İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

"6 milyon TL'lik alet sular altında kaldı"

“6 milyon TL’lik alet sular altında kaldı”

Ülkede dev konserlere ve konferanslara imza atan en büyük ses, ışık, dekor, sahne sistemleri şirketinin seldeki zararı en az 6 milyon Türk Lirası...

Yayın Tarihi: 07/01/19 07:46
okuma süresi: 12 dak.
“6 milyon TL’lik alet sular altında kaldı”
A- A A+
Cyproduction adlı 40 kişinin çalıştığı şirketin direktörü Hasan Özeral, "sel bizi altı saatte iki kez vurdu, tüm ekipman, 2 metre yükseklikteki suyun içinde kaldı ve en az 6 milyon TL'lik zararımız var; ne olacağını bilmiyoruz, hükümetten tek bir kişi bize 'geçmiş olsun' dahi demedi" diye konuştu.

Kıbrıs Postası'nın sorularını yanıtlayan Özeral, "elbette en büyük acı, o felaket akşamında dört gencimizi kaybetmiş olmamızdır; cana gelen zarar, en büyük olandır; şükrediyoruz, çalışmaya devam ediyoruz" dedi.

Özeral, konserler, kongreler ve casino turizm ile ilgili olarak da konuştu ve şunları söyledi:

"Turizm açısından sanatçıların katkısını küçümsemek doğru olmaz sanırım... Hatta şunu söylemek lazım; bizler bu işin içindeyiz, gözlemliyoruz. Evet işimiz turist getirmek olmayabilir ama kim ne isterse söylesin, casino turizmi olmasa, bu ülkede kongre turizmi olmasa, halimiz dumandır. Şunu eklemek lazım; evet sanatçılar geliyor, casino turizmi daha çok magazin haberlerine, televizyonlara, gazetelere konu olabiliyor ama asıl büyük olan, ülkede asıl var olan ve gelir getiren kongre turizmidir..."

Özeral, "hep anlatılır, merak ediyoruz, sanatçılar kapris yapıyor mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Evet, bazen kapris gibi gelebilir istekleri ama anlayış göstermek lazım... Bu ülkeye konsere gelen, otellerde sahne alan tüm sanatçıların arasında kötü olanına rastlamadık... Hepsi çok iyi insanlar ve bence ülkemize katkıları da son derece fazla".

Özeral, benzer işi yapan yabancı şirketlerle ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı:

"Yabancı firmalar gelsin, karşı değiliz. Ama burada aynı işi çok daha iyi kalitede yapanlar varken, hükümetin bir takım engelleme tedbiri alması şarttır... Tıpkı et ithalatı gibi, ne bileyim peynir ithalatı gibi, arpa – buğday ithalatı gibi... Eğer biz veya bizim gibi şirketler bir konseri, bir kongreyi organize edemiyorsak, yetersiz olduğumuz saptaması varsa, tabii ki Türkiye'den de başka ülkelerden de firmalar gelsin. Ama durum öyle değil. Ellerini kollarını sallayarak gelirler, kongrelerini, konferanslarını yapıp giderler, bu acıdır... Biz bu ülkeye yarım metrelik tek bir elektrik kablosunu vergisiz sokamayız... Bir tek mikser getirsek, başımız derde girer... Aslında en önemlisini açık söylemek lazım; biz her türlü vergimizi kuruşuna kadar öderiz... 40 çalışanımızın her türlü sosyal hakkı ödenir... Türkiye'den şirket gelir, gider, bir kuruş da vergi vermez."

1971 LİMASOL DOĞUMLU

Soru: Hasan Özeral kimdir?

Cevap: 1971 yılında Limasol'da doğdum... 1974 sonrası ailem Güzelyurt'a yerleşti. 3 kardeşin en büyüğüyüm. Babam Ziraat Bankası'ndan emeklidir. Müzisyendir aynı zamanda... Herkes O'nu Ertan Tanburi olarak bilir. Esenyeller grubunda çalıştı, kendi müzik grubunu kurdu... Ben de müzik yaptım yıllarca. Kurtuluş İlkokulu, Şehit Turgut Ortaokulu ve Kurtuluş Lisesi mezunuyum... Hayatım boyunca hep çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum... Ağaç oymacılığı yaptım mesela... 1999'da Klas Müzik adlı şirketi kurdum. Sırtımda taşıdığım hoparlölerle, küçük ışık sistemleri ile başladım; şimdi Cypruduction adlı şirketi yönetiyorum. Ses, ışık, sahne, dekor, görüntüler, baskı... Bir konseri, bir konferansı, bir semineri düşünün; ne gerekiyorsa hazırlıyoruz... A'dan Z'ye kadar her şeyini yapıyoruz...

TÜRKİYELİ SANATÇILAR ÜLKEYE ÇOK ŞEY KAZANDIRIYOR

Soru: Yani televizyonlarda gördüğümüz, gazetelerde resimlerine baktığımız dev sanatçılar, sizin kurduğunuz sahnelerde şarkı söylüyor... Hepsini yakından tanıma fırsatınız oluyor, hakikatten kaprisli mi sanatçılar?

Cevap: Elbette bazılarının isteklerine "kapris" diyebilirsiniz... Ama bence, işini çok iyi yapmak isteyen insanlardır hepsi... Ve biz isteklerini en üst seviyede karşılamak için çaba harcarız... Işık, ses, sahne kusursuz olmalı... Sanatçı da bunu beğenmeli. İstediği gibi olmalı... Evet, bazen kapris gibi gelebilir istekleri ama anlayış göstermek lazım... Bu ülkeye konsere gelen, otellerde sahne alan tüm sanatçıların arasında kötü olanına rastlamadık... Hepsi çok iyi insanlar ve bence ülkemize katkıları da son derece fazla... Aynı şekilde, ülkemizin sanatçıları da birbirinden değerli... Ülkemizin ve Türkiye'mizin en büyük değerleridir onlar...

TURİZM AÇISINDAN SANATÇILARIN KATKISINI KÜÇÜMSEMEK DOĞRU OLMAZ

Soru:Sanatçıların katkısı derken...

Cevap: Turizm açısından sanatçıların katkısını küçümsemek doğru olmaz sanırım... Hatta şunu söylemek lazım; bizler bu işin içindeyiz, gözlemliyoruz. Evet işimiz turist getirmek olmayabilir ama kim ne isterse söylesin, casino turizmi olmasa, bu ülkede kongre turizmi olmasa, halimiz dumandır. Şunu eklemek lazım; evet sanatçılar geliyor, casino turizmi daha çok magazin haberlerine, televizyonlara, gazetelere konu olabiliyor ama asıl büyük olan, ülkede asıl var olan ve gelir getiren kongre turizmidir... Turizmimizin gizli silahı bence kongrelerdir... Tekrar etmek gibi olmasın ama eğer KKTC'de casinolar ve kongreler olmasaydı, turizmin öncül sektör olmasından hatta sektör bile olmasından söz edemezdik... Hata yapılıyor mu, uçuşlar konusunda daha çok şey yapılıyor mu? Bilmiyorum... Siyasetin o konuları daha yakından izliyor olduğu inancındayım ve benim siyasetle alakam yok. Ama sektörün eğlence veya mutfak kısmını görüyorum, biliyorum, casinolar ve kongre turizmi, sektörün can damarıdır...

YABANCI FİRMALAR...

Soru: Sizin sektörle ilgili de sıkıntılar var... Mesela Türkiye'den gelip burada konser ya da kongre organizasyonu yapan benzer şirketler söz konusu...

Cevap: Yabancı firmalar gelsin, karşı değiliz. Ama burada aynı işi çok daha iyi kalitede yapanlar varken, hükümetin bir takım engelleme tedbiri alması şarttır... Tıpkı et ithalatı gibi, ne bileyim peynir ithalatı gibi, arpa – buğday ithalatı gibi... Eğer biz veya bizim gibi şirketler bir konseri, bir kongreyi organize edemiyorsak, yetersiz olduğumuz saptaması varsa, tabii ki Türkiye'den de başka ülkelerden de firmalar gelsin. Ama durum öyle değil. Ellerini kollarını sallayarak gelirler, kongrelerini, konferanslarını yapıp giderler, bu acıdır... Biz bu ülkeye yarım metrelik tek bir elektrik kablosunu vergisiz sokamayız... Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Mesela bir malzeme eksildik diyelim. Türkiye'den o malzemeyi kiralayıp getirme şansımız yoktur. Ama Türkiye'den bir benzer şirket gelirse, her şeyini de getirebilir... Bize de denir ki, turizm acentesi üzerinden getirebilirsiniz... Bu zihniyet ve bu uygulama değişmeli, hükümet veya genelde devlet yönetimi bu tür konularda yerli olanı korumalı... Bir tek mikser getirsek, başımız derde girer... Aslında en önemlisini açık söylemek lazım; biz her türlü vergimizi kuruşuna kadar öderiz... 40 çalışanımızın her türlü sosyal hakkı ödenir... Türkiye'den şirket gelir, gider, bir kuruş da vergi vermez.

PERSONEL SIKINTISI

Soru:Bunun dışında personel sıkıntısı da çekiyor musunuz? Çok teknik bir iş çünkü yaptığınız...

Cevap: Uzman arkadaşlarımız var. Sesle, ışıkla veya diğer görevlerle ilgili... Ama personel sıkıntısı had safhadadır. Bu ülkede bu işi yapan en büyük şirket bizimkidir. Kimse de aksini iddia edemez. İnanılmaz zor bir iş yapıyoruz. En küçük bir teknik aksaklık kabul etmeyen, dev bir iş... Personel sıkıntımız var... Çalışma Dairesi'nde ilan verdik düz işçi arıyoruz. Şoför arıyoruz, yok... Beyaz kimlikle şoför alıyoruz. Adamın ehliyeti var ama hayatında bir tek defa kamyon kullanmamış... Eşyaları, aletleri kamyona yükledik. Geçti direksiyona işe yeni aldığımız ehliyetli!!! Bir şoför... Hayatında ilk defa kamyon kullanıyor... Oraya buraya çarpmaya başladı... Be aman zaman ne yaptın? Abi ilk kez kamyon kullanıyorum! Ama ehliyeti var yani...

Soru: Teknik bir iş... Aletler hep yurtdışından...

Cevap: Evet, son derece teknik bir iş ve çok pahalı... Aletler, her şey ithal. Gümrük tarifesi de çok yüksek.

ALTI SAATTE İKİ AYRI SEL!

Soru: Şirketiniz Alsancak'ta... Sel felaketini yaşadığınız geceyi ya da sabahı anlatır mısınız? Sabah felaket oldu, ya da sabaha yakın sanırım...

Cevap:Yedi sekiz yıl önce benzer bir felaket yaşamıştık... Kamyonların tekerleklerinin yarısına kadar yüksekliği olan bir seldi ve korkunçtu... Bu kez altı saat içinde iki kez sel geldi... Aralık başıydı. Gece yarısı uyandık. Evim de Alsancak – Lapta sınırında... Acilen şirkete gittik. Arkadaşlarımız da geldi. İlk sel ikincisine göre hafifti. Vidanjör çağırdık, bazı araçlar getirttik temizledik. Yorulduk, dinleniyoruz... Beş saat kadar sonra ikinci sel geldi... Gözümüzün içinde oldu her şey. İki metre yüksekliğinde su vardı ve önündeki her şeyi alıp gidiyordu. Çaresizce izledik. Her kes ve her yer çaresizdi. Alsancak Belediyesi'nden yardım istedik, geleceklerini söylediler ama gelemediler. O kadar çok yardım isteyen oldu ki... İnsanları kurtarmaya çalışıyordu herkes. İkinci sel, bir anda her şeyi aldı götürdü, sular içinde kaldı tüm aletler. Ne mikser kaldı, ne televizyon ekranları, ne projektör...

BU BÜYÜKLÜKTE BİR FELAKET YAŞAMADIM

Soru: Sel bittikten sonra korkunç bir manzara vardı herhalde...

Cevap: Bu büyüklükte bir felaket yaşamadım. Bir çok aleti kurtarmaya çalıştık... Özel uzmanlar geldi Türkiye'den. Ama elektrikli elektronik aletler su altında kaldı... Sonuç felaket ötesi... Tamir ettiğimiz bazı aletler oldu ama ömürleri çok azaldı... Olmadı, olmaz da... Hepsi gitti...

GEÇMİŞ OLSUN BİLE DEMEDİLER!

Soru: Zarar tespiti?

Cevap: Yaptık, zarar tespitimizi bildirdik yerel yöneticilere falan ama devlet, zarar gören casinoların bu zararlarını karşılayacağını açıkladı. Doğrusu üzüldük. Biz hala bir tek kelime açıklama yapılmış değil... Geçmiş olsun bile demediler... Ne yazık ki bu ülkede, çevreniz, arkanız güçlü olmalı... Sadece bu gibi felaket durumlarında değil, en küçük işinizde bile, eğer o işinizin olmasını istiyorsanız, torpiliniz olacak, siyasilerle yakın olacaksınız... Bizim o taraklarda hiç bezimiz olmaz... Bekliyoruz. Bekle babam bekle...

ALLAH'A ŞÜKÜR DEVAM EDİYORUZ

Soru: Ama işe devam ediyorsunuz değil mi?

Cevap: Allah'a şükür devam ediyoruz... Zararımız çok büyük. Kaybettiklerimiz yanında, yenilemek zorunda olduklarımız da var. Her şeyi daha pahalı aldık, almaya çalışıyoruz... Yılbaşı akşamı, tüm konserlerimizi Allah'ın da izniyle kazasız, belasız, hatasız hallettik... Çalışmaya devam ediyoruz... Biz çalışmaktan korkmayız. Düşeriz, kalkarız, devam ederiz. Ama devlet size bazı durumlarda sahip çıkmazsa; inancınızı yitirirsiniz ya... Devlet bize ve bizim gibi büyük zararı olan kimseye sahip çıkmadı... İnancımızı yitirdik... Ama onlara olan inancımızı... Biz kendimize inanmaya devam ediyoruz... Çalışmaya devam. Dostlarımızın geçmiş olsun dilekleri bile bizim için yeterlidir... Elbette en büyük acı, o felaket akşamında dört gencimizi kaybetmiş olmamızdır; cana gelen zarar, en büyük olandır; şükrediyoruz, çalışmaya devam ediyoruz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.