İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

TDP: "UBP'nin Akıncı'ya çağrısı bütün gizli ajandayı ortaya serdi"

TDP: "UBP'nin Akıncı'ya çağrısı bütün gizli ajandayı ortaya serdi"

Toplumcu Demokrasi Partisi, UBP Parti Meclisi tarafından yapılan açıklamayı "gizli ajanda ortaya serildi" şeklinde değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 15/10/19 15:05
okuma süresi: 7 dak.
TDP: "UBP'nin Akıncı'ya çağrısı bütün gizli ajandayı ortaya serdi"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Cumhuriyet Meclisi'nde Mavi Salon'da Toplumcu Demokrasi Partisi tarafından basın bildirisi okundu.

Basın bildirisini okuyan TDP Milletvekili Çeler, Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi'nin toplantı sonrası yapılan açıklamaların "tehlikeli bir oyunun parçası" olduğunu ifade etti.

Söz konusu bildiride, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın sözlerinin bilinçli bir şekilde çarpıtılarak linç edilmeye çalışmasının ardındaki niyetin görüldüğü belirtilerek UBP-HP hükümetinin yönetime geldiği günden bu yana krizler yaratarak ülke makamlarının saygınlığını zedelediği aktarıldı.

Yapılan açıklamanın "gizli ajandayı ortaya serdiği" belirtilen TDP bildirisinde, söz konusu 'ortak deklarasyon'a ve benzeri bir deklarasyona imza atmayacağının altı çizildi.

TDP tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'de başlatmış olduğu askeri hareket sonrası yaşanan gelişmeler ve dün itibarı ile meclise sunulan ortak deklarasyon önerisi tarafımızca değerlendirilmiştir. TDP olarak konuyu sadece kendi özelinde değil, Kıbrıs Türk siyasetine bugüne kadar ve bundan sonraki yansımalarını da dikkate alarak ele aldık.

Toplumcu Demokrasi Partisi, Suriye'deki gelişmelerin yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı terör belası ile Türkiye'nin toprak bütünlüğü ile savaş ve barış olguları ile ilgili düşünce ve kanaatlerini defalarca dile getirmiştir.

Geçtiğimiz gün de yine bu konuda bir açıklama partimiz tarafından yayınlanmıştır. Fakat kimsenin kafasında soru işareti kalmaması için, daha da önemlisi puslu siyasi ortamlardan nemalananlara fırsat vermemek için tekrar etmekte fayda görüyoruz:

Coğrafyamız savaştan, emperyalist güçlerin çıkarlarından çok çekmiştir ve bunu en yakından hissedenlerden biri de biz Kıbrıslı Türkler ve Türkiye'deki halklardır. Bizim neredeyse her konuda elimizi kolumuzu bağlayan Kıbrıs Sorunu da, Türkiye'de yaşanan tüm darbe ve terör girişimleri de bu düzenin birer parçasıdır. Fakat bizi bugünlere getiren süreçler ne olursa olsun, aslolan bin yıldır bu coğrafyada birlikte yaşayan Türk, Kürt, Arap, Helen tüm kadim ulusların birlikte kader birliği yapıp huzuru ve barışı tesis etmesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yıllardır acısını çektiği, on binlerce canı yitirdiği terörle mücadelesi ve bunun kökünü kazıma isteği sadece bizlerin değil, insanlık onuru adına tüm dünyanın da destek olması gereken bir duruştur. Diğer taraftan asırlık Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünün güvence altında olması adına ortaya konulan güçlü iradeye de saygı duyulmalıdır.

Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti'nin ihtiyacı olan toprak bütünlüğünün de gözetilerek bölgemizde daha barışçıl, daha insani bir yaşamın filizlenmesi bizlerce mümkündür. Bu olasılık bu kadar zengin bir coğrafyanın yeniden medeniyetin beşiği olacağı yeni bir dünyayı hepimize vaad etmektedir. Aksi ise, hatalarımıza yeni hatalar ekleyip emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürmek sonucuna varacaktır. Son iki gündür Suriye'de yaşanan gelişmeler ve yeni ittifaklar da Türkiye'nin bilinçli bir şekilde çıkmaz bir sarmal içerisine çekilmeye çalışıldığını bizlere hissettirmektedir.

Türkiye'de yıllarca yaşanan terörün ise artık ebediyete kadar son bulması için bölgedeki tüm halklara görev düşmektedir. En son ihtiyacımız olan şey ise birbirimize silah doğrultmaktır. Terörü bitirecek olan halkların iradesidir ve halklar bu yönde iradelerini karşılıklı olarak güçlendirmelidir. Umarız bu konu ile ilgili kafalarda soru işareti kalmamıştır.

Meclise sunulan ortak deklarasyon metnini ise son dönemlerde ülkemizde yaşanan siyasi anomalilerden bağımsız değerlendirmek bizler için neredeyse imkansız hale gelmiştir.

Kıbrıs Türkü yakın coğrafyasının bir kaderi haline gelmiş demokrasisine müdahaleleri defalarca yaşamıştır. Fakat özellikle bu yılın başlarından bu yana sistematik bir şekilde toplumun ve demokratik iradesinin ayarlarıyla oynanmaya ve kapalı kapılar ardında toplum ve siyaset mühendisliği yapılmaya çalışılmaktadır. Uzunca bir süredir, bir kesim bu tehlikeli oyunu oynamaktadır.

Dörtlü hükümet döneminde tam da toplumun ihtiyacı olan ve ayakta durması için gerekli reçeteler masaya sunulmuşken hükümetin çantadan çıkarılan bir sebeple bozulması ve Kıbrıslı Türklerin güçlü bir iradesi olan iki toplumlu, iki bölgeli federatif çözüm fikrinden sistematik bir biçimde uzaklaştırılmaya çalışılması bizlerce bu faaliyetlerin bir ürünüdür. Kıbrıslı Türkler, kendi kaderlerini belirlemektense, belirli siyasal kalıplara sokulmaya çalışılmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın sözlerinin bilinçli bir şekilde çarptırılıp linç edilmeye çalışılmasının ardındaki niyeti tüm halkımız görmüştür. UBP ile HP'nin hükümete geldikleri ilk günden beridir, Sayın Cumhurbaşkanı ile bilerek ve isteyerek yaratmaya çalıştıkları krizler de herkesin malumudur. Hükümetin tüm bu çabaları halkımız tarafından tepki görmüş fakat makamlarımızın saygınlığını zedelemiştir.

Dün akşam itibariyle kurulun değerlendirmesini yaptığımız sıralarda memlekette sanki hiç sorun yokmuş gibi UBP'nin ağzından Sayın Cumhurbaşkanı'nın müzakereleri sonlandırması yönündeki çağrısı bütün gizli ajandayı ortaya sermiştir.

Kaldı ki Kasım ayı içerisinde üçlü görüşme planlandığı sırada Toplum Liderini suni bir gündemle tartışılır hale getirmeye çalışmak masada Kıbrıs Türkünün elini zayıflatmaktan başka hiçbir emele hizmet etmeyecektir.

TDP olarak bizler, tüm bu gelişmeler ışığında deklarasyon önerisinin hem Sayın Cumhurbaşkanının hem de halkın iradesine karşı rövanşist duygularla Meclis'e getirildiği kanaatine varıp içeriğinden bağımsız olarak bu veya benzeri bir ortak deklarasyona imza atmayacağımızı bildiririz. Bir taraftan halkı sükunete çağırırken, diğer taraftan insanların içinde kutuplaşma ve kaosa vesile olacak tüm adımlara derhal son verilmesini talep ederiz. TDP bu oyuna gelmeyecek ve Kıbrıs Türk halkının bu oyuna getirilmesine de izin vermeyecektir."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.