İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Turizmci Şahinoğlu: "Yatakları dolduruyoruz ama kasaları dolduramıyoruz"

Turizmci Şahinoğlu: "Yatakları dolduruyoruz ama kasaları dolduramıyoruz"

Yılların turizmcisi Metin Şahinoğlu, tanıtım, satış, pazarlama gelişmediği ve yurt dışında imajımız yaratılmadığı sürece, turizmden bir şey beklenmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Yayın Tarihi: 17/12/18 07:52
okuma süresi: 12 dak.
Turizmci Şahinoğlu: "Yatakları dolduruyoruz ama kasaları dolduramıyoruz"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Kıbrıs Postası'na konuşan Şahinoğlu, İngiltere Pazarı'nın yeniden kazanılması gerektiğini kaydetti.

Günümüzün popüler konusu emirnamelere de değinen Şahinoğlu, ülkede otellerin ya da turizm bölgelerinin, planlarla, yasalarla değil, emirnamelerle belirlenmiş olmasından dolayı, örneğin Girne'de, konutlarla otellerin birbirine girdiğini ve bu yıl ciddi şikayet konusu olan Girne'deki ses kirliliğinin yaşandığını anlattı.

Şahinoğlu, plansız, programsız, yasasız ve en önemlisi turistik imaj olmaksızın ve hedef kitle de belirlenmeksizin turizm yaptığımızı anlatırken, şunları dile getirdi:

"2018'e bakıldığında, 'mass' turizm alanında bir ivme yakalandı. Mesela kış diyebileceğimiz sezonda bile ülkeye 200 bin turist geldi. Ama ülke olarak hedef kitleyi belirlemedik. Kimlerin bu ülkeye gelmesini istiyoruz? Bunu bilmiyoruz... Önüne geleni getiriyoruz... Turizmde benzin pedalına bastığınız zaman çevrede onlarca yan sektörün de ayağa kalkması lazım. İşte bu olmadı. Neden olmadı? Çünkü, iyi turist yerine, gelir seviyesi daha düşük, harcamadan kaçınan turistlerle doldurduk odalarımızı... İstatistiklerde 'işte bu kadar turist' deniyor. 'Arttı' deniyor... Bu istatistiğin bana göre hiç bir anlamı yoktur. Bana göre asıl önemli olan, 'Bu turist ne kadar para bıraktı' konusudur... 90'lı yıllarda bir turist günde en az 20 Sterlin otele bırakırdı, artı dışarı da bırakırdı. Şu anda gelen turist, 20 Sterlini bir haftada bırakmıyor... Harcamıyor... Dolayısıyla yatakları dolduruyoruz ama kasaları dolduramıyoruz... Para kazanamıyoruz."

Şahinoğlu, Kuzey Kıbrıs'ın "imaj eksikliğine" özellikle vurgu yaptı ve "Sağa sola bunca para harcanacağına, ciddi bir ücretle, çok büyük bir 'imagemaker' tutmalıyız... Çağırın bir imaj yapıcı şirket, tanıtma şirketi, çok ünlü bir firma... "Al beş milyon sterlin ve Kuzey Kıbrıs imajımı yarat" demeliyiz... Maldivlere gideceğinizde gözünüzün önüne bir imaj geliyor mu? Huzur, plaj, deniz, kum, mimari farklılık falan... Peki bize gelecek turistin gözündeki imaj nedir? Yoktur. Bir imajımız yok" diye ekledi.

Şahinoğlu, "kaliteli turist"in önemine vurgu yaparken, şunları da ekledi:

"Eskiden, şu andaki gibi kaliteli turistik tesislerimiz, otellerimiz de yoktu. Şu anda süper tesislerimiz var... Son yapılan otellerimiz süperdir... Yunanistan'da böyle bir otelde, bu parayla kalabilir misiniz? Kalamazsınız... Ama biz bunu yarattık. Çok yüksek kalite ile aynı fiyatı veriyoruz... Üst sınıf turiste hitap eden otellerde, alt sınıf turiste hizmet veriyoruz... Oysa, evet alt sınıf turiste hitap edecek kalite de olacak ama üst sınıf kaliteyi, o sınıftaki turiste satacaksınız."

ŞAHİNOĞLU KİMDİR?

Soru: Metin Şahinoğlu kimdir?

Cevap: 1958 Lefkoşa doğumluyum... Türk Maarif Koleji'nden mezun olduktan sonra İngiltere'de işletme muhasebesi eğitim gördüm... Okuldan sonra bir oteller grubu olan TranstrantForty'de yönetici olarak çalışmaya başladım. 1996 yılında ülkeye geri döndüm... Palm BeachHotel'de 10 yıl yöneticilik yaptım... Hep otelcilik işinde çalıştım. Şu anda da Santoria Holiday Village'teyim...

2018'e bakıldığında, "mass" turizm

alanında bir ivme yakalandı

Soru: KKTC'de 2018 yılı turizmde nasıl geçti?

Cevap: 2018'e bakıldığında, "mass" turizm alanında bir ivme yakalandı. Mesela kış diyebileceğimiz sezonda bile ülkeye 200 bin turist geldi. Ama ülke olarak hedef kitleyi belirlemedik. Kimlerin bu ülkeye gelmesini istiyoruz? Bunu bilmiyoruz... Önüne geleni getiriyoruz... Turizmde benzin pedalına bastığınız zaman çevrede onlarca yan sektörün de ayağa kalkması lazım. İşte bu olmadı. Neden olmadı? Çünkü, iyi turist yerine, gelir seviyesi daha düşük, harcamadan kaçınan turistlerle doldurduk odalarımızı... İstatistiklerde 'işte bu kadar turist' deniyor. 'Arttı' deniyor... Bu istatistiğin bana göre hiç bir anlamı yoktur. Bana göre asıl önemli olan, 'Bu turist ne kadar para bıraktı' konusudur... 90'lı yıllarda bir turist günde en az 20 Sterlin otele bırakırdı, artı dışarı da bırakırdı. Şu anda gelen turist, 20 Sterlini bir haftada bırakmıyor... Harcamıyor... Dolayısıyla yatakları dolduruyoruz ama kasaları dolduramıyoruz... Para kazanamıyoruz. Elbette bu da olması gerekir. Ama ayırmak lazım. Hani Rum taafında 18 – 30 yaş mentalitesi var, onları Aya Napa – Protaras alıyor; daha ileri yaş ve paralı grupları Baf'aLimasol'a gidiyor, emekli yaşlı İngilizler ise Larnaka'yı tercih ediyor... Bölge pazarlanırken, o bölgenin özellikleri öne çıkarılarak pazarlama yapılıyor. Ben sorarım, sen de ben de yaşadık İngiltere'de; bizim burada, Kuzey Kıbrıs'ta, İngiltere'de yaşam süren kendi vatandaşlarımızın 18 – 30 yaş grubuna hitap eden neyimiz var? Hiç bir şeyimiz yok... Çünkü planlama yanlış. Bir bölgeye bakarsınız, okullar bölgesi mi, meskun mahal mi, otel mi, eğlence mi belli değil...

"TÜM YUMURTALARI AYNI SEPETE KOYDUK"

Soru: Bu yüzden ses kirliliği şikayetleri de oldu özellikle bu yıl... Girne mesela...

Cevap: İki yer ayır... Biri Girne yakınları, öteki Mağusa... Burası turizm bölgesidir de. 24 saat 7 gün burada eğlence, yeme, içme turizm yap... Müzik de olsun, gürültü de olsun... Biz ne yaptık, tüm yumurtaları aynı sepete koyduk...

"DÜNYA'DA EMİRNAME İLE YÖNETİLEN TOPLUMLAR BAŞARISIZ TOPLUMLARDIR"

Soru: Popüler meselemiz yine gündeme geliyor burada... İmar Planı, bu söylediklerinizi yapan planlardır... Oysa emirnamelerle karmakarışık hale gelinmesinin sebebi sanırım budur.

Cevap: Dünya'da emirname ile yönetilen toplumlar başarısız toplumlardır... Plansızlıktır... Yasalar, planlar olmalı ve her şey en ince şekilde hesaplanmalıdır. Plan, program, yasa, tutarlılık... Bu kadar para harcanıyor ama karmakarışık ve belirsiz bir sistemle sonuca ulaşlamıyor...

"CİDDİ BİR ÜCRETLE, ÇOK BÜYÜK BİR "İMAGEMAKER" TUTMALIYIZ"

Soru: Peki ne yapmak lazım? Spesifik bir öneriniz var mı?

Cevap: Sağa sola bunca para harcanacağına, ciddi bir ücretle, çok büyük bir "imagemaker" tutmalıyız... Çağırın bir imaj yapıcı şirket, tanıtma şirketi, çok ünlü bir firma... "Al beş milyon sterlin ve Kuzey Kıbrıs imajımı yarat" demeliyiz... Maldivlere gideceğinizde gözünüzün önüne bir imaj geliyor mu? Huzur, plaj, deniz, kum, mimari farklılık falan... Peki bize gelecek turistin gözündeki imaj nedir? Yoktur. Bir imajımız yok... Hafta sonu casino turizmi. Kumar... Ki çarşıya, taksiciye, pazara hiç bir katkısı yok... Taksici bile kazanmaz, çünkü her işletmenin VIP araçları var... Orta Doğu pazarında doluluk ortalaması yüzde 65 iken, bizim genelimiz, hafta sonu kumar turizmiyle bu orana ulaşamaz. Pazartesi – Perşembe boş... Ortada büyük para mı dönüyor diyeceksiniz? Bilemem...

"KAYBETTİĞİMİZ İNGİLTERE PAZARI'NA YENİDEN YÖNELMELİYİZ"

Soru: Bir örnek, bir market adı verin, oraya yönelelim mesela...

Cevap: Kaybettiğimiz İngiltere Pazarı... Oraya yönelelim diyorum. O pazarı yeniden canlandırmalıyız... Yıllardır her gelen turist ile tartışıyoruz... Konuşuyoruz, görüşlerini alıyoruz... İngiltere Pazarı bizim için çok önemlidir... Mesela bir çok İngiliz'in babası, dedesi, amcası Kıbrıs'ı biliyor. Burada askerlik yaptı, Rum terörünü, EOKA'yı bilenler çok. Bu yüzden Kuzey Kıbrıs'ı, yani Türk tarafını tercih etmek isteyenler bile var... Kıbrıs'ı çok seviyor bu insanlar... Paralarını burada harcamayı tercih edenlerdir... İngiltere'de Kuzey taraf yoksul, Güney taraf daha varlıklıdır. Askere gelenler de daha yoksullardır. Yani Kuzey ve Orta İngiltere... Onların evlatlarına, torunlarına reklamı, tanıtmayı yöneltmemiz lazım... Londra'da Kırmızı otobüsler üzerine, üç misli para ödeyerek reklam asmak yerine, daha Kuzey'e yönelmeliyiz... Birmingham'a, Manchester'e, Leeds'e, Liverpool'a... Oralarda reklam kampanyası yap... Mümkünse uçak seferleri koy...

"LARNAKA'YA İNEN HER UÇAKTA 8 - 10 TANE KALİTELİ MİSAFİRİNİZ OLMALI"

Soru:Sıkıntı orada değil mi? "Mümkünse uçak seferi" diyorsunuz da "mümkün" mü?

Cevap: Yapacaksınız... Bütçe ayıracaksınız... İlla ki Ercan'a ineceksiniz diye de bir kural yok artık... Bristol'dan da Manchester'den de, Birmingham'dan da uçak geliyor Larnaka'ya... Her uçakta, sekiz tane, on tane yolcunuz olmalı... En az...

Soru: Rum yönetimi engellemez mi Larnaka'ya inenlerin Kuzey'e turist olarak gelmesini?

Cevap:Mass (kalabalık) turizmi yapmayacaksınız... Kaliteli (class) turistler getireceksiniz... Her uçaktan, her gün 8 – 10 kaliteli turistiniz gelecek... ama imajınız olmalı...

"ÜST SINIF TURİSTE HİTAP EDEN OTELLERDE, ALT SINIF TURİSTE HİZMET VERİYORUZ"

Soru: Şu anda gelen turist para harcamaz mı?

Cevap: Şu anda bizde yani Santoria Tatil Köyü'nde kalan Polonyalı bir turist, on günde 50 TL harcadı. Dışarıda herhalde hiç harcamadı. Taksiye binmedi. Kaliteli İngiliz, İtalyan, Fransız turistleri düşündüğümde üzülürüm... Eskiden, şu andaki gibi kaliteli turistik tesislerimiz, otellerimiz de yoktu. Şu anda süper tesislerimiz var... Son yapılan otellerimiz süperdir... Yunanistan'da böyle bir otelde, bu parayla kalabilir misiniz? Kalamazsınız... Ama biz bunu yarattık. Çok yüksek kalite ile aynı fiyatı veriyoruz... Üst sınıf turiste hitap eden otellerde, alt sınıf turiste hizmet veriyoruz... Oysa, evet alt sınıf turiste hitap edecek kalite de olacak ama üst sınıf kaliteyi, o sınıftaki turiste satacaksınız.

"TANITIM, SATIŞ, PAZARLAMA GELİŞMELİ VE İMAJ YARATILMALI"

Soru: 2019'dan ne bekliyoruz peki?

Cevap: Doğrusunu istersen bir şey beklemiyorum. Şu anda tanıtım, satış, pazarlama gelişmediği ve yurt dışında imajımız yaratılmadığı sürece; son dakika aklına gelip de burayı tercih edenler gelecek. Zaten sürekli gelenlerimizin çoğu ev satın aldı... Haaa, mutlakabazı otellerimiz yüzde yüz doluluk da yaşayabilir. Yaşayacak. Turist gelecek. Ama ben turizmciyim. Gelen turist, dışarıda, köşedeki bakkala da, restorana da, ne bileyim sandviç bara da, meyhaneye da, hediyelik eşyacıya da, birahaneye de para bırakmalı. Çarşıya da para kalmalı... Tek başına bir otelle olmuyor... Yani her yanı altınlarla kaplı, en kaliteli yemeklerle, en kaliteli hizmetle bir otel yaparsınız. Turist o otele gelir ve kapından çıkar, çevre kirliliğini, yıkık binaları, tamamlanamamış atık evleri, çukurlarla dolu yolları görür, molozları, çöpler görür... Böyle turizm olmaz. Her şey birlikte olmalı. Kollektif olmalı. Çevre de, hizmet de, parayı kazanma da... Sadece otel kazanır ve çevredekiler kazanmazsa, bu iş olmaz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.