Erçakıca: "Akıncı'ya özel bir vurgu yok. Koordinasyon KKTC - TC Dışişleri Bakanlıkları arasında sağlanıyor"

Kıbrıs Postası

Gündemdeki Guterres Raporu'nu değerlendiren Erçakıca, raporun bir süreden beridir basın aracılığıyla izlenilen olayların resmi yansıttığını gösterdiğini kaydetti.

Rum tarafının müzakerelere kaldığı yerden devam etmek isterken, Kıbrıs Türk tarafı müzakerelerin bir takvime bağlanmasını ve Guterres belgesinin stratejik bir belgeye dönüştürülerek devam etmesini istediğini vurgulayan Erçakıca, "Bunlar neredeyse olduğu gibi rapora yansımış bulunuyor. Basının yazdıklarından farklı perde gerisinde çok da farklı şeyler olmuyor" ifadelerini kullandı.

Erçakıca şöyle devam etti: "Türk tarafının tutumu daha olumlu. Her açıdan bu raporla birlikte kanıtlanmış oluyor.

Guterres, anlaşabileceğiniz konusunda anlaşın ona göre müzakere yapın, bizden bir şey isteyin, müzakereleri BM çatısı altında başlatmış olalım, Kıbrıs'ta nasıl bir sonuç öngörüyorsunuz, önce bunu bir şekillendirin diyor. Anastasiadis yeni Kıbrıs'ın çerçevesini çizmek ve Ulusal Konsey'deki partilerle peşinen paylaşmak istedi. Kıbrıs Türk tarafından bu girişimi Guterres raporundan Anastasiadis'in kurtulma girişimi olarak değerlendirenler olsa da bu kadar basit değil. Türk tarafının güven arttırıcı önlemlerle ilgili davranışı da onaylandı. Teknik komitelerin çalışmalarından şikayet etmiştir ancak etkileşim ve yumuşamanın artması için yapılan hareketlere de değindi. Basında kullanılan bazı tanımların ötekileştirmeye girdiği veya düşmanlaştırdığını ifade eden bir sözlük hazırlanmıştı.

Bizim tarafta da çok büyük bir kabul görmedi ama sivil bir çalışmadır duruşu sergilediler yani çok karışmadılar ama Güney'de çok büyük fırtınalar koptu. Bunu yine örnek verdi. Teknik komite çalışmaları çoğunlukla Kıbrıs Rum tarafınca engelleniyor. Doğalgaz arama-çıkarma faaliyetlerinin çözüm için motivasyon kaynağı olması gerektiğine de dikkat çekiliyor.

Çözüm umudunu devam ettirirken kendi sorunlarımıza daha etkili yaklaşmamız gerekiyor. Kuzey Kıbrıs'taki hayatı daha kolaylaştırıcı, refahı artırıcı hareketler yapmamız gerekiyor.

Bunun önemli unsurlarından birisi Türkiye ile olan uyumu arttırmak, pekiştirmek. Türkiye'nin pazarından, ulaşım olanaklarından, turizminden daha fazla yararlanmanın yollarını bulmamız gerekiyor.

KKTC ve TC'yi ayrı ele almıyor ve çoğu zaman Türk tarafı diyoruz. Ama bu konuda bile yeterince uyum içinde olamadığımız görülüyor. Türkiye Dışişleri Bakanı'nın Anastasiadis'le ilgili söyledikleri önemli. Sn. Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk liderliğini kenara ittiği yönündeki söylemlere karşılık 'fitneciliktir, saçmalıktır' ifadelerini kullandı.

Bir görüşme yapılmışsa KKTC makamlarıyla istişare edildiğini söylemiştir. Burada dikkat çeken husus; KKTC yetkililerinden söz etti. Sn. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı, parti başkanlarının adını saydı ama Sn. Cumhurbaşkanı'na özel bir vurgu görmedim. Türkiye'de pazartesi akşamından beri Sn. Özersay Ankara'da temaslarda bulundu.

Biraz ön plana çıkıyor ve TC Dışişleri Bakanlığı ile KKTC Dışişleri Bakanlığı arasında bu koordinasyon sağlanmaya çalışılıyor gibi görünüyor. Biz gerek kendi içimizdeki çalışmalarla kendi aramızdaki uyumu sağlamaya, gerekse de TC ile uyuma dikkat edeceğiz. Biz Kıbrıslı Türkler sürekli birilerinden yetki bekliyoruz.

Özne olmayı bekliyoruz. Dünyadan, Türkiye'den, Rumlardan bekliyoruz. Özne olmak isteyen öncelikle kendinin ne yapmak zorunda olduğu üzerinde durmalı.

Biz Kıbrıslı Türkler eğer özne olma pozisyonumuzu kaybetmek istemiyorsak bunun için neler yapmamız gerektiğine pratik cevaplar vermemiz lazım.