İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Hedeflerine ulaşmak için ayrelli satan iki büyük yürek: Maruf ve Süleyman...

Hedeflerine ulaşmak için ayrelli satan iki büyük yürek: Maruf ve Süleyman...

Ziyamet Köyü kavşağında bekleyen 11-12 yaşlarındaki çocuklar, hayallerine ulaşmak için ayrelli satarak para biriktiriyor.

Yayın Tarihi: 10/02/19 09:10
okuma süresi: 11 dak.
Hedeflerine ulaşmak için ayrelli satan iki büyük yürek: Maruf ve Süleyman...
A- A A+

• Onlar Ziyamet Köyü kavşağında yoldan geçerken size gülen yüzleriyle el sallayıp, ayrelli satarak hayallerine ulaşmaya çalışan iki çocuk. Maruf ve Süleyman… Tek hedefleri ise ailelerine yük olmadan, alın terleriyle doğanın nimetleri aracılığıyla, teknoloji çağında akranlarından geri kalmadan bir bilgisayar alabilmek…

• Ziyamet Köyü kavşağında bekleyen 11-12 yaşlarındaki çocuklar, hayallerine ulaşmak için ayrelli satarak para biriktiriyor.

•Yol kenarında hem koşturup oynayan hem de geçen araçlara el sallayarak Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum müşterilerine ayrelli satan bu çocukların en büyük hayali ise bilgisayar almak…

• Havaların soğuması nedeniyle daha kârlı olan mantar satışının mevsim nedeniyle şimdilik durduğunu, ayrellinin de zamanının yalnızca iki ay olduğunu Kıbrıs Postası muhabirine anlatan çocuklardan Maruf ile Süleyman, "mantar daha karlı işti abla… İlk başta kilosu 100 lira olarak çıktı, 80 liraya kadar düştü. Zaten artık mantarın zamanı da bitti" diyerek dert yandılar.

• Teknoloji ile iç içe olan yaşıtlarının aksine zamanlarını dağda, ovada geçim derdinde geçiren ve 5-6 yaşlarından bu yana yol otoyol kenarında mantar ve ayrelli satan çocuklar bu yıl kazandıkları para ile ne yapacaklarının sorulması üzerine ise "kendimize harçlık yaptık, bir şey istediğimiz zaman annemizden babamızdan para istemeden alabildik… Hayalimiz bilgisayar almak" şeklinde yanıtladılar.

Kıbrıs Postası - Nadire BAHADİ

Şehrin basık, havasız ve karanlık atmosferi bunalttığı zaman ilk yaptığımız şey köylere, şehirlerden uzak yerlere, dağlara, tepelere, ormanlara kaçmak olur. Dün de öyle bir gündü benim için. Yağışlı havadan olsa gerek ruhum daraldı ve Mağusa'dan uzaklaştım. Karpaz'a doğru, yol boyunca yol kenarlarına kışın ayrelli ( kuş konmaz da denildiğini biliyorum), baharda geçmiş yıllarda nergis ki koruma altında olması nedeni ile doğadan koparılması ve satışı yasaklandı, yaz döneminde kavun karpuz satan kişilere hepimiz aşinayız. Dün de yol boyunca hemen her kavşakta, dönemeçte, çemberde kovalar dolusu ayrelli satışı yapan kişilere rastladım. Bir Tuzluca kavşağında eşyalarını koyduğu bebek arabasına oturup müşteri bekleyen nine dikkatimi çekti, bir de Ziyamet köyü kavşağında ayrelli satmak için bekleyen Maruf ve Süleyman isimli yeğenler. Hayallerinden, heyecanlarına, yaşamlarından, şikayetlerine kadar her şeyi Kıbrıs Postası ile paylaştı iki yeğen. Hayallerini hedef belirleyerek daha küçücük yaşta para kazanıp isteklerini yerine getirmeye çalışan bu iki çocuğun yol kenarında ayrelli satışlarına bizler de eşlik ederek adım adım gerçekleştirmek istedikleri hayallerine tanıklık etti. Hayalleri ne mi? Kazandıkları parayı biriktirip bilgisayar almak…

Hem eğleniyor, hem para kazanıyorlar

Yol kenarında hem koşturup oynayan hem de araç geçeceğini gördükleri anda ellerine aldıkları ayrelli destelerini uzatan bu iki çocuğu görünce durdum. Sohbet esnasında isimlerinin Maruf ve Süleyman olduğunu öğrendiğim çocuklarla konuşmak için izin isterken, bir anda kendimi onlarla birlikte ayrelli satışı yaparken buldum.

Onlar mutlu ve gülen çocuklar

Sohbet koyulaştı. Sizi biraz tanıyayım derken, Maruf'un 12 yaşında ve ortaokulda eğitim gördüğünü, Süleyman'ın ise 5'inci sınıf öğrencisi olduğunu öğrendim. Şehirde okul konusu açıldığı zaman çocukların akıllara durgunluk veren bir yarışın içinde, ailelerin birçoğunun ise o yarışta bahis oynayıp kazanma hırsına bürünmüş kişiler olduğunu düşünüyorum. Sistem gereği belki de çocuklarının ne istediğinden çok çocukluklarını unutturup ailelerinin isteklerini yerine getirmelerini hedefleyen mutsuz çocuklar ve gösteriş meraklısı anne-babalarla karşılaşıyorum şehirde sürekli. Maruf'a dersleri ve ödevleri sorduğum zaman ise karşı tepelere bakıp gülümsüyor, "yapıyoruz bir şeyler" şeklinde belli belirsiz konuşuyor da duyulmadığı için dudak hareketlerinden okuyabiliyorum, birlikte gülüyoruz. Boş zamanlarında internet, telefon, tablet, oyun konsolları için birbirleri ile yarışmak yerine, kışın tüm günlerini ayrelli mantar toplamakla, akşamüstü ise ailelerinin sahip olduğu küçükbaş hayvanları otlatmaya çıkarmak için zamanla yarıştıklarını öğreniyorum Maruf ile Süleyman'ın. Sosyal etkinliği telefonlarda sosyal paylaşım sitelerinden de sağlamıyor Maruf, haftanın 3 günü Yenierenköy'de, yer aldığı voleybol takımının antrenmanlarına katılıyor.

Doğa ile iç içe olmak onları heyecanlandırıyor

Onları tanıdıktan sonra kaç yaşından beri yol kenarlarında ayrelli sattıklarını sorduğumda, 5-6 yaşından beri olduğunu söylüyor Süleyman. Elleri, dağlardaki ayrelli çalılarına girmekten onlarca çizik dolu. Ama mutlular, "biz her kış ayrelli mantar topluyoruz. Sabah ya da öğlen evden bir çıkıyoruz dağa, hava kararmadan geri dönmüyoruz" diyerek doğada oldukları sırada yaşadıkları duyguları heyecanla anlattılar. Ailelerinin yol kenarında ve dağda karşılaşacakları tehlikelere karşı sürekli uyardıklarını söyleyen çocuklar, en ufak fırsatta ayrelli toplamaya gittiklerini, o saatlerde ise macera gibi yaşadıkları heyecanları anlatmakla bitiremiyorlar. Birbirlerini hep kolluyorlar, anlattıkları anılarında da ayrelli sattıkları anlarda da buna tanıklık ettim.

"Bağ" değil, top top satıyorlar ayrellileri

Ben tam bir köy aşığıyım. Annem ve babamın da birinin mesarya köylerinde birinin ise Karpaz köylerinde doğup büyümesinden midir nedir bilmem, ilk fırsatta şehirden kaçarım. Bu nedenle tanırım ova da yetişen ülkemize özgü otların, sebzelerin, tümünü. Anlatın bana nasıl topladığınızı dedim, "abla çıkıyoruz dağa, bunların mavi rengi andırır acayip dikenleri olan çalılık ağaçları oluyor. Dalıyoruz o çalıların arasına. Büyüklerikesiyoruz, küçük olanları daha sonra kesebilmek için büyümeye bırakıyoruz. Yılanlarla da karşılaşmıyoruz değil. O yüzden genelde toplamaya kalabalık gidiyoruz" diyerek o anda bile, elde ettiği o başarının haz ve mutluluğunu heyecanla anlatıyor. Peki sonra ne yapıyorsunuz demeye kalmadan Süleyman ve Maruf bir ağızdan başlıyor anlatmaya… " Kestiğimiz tüm ayrellileri eve getiriyoruz. Boylarını eşitleyip hepsine eşit miktarda ayrelli koyup bağlıyoruz. Sonra çıkıyoruz satışa. Bu bölgede özellikle bizim köyde bu işi yapan çok var. Yol boyunca hepimizi bir köşede görebilirler". Ölçü birimleri ise "top". Demet, bağ diyemiyorlar da heyecanla "30 toplara (bağ) yakın topladığımız oluyordu geçmiş yıllarda" diyorlar.

Avcıların ovalarda ayrelli bırakmadığından şikayetçiler

Geçmiş yıllarda diyor çünkü eskisi kadar kalmadığını üzülerek belirtiyor Süleyman. Kimisi kökünden koparıp zarar veriyor diyor Maruf da, kimisinin ağacını söküp kendi tarlasına ektiğini anlatıyor ama en çok da avcıların av bulamayınca tüm ayrellileri topladığından şikayetçiler.

"Hapla büyütülen ayrelliye dikkat" diyor Süleyman ve Maruf

Yol kenarlarında ayrelli satan bazı kişilerin kovalarındaki ayrellilerin ovalarda olanlarla aynı olmadığına da çok kez tanıklık ettim. Nedir bunun sebebi dedim, beni yanıtsız bırakmadılar. Ayrellide de hile mi olur? demeyin, oluyormuş. Süleyman ve Maruf bazı iyi niyetli olmayan kişilerin küçük boydaki ayrellileri kesip kovalarına koyduklarını ve o ayrellileri kovadaki suya attıkları hap ile büyüttüklerini anlattılar. Maruf ve Süleyman ayrelli satın almak isteyenleri de bu konuda dikkatli olmaları için uyardılar.

Potansiyel müşteriler Kıbrıslı Rumlar

Gerek yaz aylarında gerek bahar, gerekse kış aylarının vazgeçilmez kaçış yeridir Karpaz bölgesi. Ülkenin her bölgesinden kopup gelen yüzlerce insan Karpaz'ın bakir doğa güzelliklerinden faydalanmak ister de bölge insan malum emirnamelerle sıkıştığından onca kalabalığa insana rağmen geçim kaynağı bulmakta zorlanır. Öyle ki Kıbrıslı Türkler kadar Kıbrıslı Rumlar'ın da uğrak bölgesidir Karpaz. Hal böyleyken bizim Maruf ve Süleyman'ın potansiyel müşterileri de Kıbrıslı Rumlar oluyor. Bağını 15 TL'den satışa sundukları ayrelli için Maruf; "ülkede her şey pahalılandı abla. Geçen yıl topunu 10 liraya sattığımız ayrelliyi bu yıl herkes 15 liraya satıyor, biz de onlara ayak uyduruyoruz" dedi. Bizim ikilinin yanında olduğum süre içerisinde gerçekten de ayrelli için duran çoğu araç Rum plakalıydı, ancak bizim ikiliyi çocuk gören gerek Rum gerekse Türk müşteriler 15 lirayı fazla buluyordu. Fiyat kırmaya çalışan müşterilere karşı emeğine sahip çıkan Süleyman'ın tavrı ise netti; "2 bağı 30 liradan… 1 kuruş aşağıya inmem, istersen al"

"Paramı biriktirip bilgisayar alacağım"

Havaların soğuk olması nedeni ile mantarın bittiğini söyleyen Maruf, "mantar daha karlı işti abla. İlk başta kilosu 100 lira olarak çıktı, 80 liraya kadar düştü. Zaten artık mantarın zamanı da bitti" şekline anlattı. Süleyman ise ayrellinin ömrünün 2 ay olduğunu söyledi. Süleyman "2 ayda topladın topladın, toplamadın ayrelli de biter" dedi. Geçtiğimiz yıllarda kişi başı bin 500 TL para kazandıklarını büyük bir mutlulukla anlatan Süleyman ve Maruf, kazandığınız para ile ne yaptınız sorusuna ise " kendimize harçlık yaptık, bir şey istediğimiz zaman annemizden babamızdan para istemeden alabildik" şeklinde yanıt verdiler. Teknoloji ile iç içe olan yaşıtlarının aksine zamanlarını dağda, ova da geçirerek mutlu bir çocukluk yaşadıkları yüzlerinden okunan Süleyman ve Maruf'a bu yıl kazandıkları para ile ne yapacaklarını sorduğumda ise "hayalim bilgisayar almak" cevabını aldım. 12 yaşındaki Maruf ve 11 yaşındki Süleyman ayrelli ve mantar satarak kazandıkları parayı biriktirerek hayallerini hedefleri haline getirip bilgisayar almak istiyorlar.


#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.