İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Aşam: "TİS'i olmayan sendika ses çıkarmaktan öteye geçemez"

Aşam: “TİS’i olmayan sendika ses çıkarmaktan öteye geçemez”

Dev-İş Genel Sekreteri Koral Aşam, hükümetin özel sektördeki sorunları çok iyi tespit ettiğini, bunları hükümet programlarına koyduklarını ancak bir sonuca varamadıklarını belirterek sert eleştirilerde bulundu.

Yayın Tarihi: 09/11/18 16:35
okuma süresi: 12 dak.
Aşam: “TİS’i olmayan sendika ses çıkarmaktan öteye geçemez”
A- A A+
Girne Postası – Burcu Ece Yılmaz

Dev-İş Genel Sekreteri, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) olmayan sendikaların gerçek anlamda sendikacılık yapamayacağına da atıfta bulunarak 'toplu sözleşme olmadan, bir temsiliyet olmaz' ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Postası TV'de Ulaş Barış'ın hazırlayıp sunduğu Gündem programına, Dev-İş Genel Sekreteri Koral Aşam konuk oldu.

Sendikaların örgütlendiği zümrelerde Toplu İş Sözleşmesi olması gerektiğini söyleyen Aşam, "Toplu iş sözleşmesi olmayan bir sendika, yasalar güdümünde ses çıkarmaktan öteye geçemeyecektir. Maalesef Anayasa'da kamu sendikacılığına engel teşkil eden bir nokta var. Anayasada kamuda örgütlenmenin mümkün olduğu fakat toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışabilecekleri bir engel olduğu bilgisi var. Fakat bunun değiştirilemez olduğunu düşünmüyorum. Toplu sözleşme olmadan bir temsiliyet olamaz. Bu anlamda sendikaların kendi içlerindeki statü farklılıklarından dolayı bazı problemler çıkar. Kamu sendikacılığı, özel sektöre kıyasla çalışma hayatında en iyi şartları, özlük ve ekonomik anlamda çok iyi bir noktadadır" dedi.

Dev-İş'in örgütlendiği noktalarda hem işvereni hem çalışanları düşünerek toplu iş sözleşmesi imzalamayı başardığını belirten Aşam, "Dev-İş gibi özel sektörde örgütlenmeyi kendine dert edinen sendikalar, imzaladığı toplu sözleşmelerde özlük hakkına, iş sağlığı ve ekonomik koşullara sahiptir" ifadelerini kullandı.

"İŞÇİLER KAMUDA DA OLSA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HAKKINA SAHİPTİR"

Bugün bir sendikanın mevsimlik işçi statüsünden geçici işçi statüsüne geçirilen işçilerin, bu uygulamanın gayri yasal olduğu gerekçesiyle yeniden mevsimlik işçi statüsüne çekilmesi nedeniyle grev yapması hakkında konuşan Aşam şunları söyledi:

"İşçiler kamuda da olsa toplu iş sözleşmesi hakkına sahiptir. Kendi personelini iş yok diye dağıtan bir kurum, siyasi rant elde etmek için belli bir sayıda mevsimlik işçi istihdam ediyor. Hükümette bunları geçici işçi statüsüne çıkarmaya çalışıyor. Bugünkü hükümet ise uygulamanın gayri yasal olduğunu bildiriyor. Mevsimlik çalışanların geçici personel statüsüne alınmasının gayri yasal olduğu söylemi nedeniyle gerçekleşen bir eylemdir. Sorunun siyasi elitlerin bu sistemi kendilerine göre kurup çalıştırmalarından kaynaklandığını düşünüyorum."

"ASGARİ ÜCRET DERHAL İNCELENMELİ"

Hükümetin çalışma hayatında yaşanan sorunların tespitini çok iyi yaptığını ancak bir sonuca varamadığını kaydeden Aşam, "Tespitler çok iyi yapıldı ancak sonuç hüsran. Özel sektörde çalışanların en önemli sorunlarından biri asgari ücrettir" dedi.

Hükümetin, asgari ücretin gayri demokratik olarak oluşturulduğunu ve asgari ücret yasasından bağımsız olarak belirlendiğini kabul ettiklerini vurgulayan Aşam, "Konuyla ilgili gereken tedbirlerin alınacağı söylendi ama hiçbir adım atılmadı. Çalışanları ağlama duvarı zannettiler. Bazı bahanelerin arkasına sığındılar. İnsanların hayatı ve sağlıklı yaşam hakkı ellerinden alınmaya başladı" dedi ve asgari ücretin derhal yasalar nezdinde incelenmesi gerektiğine işaret etti.

Asgari ücretin anayasaya aykırı bir şekilde belirlendiğini dile getiren Aşam, "Asgari ücret, Ağustos ayında belirlenip, Eylül ayında yürürlüğe girdi. Çalışan kişilerin yaşadığı enflasyon hayatlarına aynı gün doğdu. Ancak bu insanlar bir önceki asgari ücret ile çalışmaya devam etti. Güncellenen asgari ücret bile yasalar karşısında çok da doğru değil. Biz Dev-İş olarak iki yıl önce Sağlık Bakanlığı'ndan 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir şekilde beslenmesi için gıda endeksi aldık. Maliye Bakanlığı'ndan da fiyat endeksini aldık. 2 yıl önce çıkan gıda endeksti 3009 TL'ydi. Fakat bugüne geldiğimizde asgari ücreti 2620 TL'dir. İnsanların bu paralarla yaşaması bekleniyor" şeklinde konuştu.

Asgari ücretin, özel sektörde çalışan KKTC vatandaşlarının sayısına da yansıdığını bildiren Aşam, "Bugün KKTC vatandaşı çalışanlarının oranı yüzde 41'dir. Siyasiler bu oranı 'Kıbrıslılar sektörü beğenmez, tembeldir, çok para ister' diye açıklıyor. Kıbrıslılar tabii ki emeğinin karşılığını isteyecek. En azından çalıştığı zaman kendisinin ve ailesinin hayatını idame ettirebilecek şartları arayacak. Bu insanlar neticede evde oturmuyor çalışıyor. Güney'de, İngiltere'de, hayatlarını daha düzgün idame ettirebilecekleri yerlere gidiyorlar" dedi.

Hükümetin özel sektördeki istismarı gayri demokratik bir şekilde düzelttiğini ileten Aşam şunları söyledi:

"Yabancı iş gücünü buraya getirip, onların ihtiyat sandığı primlerini toplayıp yine patronlara peşkeş çekerek düzeltme yoluna gidiyorlar. Bu yolla KKTC vatandaşlarının istihdamını çoğalacağını ümit ediyorlar. Böyle bir şey mümkün değil. Dev-İş, özel sektördeki örgütlenmenin önünün açılmasının tek bir şekilde mümkün olabileceğini, sendikal örgütlülük için sektörel toplu iş sözleşmelerinin gündeme geleceğini, asgari ücretin, sektörel toplu iş sözleşmeleri kapsamında belirlenmesi gerektiğini, bunun talebini de örgütlü sendikaların yapması gerektiğini çok defa söyledik.

"TEŞVİK SİSTEMİNİN ASGARİ ÜCRETLE ALAKASI YOK"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler'in 'İstihdam Destek Fonu' kullanılarak teşvik priminden sadece asgari ücretlinin değil, ileride açıklanacak kıstaslara uyan tüm özel sektör çalışanlarının faydalanabileceğini, bunun yürürlüğe girmesi için de Başsavcılık'tan görüş beklendiğini ve ardından Bakanlar Kurulu'na götürüleceği açıklamaları hakkında konuşan Aşam şöyle devam etti:

"Bu açıklamayı ilk duyduğum zaman Çeler demek istiyor diye kafam karışmıştı. Asgari ücret eski çalışanlara 3487 TL, yeni çalışanlara 3145 TL olacak diye söylendiğinde hiçbir anlam verememiştim. Ama bu teşvik sistemiyle ilişkilendirildiğinde asgari ücretle uzaktan yakından alakası olmadığını gördük. Bazı çalışanlara belli kurallar altında verilecek olan kısmı destek ile maaşlar yükselebilir ancak asgari ücret değil. Bu uygulamanın da çok mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir işveren kendi karı olmadığı noktada bu teşviki almaz. Çünkü teşviki almak için 5 TL harcayıp, 2 TL alacaksa bunun işveren açısından ne farkı var? Bu neyi teşvik edecek? Yani bu aslında çalışanların sırtına yük bindirip karşılığında hiçbir şey vermiyor."

"İNTERNET ÜZERİNDEN KAZANILAN PARALARDAN NEDEN VERGİ ALMIYOR SUNUZ?"

Maliye Bakanı Serdar Denktaş'ın 825 Milyon TL olarak öngörülen bütçe açığı ve hayat pahalılığı açıklamasını değerlendiren Aşam, "İthal bir kriz yaşanıyor ama bunun çözümünü adil olabilmesi için adil fedakarlık gerekir. Olmayan para tabii ki verilemez. Ancak bunu oluşturmak için görevli olan kişiler bakanlardır. Büyük otellerden, büyük üniversitelerden neden vergi alınmıyor? Sanat bahisçiler, internet üzerinden ev kiralayanlar bir sürü iş yapılıyor. İnternet üzerinden kazanılan paralardan vergi alıyor musunuz? Ev kiralayan insanlardan stopaj vergilerini sterlin bazında yapanlardan yüzde 13 istiyoruz. Peki, internet üzerinden kiralayanlar için ne yapıyorsunuz? Yüzlerce binlerce internet üzerinden para kazanan insan var. Üniversitelerin durumu ortada. Hiçbir ekonomik kurum zararına iş yapmaz. 17 üniversite karlı olmasaydı kepenk indirirdi. Böyle bir şey olmadığına göre üniversiteler kardadır. Ama bizim teşvik yasamızdan dolayı 15 yıl vergi vermiyorlar" dedi.

"SENDİKA OLMAZSA İŞ CİNAYETLERİ OLUR"

Ülkenin kanayan yaralarından biri olan iş kazaları ile ilgili görüşlerini bildiren Aşam, "Başta inşaat olmak üzere sektörlerde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının göz önünde olmaması ve denetlenmemesi bir zihniyet ile yapılıyor. Ekonomisini yüzde 59 yabancı iş gücüyle götüren bir ülkeyiz. 3. dünya ülkelerinden çalışmak için getirilen insanlar sömürülüyor. Zaten genellikle hayatını kaybeden kişilerin iş sağlığı güvenliği 3. Dünya ülkelerinden gelen kişiler olduğunu görüyoruz.

Biz iş cinayetlerini kefenlerimizi giyerek protesto ettik. Sendika olmazsa cinayet olur. Çünkü denetimleri yapabilecek tek unsur sendikadır. Üyesi hayatını tehdit eden bir noktayla karşılaştığı zaman birebir sendikasına ulaşır. Sendikası da gereğini yapar. Bizim benzer sektörlerde örgütlendiğimiz yerler var. Çok tehlikeli bir sektör olan çimento sektöründe sendika oluşturulmadan önce bir yılda 4 kişinin hayatını kaybetti. Yaklaşık 20 yıldır orada örgütlüyüz ve tek bir ölümlü kaza yaşanmadı. Çünkü işveren çok hassas. Sendika ile her zaman iş birliği içinde. Denetimleri hem kendi, hem sendika temsilcileri yapıyor. İş sağlığı güvenliği ve koşullarını bilerek kendi uygulamak istemeyen işçilere sendika ve işveren birlikte ceza verdi. İş cinayetlerinin önüne bu şekilde geçildi. Ama Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, 'Biz denetimleri yaptık ama çalışanlar kendileri uygulamak istemiyor' şeklinde açıklama yaptı. İnsanların hayatlarından sorumlu olan merci sensin. Bunun denetimini yapıp gerektiğinde ceza vereceksin" diye konuştu.

Kuzey Kıbrıs'tan Güney'e çalışmak için giden çok vatandaş olduğunu belirten Aşam, "Buradaki asgari ücret belli. Güney Kıbrıs'ta 8 sektörde toplu iş sözleşmesi olduğu için kişilerin özlük hakları ve alacakları ücretler bellidir. Bu anlamda kendilerini güneyde güvende hissediyorlar. Güneyde çalışarak Euro kazanıp, kuzeyde harcadıklarında bunun karını yaşıyorlar. İnsanlar hayatlarını sürdürmek zorundadır" dedi.

"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜLECEĞİNİ İNANIYORUM AKSİ FELAKET OLUR"

Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili insanların sesinin gür çıkmadığını bildiren Aşam sözlerine şunları ekledi:

"İnsanların ellerinde somut bir şey olmadığı için sesleri gür çıkmıyor. İnsanların seslerini gür çıkarabilmeleri için umuda ihtiyaçları var. Bizim Türkiye'ye bağlı dış siyasetimiz ve Güneydeki siyasi elitlerin belirlenen koşulları kabul etmeyip anlaşma öncesi kendilerine daha fazla avantaj sağlama çabası nedeniyle ayak sürümeleri oluyor. Bu işin bir şekilde çözüleceğine inanıyorum aksi bir felaket olur. Freud'un bir sözünü örnek vermek istiyorum. 'İnsanlar rüya gördükleri zaman rüya insanları uykuda tutar, kabus gördükleri zaman uyandırır.' Bugün inşallah o kabusa gitmeyiz ve uyuduğumuz uykudan uyanmak zorunda kalmayız."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.