İÇ HABERLER
okuma süresi: 14 dak.

Adanır: "Dere yatağına inşaat yaparsanız, su başka bir noktadan muhakkak size felaket olarak gelir!"

"Dere yatağına inşaat yaparsanız, su başka bir noktadan muhakkak size felaket olarak gelir!"

KTMMOB Genel Sekreteri Tunç Adanır, dere yataklarının doldurulmasına bakanlar kurulu, akarların doldurulmasına ise yasaların izin verdiğini söyledi ve üniversitede öğrendikleri bir kuralı hatırlattı.

Yayın Tarihi: 10/12/18 07:30
okuma süresi: 14 dak.
"Dere yatağına inşaat yaparsanız, su başka bir noktadan muhakkak size felaket olarak gelir!"
A- A A+

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Genel Sekreteri Yüksek Mimar Tunç Adanır, son yaşanan sel felaketinin sorumlusunun "hepimiz" olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Postası'nın sorularını yanıtlayan Adanır, "Girne'nin bu halinin sebebi emirnamelerdir" dedi. Adanır, "Girne 15 – 20 yıl emirname ile gitti... Gelen bir siyasi, bir öncekinden çok farklı bir şey yapıp yürürlüğe koyabiliyor... Onun için imar planı yapılmalı, emirname gerekirse yayınlanmalı...Mağusa'nın 2016 yılında imar planı çalışması başladı. Bu plan iki yılda bitirilebilirdi. Bitmedi. Bitirilmedi. Bu hantal yapı ile sen imar planını bitirmeyip de emirname ile yasaklamaya kalktığın zaman, dört ay – altı ay sonra hükümet değişirse, yeni gelen başka bir siyasi bunu değişmez mi? Tam tersi siyaset ortaya koyabilir. Bizim karşı olduğumuz nokta burasıdır" diye konuştu.

"İşin aslına bakacak olursak, bu ülkede herkes bu felaketten sorumludur. Kimse bu işten kendini ayıramaz. Tabii ki mevcut yasalardaki boşluklar en büyük sorumlusudur. Dere yatakları normalde kamuya aittir. Fakat akar diye tanımladığımız yerlerde, parsel sınırları en derin noktaya kadar gelir ve öteki arsa da aynı noktadan başlar... Bu tip yasal boşluklardan dolayı, akarların içi dolduruldu... Mimar bakar, mühendis bakar, yasa dışı bir şey yok, izni verir" diye konuşan Adanır,

Şu çarpıcı bilgiyi verdi:

"Akarlarla ilgili olan dolgular yasaldır... Haaa dere yatakları da dolduruldu mu? Evet dolduruldu... Onlara da bakanlar kurulu karar verdi. Dere yataklarının doldurulmasına bakanlar kurulu onay veriyor... Olmaması gereken aslında buydu... Bize üniversitede şunu öğrettiler; bir dere yatağına hiçbir zaman inşaat yapmayacaksınız... Dere yatağı demek, yüz yıl sonra bile olsa, su oradan gelebilir demektir... Suyun kendi yoludur. Siz onu doldurur veya daraltırsanız, başka bir noktadan muhakkak size felaket olarak gelir... Bizde de olan budur... Dere yatakları bakanlar kurulu kararları ile kapatıldı. Bazı bölgelerde bunlar oldu... Bunlar yanlıştı. Gerek yatırımcılar, gerekse siyasiler, mimarlar, mühendisler, şehirciler olarak; tüm disiplinler kendini bu felaketlerden soyutlayamaz... Genel olarak ülkedeki mentalite yanlıştır... Araziler öyle bir rahatlıkla dağıtıldı ki, dere yatakları içinde bile, birçok kişi mal benimdir deyip buna sahip çıkıyor... İnşaat da yapıyor... Gelecek düşünülmez..."

Tunç Adanır kimdir?

Soru: Tunç Adanır kimdir?

Cevap: İlkokula Yenicami İlkokulu'nda başladım... Güzelyurt Kurtuluş İlkokulu'nda devam ettim... Girne 23 Nisan İlkokulu'ndan mezun oldum... Ortaokula da Lefkoşa'da, Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu'nda başladım, Girne Anafartalar Lisesi'nden mezun oldum... İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi'ni bitirdim, ardından aynı fakültede masterimi tamamladım ve yüksek mimar oldum... Serbest olarak çalışmaya başladım... 15 yıl Mimarlar Odası yönetim kurulunda çeşitli görevler aldım... Şimdi Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Genel Sekreteri'yim...

Babamın kanunu:Yenicami'den

başka takımda oynayamazsınız

Soru: Fevzi Adanır ve Mete Adanır gibi çok önemli futbol isimlerimiz var... Biri babanız, biri yeğeniniz... Siz de uzun yıllar futbol oynadınız... Hep Yenicami'de mi oynadınız?

Cevap: Evet, Fevzi Adanır'ın üç oğlunun en büyüğüyüm... Mete Adanır, Allah rahmet eylesin, amca oğlum... Bizde babamızın koyduğu bir kanun var, Yenicami'den başka takımda futbol oynayamazsınız... Fevzi Adanır, "Baba Fevzi"nin kuralı var... Babam Lefkoşalı annem Leymosunlu'dur... Maçlara pek gidemiyorum ama Yenicami taraftarıyım...

Yanlış olan 55/89 diye bir yasamızdır

Soru: Emirnameler bu ülkeyi mahvetti... Bir ülke fizik plan, imar planı olmalıydı...

Cevap: Ülkesel Fizik Plan ve onun altında imar planları olur... Emirname, imar planlarının dondurulması sürecidir. Yanlış olan 55/89 diye bir yasamızdır. 55/89 öyle bir yasadır ki, bakan ve daire müdürü ile emirname yayınlanabilir...

Girne'nin bu halinin sebebi emirnamelerdir

Soru: Ve ülke de öyle mahvolur...

Cevap: Evet, siyasilerin erkine kalır her şey... Ülke mahvolur. Girne'nin bu halinin sebebi emirnamelerdir... Şimdi Mağusa'nın da buna benzer bir şekilde mahvolması, bizi korkutuyor. KTMMOB olarak hep bu açıklamayı yapıyoruz... Emirnamelerle yapılması yanlıştır. İmar planları yapılmalıdır... İmar planı ile ilgili genel planlama yapılır, genel görüşler ortaya konur, o süre içerisinde farklı yapılaşmaya gidilmemesi için emirname yayınlayabilirsiniz, dondurma maksadıyla. Ama bu ülkede, emirnameyi şehirciliğin müdürleri ve bakan dilediği gibi yapmamalı... Girne 15 – 20 yıl emirname ile gitti... Gelen bir siyasi, bir öncekinden çok farklı bir şey yapıp yürürlüğe koyabiliyor... Onun için imar planı yapılmalı, emirname gerekirse yayınlanmalı... Diyoruz ki; emirname yerine imar planı yapın... Emirname ilan edecek bir durum yok, emirnameye gerek yok... Son Mağusa olayında da kesinlikle İmar Planı yapılmalıydı ve süre buna yeterliydi...

İmar Planı olmalı...

Soru: İmar Planı olmadan emirname olmamalı...

Cevap: Ülkesel Fizik Plan vardır... Bu ülkenin genel politikası ile ilgilidir. Bununla ilgili her bölgenin ayrı imar planları çalışılmalıdır... Mağusa'nın 2016 yılında imar planı çalışması başladı. Bu plan iki yılda bitirilebilirdi. Bitmedi. Bitirilmedi. Bu hantal yapı ile sen imar planını bitirmeyip de emirname ile yasaklamaya kalktığın zaman, dört ay – altı ay sonra hükümet değişirse, yeni gelen başka bir siyasi bunu değişmez mi? Tam tersi siyaset ortaya konabilir. Bizim karşı olduğumuz nokta burasıdır...

Bu ülkede herkes sel felaketinden sorumludur

Soru: Sel felaketinde herkes bir şey söylüyor... Derelere şu inşaat yapıldıydı, su akışı değiştiydi... Kim verdi ki bu izinleri? Mimarların, mühendislerin de suçu yok mu bunda?

Cevap: İşin aslına bakacak olursak, bu ülkede herkes bu felaketten sorumludur. Kimse bu işten kendini ayıramaz. Tabii ki mevcut yasalardaki boşluklar en büyük sorumlusudur. Dere yatakları normalde kamuya aittir. Fakat akar diye tanımladığımız yerlerde, parsel sınırları en derin noktaya kadar gelir ve öteki arsa da aynı noktadan başlar... Bu tip yasal boşluklardan dolayı, akarların içi dolduruldu... Mimar bakar, mühendis bakar, yasa dışı bir şey yok, izni verir.

Kural: Bir dere yatağına hiçbir zaman inşaat yapmayacaksınız

Soru: Yasadışı değil yani?

Cevap: Akarlarla ilgili olan dolgular yasaldır... Haaa dere yatakları da dolduruldu mu? Evet dolduruldu... Onlara da bakanlar kurulu karar verdi. Dere yataklarının doldurulmasına bakanlar kurulu onay veriyor... Olmaması gereken aslında buydu... Bize üniversitede şunu öğrettiler; bir dere yatağına hiçbir zaman inşaat yapmayacaksınız... Dere yatağı demek, yüz yıl sonra bile olsa, su oradan gelebilir demektir... Suyun kendi yoludur. Siz onu doldurur veya daraltırsanız, başka bir noktadan muhakkak size felaket olarak gelir... Bizde de olan budur... Dere yatakları bakanlar kurulu kararları ile kapatıldı. Bazı bölgelerde bunlar oldu... Bunlar yanlıştı. Gerek yatırımcılar olarak, gerekse siyasiler, mimarlar, mühendisler, şehirciler olarak; tüm disiplinler kendini bu felaketlerden soyutlayamaz... Genel olarak ülkedeki mentalite yanlıştır... Araziler öyle bir rahatlıkla dağıtıldı ki, dere yatakları içinde bile, bir çok kişi mal benimdir deyip buna sahip çıkıyor... İnşaat da yapıyor... Gelecek düşünülmez...

Dere yatağı içerisinde ve derenin denizle

buluşulduğu noktadaki tüm engeller yıkılmalı

Soru: Çözüm nedir? Her şeyi yıkmak mı?

Cevap: Son dönemlerde dere yataklarına inşaatlar engellendi. Ama şu anda devletin öyle bir erki varsa, dere yataklarında ve özellikle de derelerin denize temas ettiği noktalarda engel yaratan tüm yapılar yıkılmalı. Dere yatağı içerisinde ve derenin denizle buluşulduğu noktadaki tüm engeller ortadan kaldırılmalı...

Yasaya uyulsa Girne'de çok bina yıkılır

Soru: Böyle bir şey yapılırsa, yani diyelim ki hükümet bu kararı alırsa, Lapta, Alsancak, Girne gibi bölgelerde kaç bina yıkarız?

Cevap:Ooooo, haddi hesabı yok... Çok... Özellikle Girne bölgesinde çok yıkarız...

Lapta'nın topoğrafik durumu da farklıdır. Denizle dağ çok yakındır ve eğimler çok diktir... Orada çok daha dikkat edilmesi lazım... Su yatakları işgal edilmemelidir... Çünkü kısa sürede debi çok artarak gelir ve yıkım daha şiddetli olur...

Esas hata plansızlık

Soru: Esas hata nerededir?

Cevap: Plansızlıktır esas hata... Yasada şu vardır; arsa olsun ya da tarla olsun, sizin arazinizin koçanının sınırında yol temas ediyorsa, yani resmi bir yol size temas ediyorsa, oraya siz inşaat yapabilirsiniz... Hata buradadır... Başka ülkelerde belli bölgeler imara kapalı olabilir... Kapalıdır... Bireysel mülk var – yok bakılmaz... Sosyal merkezler, konutlar, ticari alanlar hepsi planlanır. Hamur sistemi yapılır. Bireysel parseli kaldırır. Yerleşecek nüfusu belirler. Gelişmeleri belirler. Yolları, arterleri, ulaşım alanları, okullar belirlenir... sonra bakar, bireysel olarak kimin mülküne zarar verirse, onunla ilgili imarlarda dengeleme yapar ki kişi kayba uğramasın. Sonra imara açar orasını... Bizde öyle değildir. Bizde dağın en ucunda, arsaya yol gidiyorsa, bina yapabilirsiniz. Altyapı olmasa bile yapabiliyorsunuz... en büyük sıkıntı budur...

Kamulaştırmayla ilgili konularda da sıkıntılıyız

Soru: Biri gitti bir akarın ortasına, evet yasaya uygun arazisine ev yaptı. 100 senedir o akar akmadı, gelmedi ve 100 sene de gelmeyecek... Yani bilemiyorum, yasa gereği kimse ona dokunamaz mı?

Cevap:Başka bir konu daha var... Kamulaştırmayla ilgili konularda da sıkıntılıyız... Özel mülkün, kamu yararına alınması ve bununla ilgili kamulaştırma konusunda mahkemelerde davalar var... Hala çok dava var... Gönyeli – Güzelyurt yolu... Lefke – Güzelyurt yolu... Kamulaştırma sıkıntısı var... Devlet bu projeleri tamamlayamıyor. Hukuk yolunda tıkanıyor. Bu aşılamıyor. Yasa değişikliği gerekir... Mal sahibini tazmin etmek istersiniz ama tazminat miktarı kabul edilmezse hukuk süreci devam eder... Ana arter çevre yolarımız vardır. Bu ana arterlerin yanında servis yolları vardır. Girne'deki üst yolu ele alalım. Ana yola direkt giriş çıkış olmaması gerekir. Servis yolları buna göre planlanmalıdır. Ama bizde nasıldır? Esas çevre yolunun kamulaştırmasını devlet yapar, servis yollarının kamulaştırmasını yerel idareye bırakır. Yasa öyledir...

Soru: Yerel yönetimin parası yok?

Cevap: Evet, yerel yönetimin de parası yok... Siz çemberler yaparsınız ama çemberin ilerisinde yola temas eden bir parsel vardır. O parselin sahibi yola giriş çıkış yapar...

Mal sahibinin parseli, arsası yola temas

ediyorsa, giriş – çıkış hakkı vardır

Soru: Gönyeli – Güzelyurt yolunda da yola çıkış hakları var...

Cevap: Her yerde öyledir... Orada da ana artere servis yolları olmalı... Mal sahibinin parseli, arsası yola temas ediyorsa, giriş – çıkış hakkı vardır... Servis yolları yapılacak, çemberlere yani roundaboutlara bağlanacak. Öyle yapılması lazım... Yapılmıyor... Bu da siyasetin yanlış bir yanıdır.

Soru: Yasalar eksiktir...

Cevap:Emirnameler süreç içerisinde bir gelişmedir... İşte bu süreçte işe yarayabilir...

İyi çalışılmış olsaydı

revizyona gerek olmazdı

Soru: Devlet elini masaya vurmuyor sanırım...

Cevap: Kesinlikle devlet elini masaya vurup imar planları yapmalı... Yasal zorunluluk olmasa da, emirname için yola çıkarken, tüm paydaşlardan görüş almak çok iyidir. Halkın desteği demektir. Emirnamede (Mağusa, İskele, Yeni Boğaziçi) şu anda revizyon yapılır. İyi çalışılmış olsaydı, revizyona gerek duyulmazdı...

İşimiz Allah'a mı kaldı?

Soru: Yasaları değişeceksiniz de dere yollarını, akarları boşaltacaksınız da felaketleri engelleyeceksiniz... Çok uzun ve imkansız bir iş... Sanırım bizim işimiz Allah'a kaldı...

Cevap: Evet, yağmura ihtiyacımız var ama bu kadar çok yağmamalı... Yağ ama çok yağma... Bu kadar yağma lütfen, çünkü yasal eksikliklerimiz var...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.