TÜRKİYE
okuma süresi: 12 dak.

Türkiye ile Yunanistan garantörlük konusunda aynı fikirde değil

Türkiye ile Yunanistan garantörlük konusunda aynı fikirde değil

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Katrugalos, geçtiğimiz hafta Brüksel'de yaptıkları görüşmenin ardından bu kez Antalya'da bir araya geldi.

Yayın Tarihi: 22/03/19 07:35
okuma süresi: 12 dak.
Türkiye ile Yunanistan garantörlük konusunda aynı fikirde değil
A- A A+
Kıbrıs Postası

Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos iki gün önce Güney Kıbrıs'ı ziyaret ettiği sırada, Rum mevkidaşı Hristodulidis ile görüştükten sonra Türkiye'nin "Güvenlik ve Garantilerle ilgili görüşlerini net görüşlerini, Çavuşoğlu'ndan dinleyeceğim" demesiyle, gözler bir anda Katrugalos - Çavuşoğlu görüşmesine çevrildi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Katrugalos, geçtiğimiz hafta Brüksel'de yaptıkları görüşmenin ardından bu kez Antalya'da bir araya geldi.

Kıbrıs Postası'nın da yerinde takip ettiği görüşmede, iki bakan önce baş başa kahvaltıda bir görüşme yaptı. Daha sonra da heyetler arası görüşmeye geçildi. İki bakan ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına iki bakan da iki ülke ilişkilerine verdikleri önemi vurgulamakla başladı. Türkiye ile Yunanistan arasında ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi üzerinde duruldu; iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için 12 Nisan'dan itibaren gayrı resmi istişare görüşmlerine başlayacakları bilgisi verildi.

İki ülke arasında güven yaratıcı önlemlerle ilgili de savunma bakanlarının görüşme yapacakları açıklandı.

GÜNDEMLERİNDE KIBRIS VE DOĞU AKDENİZ DE VARDI…

Basın toplantısında en geniş yer tutan bu iki konu hakkında, Türkiye ve Yunanistan arasında derin görüş ayrılığının olduğunu bizzat iki bakan sözleriyle ortaya koydu.

İki bakan da görüşme için pozitif atmosfer ve dostluk vurgusu yapsa da konu Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve FETO'den tutuklu subaylar konusuna gelince, söylemler farklılaştı; ortam hafif gerildi. Yunan Dışişleri Bakanı Katrugalos, Garantiler için "Çağ dışı" yorumunu sakınmazken, Çavuşoğlu, Rum tarafının Ada üzerinde ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelere bakıldığında garantörlüğün daha da önem kazandığını vurguladı.

Yunan Bakan Katrugalos, "Büyük hedefleri olmayan küçük adımlarla başlayarak sürekli olarak temas halinde olmak zorundayız. 12 Nisan'da iki ülkenin dışişleri bakanlıkları yetkilileri arasında güven artırıcı önlemler konusuyla ilgili değerlendirme toplantısı yapılacak. Bu çerçevede dostum Çavuşoğlu ile Kıbrıs konusuyla ilgili ilk gayri resmi istikşafı görüşmeleri de gerçekleştirme konusunda anlaştık" diye konuştu. Kıbrıs meselesinin uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi üzerinde durduklarını belirten Katrugalos, "Artık çağ dışı bir yöntem olan garantiler konusunun saf dışı kalmasından yanayız. Biz, hemen bu konuların ayrıntılı şekilde tartışılmasına geçmedik. Sadece Türk tarafının bu konulara ilişkin fikirleri nelerdir, bu konuların görüşülmesiyle ilgili nasıl bir mekanizma oluşturulur bu konular üzerinde görüş alışverişinde bulunduk." ifadesini kullandı.

Katrungalos, "Biz tabii Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan bazı hakları olduğunu kabul ediyoruz ancak bunun ötesinde Kıbrıs'ın hakları var. Ne Yunanistan ne Kıbrıs bölgede bir monopol oluşturmak niyetinde. Esasında böyle de bir şey yapamaz. Burada deniz hukuku kuralları geçerlidir. Yunanistan olarak biz bu çerçevede hareket etmeye devam edeceğiz" diye de ekledi. Katrugalos, Kıbrıs konusunda gerginliğin azaltılmasından bahsederken, sorunların hasıraltı edilmesinden değil samimiyetle görüşülmesinden yana olduklarını belirterek, ikili görüşmelerde siyasi diyalog çerçevesinde sorunlara çözüm bulunmaya çalıştıklarını kaydetti. Yunan Bakan Katrugalos, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim garantiler konusunda fikir ayrılığımız var çünkü bu konuda tek taraflı hakların korunması söz konusu. Karşı tarafa garantiler konusunda tanınan herhangi bir hak yok. Biz bu konuyu uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek zorundayız. Bu esasında daha ileriki dönemlerde yapılacak bir tartışma ancak bunun kamuya açık şekilde bu tartışmanın yapılmış olması da son derece önemli. Biz tabii ki Kıbrıs'ın haklarını savunmak zorundayız. Biz, Yunanistan olarak Kıbrıs'ın kendi Münhasır Ekonomik Bölge'sinde (MEB) bazı hakları olduğuna inanıyoruz ve bunu destekliyoruz. Bu hakları her iki toplumla da ilgili. Hidrokarbon kaynaklarının her iki toplumun menfaatine olacak şekilde değerlendirilmesi konusunun da garanti altına alınmasına aslında çok da soğuk bakmıyoruz. Burada bir fon oluşturulması yönünde bir önerimiz var. Buradan elde edilecek gelirlerin karşılıklı olarak adil bir şekilde dağıtılmasıyla ilgili olarak."

Katrugalos, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 FETÖ mensubu darbeci askerin durumuyla ilgili soruya, "Yunanistan darbecileri ve teröristleri kesinlikle barındırmaz" yanıtını verdi.

ÇAVUŞOĞLU: "KIBRIS'TA YENİ MÜZAKERE İÇİN MUTABAKAT GEREK"

Kıbrıs Postası Köşe Yazarları'ndan Levent Kutay'ın "Yunanistan, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin haklarından söz ederken, Kıbrıs'ın 2 eşit ortağından birisi olan Kıbrıslı Türklerin hakları ile ilgili ne düşünüyor" sorusuna Katrugalos, Birleşik bir Kıbrıs'ı arzu ettiklerini söyleyerek, "Buna uluslararası hukuka ve karşılıklı saygı çerçevesinde adada yaşayan iki halk karar verecektir." şeklinde konuştu. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da iki bakanlık arasında, ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştirme amacıyla istişareler 12 Nisan'da gerçekleştireceklerini vurgularken, "İki ülke arasındaki ticareti, yakınlığı, turist sayısını artırmak hedeflerimizden biri. Ekonomik iş birliğini güçlendirme arzusu içindeyiz. Bununla ilgili ulaştırma projelerini hayata geçirmek istiyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, " Bir araya gelince Ege konuları, Doğu Akdeniz konuları ve Kıbrıs meselesini ele alıyoruz. Kıbrıs'ta yeni bir müzakerenin başlayabilmesi için kendi aramızda neyi ve nasıl müzakere edeceğimiz konusunda bir mutabakata varmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda hemfikiriz. Gayriresmi istişare toplantılarını yapıyoruz. Bugün de kahvaltıda ele aldık." Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs için " Laf olsun diye müzakereye başlamayalım. Sonuç odaklı olsun, ucu açık olmasın, çerçevesini önceden belirleyelim. Önümüzdeki müzakerede her iki tarafın kabul edebileceği bir çözüm olsun istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon rezervlerine ilişkin, Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan hakları olduğunu, yani kıta sahanlığı içindeki alanlarda Türkiye'nin sismik ve sondaj yapma hakkı bulunduğunu belirtti. "İkinci konusu ise KKTC'yi ilgilendiren bir nokta. Burada Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon rezervlerinde Kıbrıs Türk halkının da hakları var. Bunu herkes kabul ediyor." diyen Çavuşoğlu, Rum kesimi, Yunanistan ve Avrupa Birliği'nin de bunu kabul ettiğini vurguladı.

Başından beri basit bir talepleri olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Biz bu çalışmalara, yani sondaj ya da araştırma çalışmalarına karşı değiliz ama Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına alması gerekiyor. İki taraf arasında olmayacaksa, AB üzerinden veya başka formüllerde özel şirketler üzerinde bu yapılabilir. Biz her türlü esnekliği gösterdik. Özellikle Anastasiadis, bu hakları Kıbrıs Türk tarafının hakkının olduğunu kabul etmesine rağmen, bunu garanti altına alamayacağını, böyle bir adımı atamayacağını söylemesinden sonra biz de tek taraflı çalışmalara karşı olduğumuz için KKTC'nin şirketlerimize ruhsat verdiği alanlarda sismik araştırmalarımızı yapıyoruz, önümüzdeki süreçte sondaj çalışmalarına da başlayacağız. Oysa bu konu çok basit bir şekilde çözülebilirdi. Biz sorunu çözmek için her türlü yapıcı yaklaşımda bulunduk, esnekliği gösterdik. Şimdi bir fonun kurulmasıyla ilgili öneriler var. Bunları da değerlendiriyoruz."

"TÜRKİYE'NİN GARANTÖRLÜĞÜ DAHA DA ÖNEMLİDİR"

Bakan Çavuşoğlu, "Burada Türkiye kendi alanlarında, kıta sahanlığında haklarını tabii ki kullanacaktır ama KKTC'nin de Kıbrıs Türk halkının halklarını garantör olarak koruma görevi vardır. Bu uluslararası haklardan doğan bir yetkidir. Dolayısıyla burada, Georgios ile hemfikir olmadığım bir konunun altını çizmek isterim. Bugün garanti konusu çağ dışı değildir. Neden? Tek taraflı sondaj çalışmalarını görüyoruz. O yüzden Türkiye'nin garantörlüğü her zamankinden belki daha da önemlidir. KKTC ile Rum kesimi arasında devam müzakerelerde gördük ki Türk tarafıyla yetkileri yönetimi paylaşmak istemeyen bir Rum kesimi var. Aynı şekilde Crans Montana'dan önce siyasi eşitliği kabul etmesine rağmen Crans Montana ve sonrasında siyasi eşitlikten vazgeçen bir Anastasiadis'den bahsediyoruz, Rum kesimini liderinden bahsediyoruz" ifadesini kullandı.

Tüm bu şartlar ortadayken garantilerin ve güvenlik anlaşmasının çağ dışı olduğunu iddia etmenin kendilerine göre gerçekçi bir yaklaşım olmadığını aktaran Çavuşoğlu, tüm bu konuları kapsayan bir Crans Montana Konferansı gerçekleştirdiklerini vurguladı.

Nikos Anastasiadis'in orada kendi kaygılarından, kendine anlattığı kaygılarından dolayı geri adım attığı için başarısız olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, "Dolayısıyla başarısız bir konferanstan sonra oradan kaldığınız yerden devam etmek ancak zaman ve enerji kaybıdır. O yüzden neyi nasıl müzakere edeceğinizi ve çerçevesini belirlemek için bu yapıcı gayri resmi görüşmeleri sürdürüyoruz. Tüm bu konuları ele alarak yeni bir müzakereye başlayacak mıyız, nasıl başlayacağız ve bunun çerçevesi ne bunu kendi aramızda belirlememiz lazım. Crans Montana'dan bıraktığımız yerden devam etmemiz söz konusu bile olamaz. Kıbrıs konusunda ilk defa konuşmuyoruz, Montana'dan bu yana da yapıcı mesajlarımızı da veriyoruz." diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN DAHİL OLMADIĞI PROJELER GERÇEKÇİ DEĞİLDİR"

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon rezervlerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin dahil edilmediği ya da dışlandığı hiçbir proje gerçekçi değildir. Türkiye'nin uluslararası hukuk çerçevesinde hakları vardır. Türkiye'yi dışlayarak bir yere varılamayacağının bilinmesi gerekir." diye konuştu.

ÇAVUŞOĞLU'NDAN FETÖ ÇIKIŞI

"Kendisine teşekkür ediyorum, ama o gece darbe girişiminden sonra askeri kıyafetlerle ve askeri helikopterle Yunanistan'a kaçmışlardır. Siz de hükümetiniz de Çipras da o zaman kabul etmiştir ki bunlar darbeci kişiler ve hemen Türkiye'ye iade edilmesi mümkündü. Helikopter Türkiye'ye gönderildi, ama bu şahıslar kaldı. Esasen bu iş mahkemeye de bırakılmadan, belliydi darbe yaptıkları. Darbeden çok çekmiş bir Yunanistan'ın hemen iade etmesi gerekiyordu. Ama olmadı, siz de biz de biliyoruz ki bu kişiler darbeciydi. O gece askeri helikopterle Yunanistan'a kaçtılar."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.