliyorsa dünya piyasalarıyla yarışabilecek bir maliyetleri var demektir. Yarın serbest piyasa koşullarında getireni batırıcı bir hareket olması da içtendir. Garipsedim. Devletin yapması gereken şudur; tarladan kümesten ve mandıradan çıkış anıyla tüketicinin alış anı arasına girmesi lazım. Bir bakıyorsunuz ki çok ucuza tarladan domates çıkıyor ama tüketiciye 6 misli fiyata geliyor. 4 liraya çıkıyor süt üreticiye yoğurt olarak 15 tl ye geliyor. Devletin buraya girmesi lazım. Bunları serbest bırakıyorum demek ne derece mantıklı ve çözüme yöneliktir emin değilim. Bir şeyin ithaline izin vermek onun ucuzlayacağı anlamına gelmez."

"DENKTAŞ ADI KONMAYAN BAŞBAKANDIR…"

Dörtlü bir hükümetin gidemeyeceği çok belidir. Hikayeyi tekrar yazmanın anlamı yok. Siyasal etiğin darmadağın olduğu bir yapıda dörtlü bir koalisyonun çalışmayacağını görmek çok büyük bir meziyet değildi. Başlarken herkes çok ciddi uyarılarda bulundu. Kuyruklarının birbirine temas etme ihtimali dahi olmayan 4 partinin ülkenin seyrini değişeceğiz iddiasıyla oraya çıkıp beklenti yaratması ciddi bir handikaptı. Öyle şeyler vaat edildi ki ne yapsalar havada kalacak. Sil baştan yapacak durumun yok. Denktaş adı konmayan başbakandır; son 10 yıldır olduğu gibi. Sözünü dinlettirendir. Ötekiler de eşlik ediyor. Hükümetin ne zaman biteceğine de Denktaş karar verecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.