İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Hasra Avcı yazdı: Ölümle başa çıkabilmek

Hasra Avcı yazdı: Ölümle başa çıkabilmek

Uzman Psikolog Hasra Avcı, Kıbrıs Postası için yazdı.

Yayın Tarihi: 15/07/19 07:55
okuma süresi: 7 dak.
Hasra Avcı yazdı: Ölümle başa çıkabilmek
A- A A+
Yazının tamamı şöyle:

Ölümle başa çıkabilmek

Bu hafta sonu ülkemizi yasa boğan çok acı kayıplar verildi. Bu elem olay üzerine ölüm sonrasında yas süreci ile ilgili ve çocuğa ölümü anlatabilmekle ilgili bu yazının paylaşılmasının uygun olacağını düşündüm. Neticede ölüm yaşamımızın kaçınılmaz bir parçasıdır.

Yas nedir?

Sevilen birinin ölümü veya bir ilişkinin bitmesi, organ kaybı, iş kaybı gibi olaylar sonrasında yaşanılan bir süreçtir. Ölümün geri dönülemez olması nedeni ile en somut kayıp olması; ani olup/olmaması ve ölüm şekli kişilerin deneyimleyeceği yas süreçlerinde zaman ve tepki açısından farklılık gösterebilir. Sağlıklı bir yas süreci günler, haftalar hatta aylar sürebilir.Ancak 6 ay sonrasında kişide halen yas belirtileri devam ediyorsa uzmanlardan yardım alma zamanının geldiği anlaşılmalıdır. Bu süreç ise depresif bir dönemle benzerlik göstermektedir. Her ne kadar rahatsız edici olsa da müdahale edilmemesi, kişinin yasını yaşamasına izin verilmesi önemlidir.

Yas süreci beş evreden oluşur. İlk evre 'inkar'dır. Bu evrede kişiler ölümün gerçekleştiğine inanamaz. Bir yanlışlık olmuş olabileceğini düşünebilirler. Sıklıkla evde bir arada iken 'sanki bu kapıdan çıkıp gelecek gibi', 'Sanki sesini duyar gibiyim' şeklinde konuşmalara şahit oluruz. Bu düşünceler ölümü öğrendikten sonra ilk birkaç saat veya birkaç gün sürebilir. İkinci evre 'öfke'li bir süreci içerir. Kişinin bu süreçte olduğunu 'Neden beni bırakıp gitti?', 'Neden ben?' şeklindeki yakınmalarından anlayabiliriz. Kişi terk edilmiş hisseder, zaman zaman suçluluk ve öfke hisleri ile boğuşur. Üçüncü evre ise 'pazarlık'tır. Bu evrede kişi ölümle ilgili kendini daha iyi hissedeceği bir konuma getirir, çıkış yolu arar. Dördüncü evre 'depresyon' sürecidir. Kişi ölümün gerçekliğini idrak eder ve derin bir mutsuzluk, özlem ve çaresizlik hissi oluşur. Bu süreç uzun sürebilmektedir ve kişide yaşama karşı isteksizlik ve kayıtsızlık gözlemlenebilir. Son evre olan 'kabullenme' kişinin ölüm sonrasında hayata yeniden uyum sağlaması ile tamamlanır. Kişi kayıptan önceki hayatını devam ettirir veya yaşama yeniden uyumlanır.

Travmatik yas sürecinde ise ölümün ani ve beklenmedik olmasıyla, ölüm şeklinin saldırı, şiddet içerikli, savaş veya bombalanma veya bir kaza sonucu gerçekleşmesiyle kişinin kayıp sonrası sürecini daha şiddetli ve uzun yaşamasına neden olabilir. Geride kalan kişi de travmatik süreci yaşamış ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu açısından takip edilmelidir.

Ölümü çocuğa nasıl anlatmalıyız

Süreçte uzman desteğinin alınması faydalı olacaktır. Öncelikle çocuğa sevdiği kişinin öldüğünü onun sağ kalan en yakını anlatmalıdır. Mümkün olan en kısa zamanda basit bir şekilde söylenmelidir. Zaman zaman yakınlar bu bilgiyi psikolog veya doktorun söylemesini talep edebilirler. Ancak tüm bu kişiler çocuk için yabancıdır.

Zihinsel gelişimleri göz önünde bulundurulduğunda ölüme karşı verilen yas tepkileri şu şekilde değişkenlik göstermektedir.

  • Bebeklerde ölüm kavramı olmadığından onlar sadece bakım veren kişiyi kaybederlerse bunun yokluğunu hissederler ve bu dönemde bebeklerde ayrılık kaygısı oluşabilir veya kazandıkları yetilerde gerileme gözlemlenebilir.
  • 3-6 yaş arası çocuklar ölümü geçici bir durum olarak algılarlar. Bu yaş grubundaki çocuklar ölen kişiyi sorarlar, ararlar. Yaşam rutinlerinin değişmesinden de kaynaklı olarak altına kaçırma, yalnız uyuyamama, sık ağlama, öfke nöbetleri, parmak emme gözlemlenebilir.
  • 6-9 yaş arası soyuta geçiş dönemidir ve aşamalı olarak ölümün geri dönülemez olduğu idrak edilmeye başlanabilir ancak ölümle ilgili suçluluk hislerinin yoğun yaşanabileceği bir dönemdir. Bu yaştaki çocuklar belli bir süre okula uyum sağlamakta, odaklanmakta sorun yaşayabilirler.
  • 9-12 yaş arası çocuklar ölümün bir son olduğunu idrak ederler ve ölümle ve nasıl gerçekleştiğiyle ilgili sorular sorarlar ve ölümü merak ederler. Öfke, endişe, suçluluk duygularında artış olabilir saldırgan veya belli bir kişiye (özellikle kız çocuklarında) aşırı yapışma görülebilir. Terk edilme korkusunu yoğun yaşar ve kendi ölümü ile ilgili endişeleri olabilir.
  • 12 yaş üzeri çocuklar ölümün herkes için gerçekleşeceğini bilirler. Kızgınlık ve suçluluk duygularına ek olarak sorumluluk duyguları da olabilir. Duygusal tepkilerinde değişkenlikler, okula karşı isteksizlik, cinsellikle ilgili artış veya madde kullanımı gerçekleşebilir.

Çocuk cenazeye götürülür mü?

Çocuğun cenaze törenine katılması sevdiği kişiyle vedalaşması ve ölümü idrak edebilmesi adına önemli bir olaydır. Ancak 7 yaşına kadar olan çocukların sadece camideki cenaze namazına katılması ve sonrasında güvendiği ve yakın ilişkide olduğu bir yetişkin eşliğinde eve dönmesi uygun olacaktır.7-12 yaş aralığındaki çocuğa camiden sonra mezarlıkta gerçekleşecek olan süreci anlattıktan sonra katılmak isteyip istemediği sorularak defin törenine yanında onu destekleyecek ve kendini bırakmayacak bir yetişkin ile katılması uygundur. Mezarlıkta belli bir mesafeden töreni izlemesi uygun olacaktır. 12 yaş ve üzeri çocukların cami ve mezarlık süreçlerine eğer istiyorsa katılması uygundur. Hiçbir yaşta çocuk istemediği sürece cenaze törenine gitmek için zorlanmamalıdır. Çocuklar için önemli olan güvende hissetmeleri olacağından gerçekleşecek adımlarla ilgili bilgilendirme yapılması unutulmamalıdır.

Çocuklar kaç yaşında olursa olsun ölü kişiyi görmemelidir. Bu onların ruhsal gelişimi açısından sağlıklı değildir!

Kayıp yaşayan kişilere'artık acını içine gömüp çocuklara bakacaksın', 'ağlama yoksa sütün kesilir', 'ağlama çocuk üzülür', 'güçlü ol', 'hayat devam ediyor' gibi cümleler söylenmemesi çok önemlidir. Kişilerin acılarını, üzüntülerini, sıkıntılarını dile getirmelerine alan tanımak bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için önemlidir.

Çocuk eğer her iki ebeveynini de kaybetmişse bir an önce çocuğa kimin sahip çıkacağı, çocuğun nerde yaşayacağı, maddi giderlerini kimin karşılayacağına ilişkin geride kalan aile meclisinin uzman psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından destek alarak bir an önce karar vermesi çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır. Taşınma, okul değişikliği gibi durumların ise biraz zaman tanınarak gerçekleşmesi yararlı olacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.