İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Sibel Siber: "Seçimi kaybettim diye, oturacak değilim!"

Sibel Siber: "Seçimi kaybettim diye, oturacak değilim!"

Kıbrıs Postası TV'de yayınlanan Soru İşareti'ne konuk olan Cumhuriyet Meclisi Eski Başkanı ve Eski Başbakan Sibel Siber, bazı siyasi partilerin içerisinde yaşadıkları olayların ve çekişmelerin son yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimini etkilediğini dile getirerek, "Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettim diye oturup sadece kendi dünyamda yaşayacak değilim" ifadelerini kullandı.

Yayın Tarihi: 24/04/19 08:04
okuma süresi: 11 dak.
Sibel Siber: "Seçimi kaybettim diye, oturacak değilim!"
A- A A+
Kıbrıs Postası - Rahmican ÇALIŞKAN

Kıbrıs Postası TV'de yayınlanan Soru İşareti'ne konuk olan Cumhuriyet Meclisi Eski Başkanı ve Eski Başbakan Sibel Siber, gündeme ilişkin konuştu. "Son yapılan ve sizin de aday olduğunuz Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde CTP'nin sizi desteklemediği söyleniyor, konu ile ilgili ne söylemek istersiniz?"sorusunu yanıtlayan Siber, demokrasilerde seçim olduğunu ve halkın karar verdiğini anlatarak,demokrasi yolu ile yapılan seçimin; en iyi seçim yolu olduğunun altını çizdi. Dolayısıyla, demokratik seçim olduğunu ve kazanamadığını işaret eden Sibel Siber, "Bundan sonra, geriye dönük çok çeşitli yorumlar ve yazılar yazıldı. Bunun nedeni; kazanacağıma dair halkta kuvvetli bir inanç vardı. Konuyla ilgili hiç yorum yapmadım ve yapmamaya da kararlıyım" ifadelerini kullandı.

"SEÇİMİ KAYBETTİM DİYE OTURUP, SADECE KENDİ DÜNYAMDA YAŞAYACAK DEĞİLİM"

Seçimlerde değerli adayların da seçimi kaybedebileceğine vurgu yapan Siber, "Seçimleri kaybettim diye, oturup, sadece kendi dünyamda yaşayacak değilim" diyerek, ülkeye katkı koyabileceği çalışmaları yapmaya devam etmesi gerektiğini işaret etti.Seçimden sonraki gün de güler yüz ile demeç verdiğini hatırlatan Sibel Siber, "Halk, bir başka adayı getirebilir, ama bu durumda küsme, kırılma, dargınlık yerine yapabileceğim çalışmaları yapmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.

"PARTİ İÇİ ÇEKİŞMELER CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE BİR ŞEKİLDE YANSIDI"

Siber, siyasi partilerin içerisinde yaşadıkları olayların, son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilediğine dikkat çekerek,"Parti içi çekişmeler Cumhurbaşkanlığı seçimine bir şekilde yansıdı" dedi."Eğer 2020 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de adaylığınızı ilan ederseniz, son seçimden farklı olarak nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz?" sorusuna cevap veren Sibel Siber, bu konuyu konuşmak için henüz erken olduğunu, çünkü 2020 Cumhurbaşkanlığı için henüz karar vermediğini aktardı.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDEN ÖNCE SORUNLARA ODAKLANILMALI"

"Eğer aday olmaya karar verirsem, geçmişin deneyimleri ve projeler düşünülecek" ifadelerini kullanan Siber, şu anda ülkenin birçok sorunu olduğunu, dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce çözülmesi gereken birçok soruna odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.

"BM'NİN YAYINLADIĞI RAPORLAR OBJEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİ"

"BM Genel Sekreteri Guterres'in son raporunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Siber,BM'nin Kıbrıs müzakereleri süresince yayınladığı raporların genelde iyi niyet raporları olmasına özen gösterdiğini, dolayısıyla BM'nin yayınladığı raporların objektif raporlar olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu savundu.

"SON AÇIKLANAN RAPORDA DA SOMUT GERÇEKLER GİZLENDİ"

Dengeden, iyi niyetten ziyade, somut gerçeklerin raporun arkasına gizlenmemesi gerektiğini, gerçeklerin gizlendiği takdirde, raporun bir şey ifade etmeyeceğini ve çözüme katkı koymayacağını öne süren Sibel Siber, dolayısıyla son açıklanan raporda da gerçeklerin gizlendiğini söyledi.

"TARAFLAR ARASINDA DENGESİZLİK VAR"

"Birileri bizi anlasın diye bekliyoruz, bu hiçbir zaman olmadı ve olmayacak" diyen Siber, BM'ye Rum tarafının siyasi eşitliği paylaşmak istemediğini anlatmak gerektiğini işaret etti. Taraflar arasında dengesizlik olduğunu, bir tarafın 2 şapkası olduğunu, bir şapkanın; uluslararası tanınmış devlet başkanı, bir şapkanın da toplum lideri olarak müzakere masasında giydiği şapka olduğunu anlatan Sibel Siber, Rum tarafının, devlet başkanı şapkası sıfatı ile tanınmış devletin olanaklarından yararlandığını, bir tarafın da BM nezdinde toplum kimliği olduğunu, ama bir topluma verilmesi gereken hakların bile verilmediğini vurgulayarak, "Oysa ki; BM'nin 1986'da yayınladığı deklarasyonda; her kişi ve her toplumun siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve spor olarak engellenemeyeceği ifade ediliyor" şeklinde konuştu.

"RUM TARAFI İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU BİR FEDERASYONA HAZIR MI?"

"Kıbrıs sorununun çözülmemesinin nedeni sadece Anastasiadis mi? Yoksa o gidip başkası gelse de bu sorun çözülmeyecek mi?" sorusuna cevap veren Siber,"Rum halkı federasyon istiyor mu? Yani Rum tarafı masada olan siyasi eşitlik temelinde iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona hazır mı? Bunun bilinmesi gerekir" dedi.

"RUM HALKI FEDERASYONA HAZIR MI, SOMUT VERİLER VAR MI?"

Meclis başkanlığı döneminde Birleşmiş Milletler günü için davet aldıklarını, davette eski Rum Lider Dimitris Hristofyas'a Annan Planı'nın neden, Rum halkı tarafından reddedildiğini sorduğunu dile getiren Sibel Siber, "Hristofyas, bana Rum halkı federasyona hazır değil dedi. Eğer Rum halkı, o dönemden bu döneme kadar federasyona hazır olduysa, buna dair hangi somut veriler var elimizde?" ifadelerini kullandı.

"CUMHURBAŞKANI, BM'YE 'İZOLASYON ALTINDA RUM TARAFINDAKİ ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİNİ Mİ BEKLEYECEĞİZ?' DEMELİ"

Anastasiadis'in halkına, "İrade bizde, yani Rum toplumunda olacak" diyerek oy istediğini ve kazandığını savunan Siber,dolayısıyla Rum tarafının siyasi eşitliğe dayalı bir federasyona hazır olmadığını öne sürdü. Sibel Siber, "Cumhurbaşkanımızdan beklediğimiz; BM'ye yazı gönderip, 'İzolasyon altında Rum tarafındaki zihniyetin değişmesini mi bekleyeceğiz?' demesidir" şeklinde konuştu.

"ZORLA BİRLEŞME ANLAŞMASI OLMAZ"

Geçmişteki müzakere tutanakları ile şimdiki müzakere tutanaklarının aynı olduğuna dikkat çeken Siber, tuğlalar örülmeye çalışılırken, temeldeki harcın atılmadığını ve dolayısıyla bir müddet sonra bu tuğlaların çökeceğini aktararak, "Federasyonun en temel felsefesi gönüllülüktür. Zorla birleşme anlaşması olmaz. Zorla, baskıyla iki taraf birleştirilemez"dedi.

"MECLİS OLMASI GEREKTİĞİ KADAR VERİMLİ DEĞİL"

"Meclis başkanlığı döneminizde Başkanlık Sistemi ile ilgili çalışmalarınız oldu. Başkanlık Sistemi ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Şu andaki Meclis çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna yanıt veren Sibel Siber, Meclis'in olması gerektiği kadar verimli olmadığına işaret etti.

"KÖKTEN BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ZOR OLSA DA GEREKLİDİR"

Meclis Başkanlığı döneminden önce Meclis'in açılamadığını, Meclisin daha az sayıda milletvekili ile açılabilmesi için, Anayasa değişikliğiçabaları ortaya koyduklarını ve bazı Anayasa değişikliğini yapabildiklerini hatırlatan Siber, "Kökten bir Anayasa değişikliği çok zordur, ama kökten bir Anayasa değişikliği gereklidir"ifadelerini kullandı.

"YÜRÜTME ORGANI, YASAMANIN İÇİNDEN ÇIKMAMALI"

Mevcut yapının verimsiz olduğunu ve herkesin şikayetçi olduğunu,bu sebeple, yeni heyecan, yeni yapılanma, yeni Anayasa olması gerektiğine vurgu yapan Sibel Siber, "Bence, yürütme organı, yasamanın içinden çıkmamalı" şeklinde konuştu.

"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE PARLAMENTER SİSTEMİN BİRÇOK AKSAKLIĞI DÜZELTİLEBİLİR"

Aslında, ülke için Başkanlık Sisteminin uygun olduğunu kaydeden Siber, Meclis Başkanlığı döneminde, Parlamenter Sistem ile, Başkanlık Sistemini kıyasladıklarını ve neticede Parlamenter Sisteminin olması gerektiği gibi kullanmadığının ortaya çıktığını anlattı.Anayasa değişikliği ile, Parlamenter Sisteminin birçok aksaklığının düzeltilebileceğini, ama Başkanlık Sisteminin de bir alternatif olduğunun altını çizen Sibel Siber, "İki sistemin birbirine üstünlüğü yok aslında" dedi.

"ŞU ANDA SİYASİLERİN YAPTIKLARI VERİMLİLİKTEN ZİYADE, KISIR BİR ÇEKİŞME"

"Siyasilerin, özellikle üst basamaktaki siyasilerinideojileri, ülke çıkarlarına aykırı oluyor mu?" sorusunu cevaplayan Siber, siyasilerin ortak kesiştiği noktanın; halka hizmet olduğunu hatırlattı. "Eğer amaç unutulup, halkı kendi siyasi partiniz, menfaatleriniz ve geleceğiniz için araç olarak kullanmaya kalkarsanız, hangi ideolojide olursanız olun zarar verirsiniz" ifadelerini kullanan Siber, şu anda siyasilerin yaptıklarının verimlilikten ziyade, bir kısır çekişmeolduğunun altını çizdi.Bu kavgalar verilirken halkın zarar görmemesi gerektiğine, halkın refahının ön planda tutulması gerektiğine dikkat çeken Sibel Siber, "Siyasi partiler birbirini eleştirebilir, ama bu eleştirilerin amacı; doğru yolu göstermek olmalıdır" şeklinde konuştu.

"YASALARA UYMAYANI MAHKEMELER, ETİK DEĞERLERE UYMAYANI TOPLUM VİCDANI YARGILAR"

Halkın siyaset kurumuna güveninin çok az olduğuna vurgu yapan Siber,bu güveni yeniden oluşturmanın seçilmişlerin görevi olduğunu hatırlattı. "Bugün sizi alkışlayanlar, yaptığınız hatalarınızdan dolayı sizi yargılar" diyen Sibel Siber, dolayısıyla, siyasette hizmet verirken, kişisel vicdanın rahat olması gerektiğini işaret ederek, "Sadece yasalara uyarak değil, etik kurallara da uyarak hareket edilmesi gerekiyor. Yasalara uymayanı mahkemeler yargılar, etik değerlere uymayanı ise toplum vicdanı yargılar" ifadelerini kullandı.

"MİLLETVEKİLLERİNİN SADECE KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI OLMALI"

"Milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmalı mı?" sorusunu yanıtlayan Siber, konuyla ilgili Anayasa değişikliği yaptıklarını, hatırlatarak, "Milletvekilleri görüşlerinden ve sözlerinden dolayı yargılanmamalı. Dolayısıyla milletvekilinin sadece kürsü dokunulmazlığı olmalı" diye konuştu.

"VATANDAŞ, SİYASETÇİLERİN BİR ARAYA GELEREK, HALK İÇİN GÜZEL BİR ŞEYLER YAPABİLECEĞİNE İNANMIYOR"

O dönemdeki Anayasa değişikliklerinin, halka iyi anlatılmadığı için reddedildiğini işaret eden Sibel, şunları kaydetti:"Siyasi kuruma güven olmadığı için, vatandaş, siyasetçilerin bir araya gelerek, halk için güzel bir şeyler yapabileceğine inanmıyor.İletişim çağındayız, birileri sizleri gözetliyor, dolayısıyla siyasilerin daha dikkatli olması gerek. Siyasiler, sadece kendi duygu ve düşünceleri ile hareket edemez" ifadelerini kullanarak sözlerini noktaladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.