TÜRKİYE
okuma süresi: 6 dak.

AB'nin yaptırım kararlarına TC Dışişleri'nden yanıt: "Doğu Akdeniz'deki kararlılığımızı etkilemeyecek"

AB’nin yaptırım kararlarına TC Dışişleri'nden yanıt: "Doğu Akdeniz'deki kararlılığımızı etkilemeyecek"

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, "AB'nin aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'de hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecek" açıklamasında bulundu.

Yayın Tarihi: 16/07/19 10:00
okuma süresi: 6 dak.
AB’nin yaptırım kararlarına TC Dışişleri'nden yanıt: "Doğu Akdeniz'deki kararlılığımızı etkilemeyecek"
A- A A+
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, AB Dış İlişkiler Konseyinin aldığı kararların Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyeceğini bildirdi.

Bakanlık, AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla dün Brüksel'de yapılan Dış İlişkiler Konseyi Toplantısında alınan kararlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, Kıbrıs Adası'nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip Kıbrıs Türklerinden hiç bahsedilmemesi ve Kıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB'nin Kıbrıs konusunda ne kadar ön yargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir" ifadeleri kullanıldı.

"Bu kararların, Rum/Yunan ikilisinin, AB üyeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerinin ve diğer AB ülkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son örneği olduğu" vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Geçmişte de defaaten vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerimizin, kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Ada'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin, Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması olmak üzere iki boyutu vardır. İlk boyutta, Türkiye'nin Kıbrıs meselesi çözülmeden GKRY ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için görüşmelere başlaması söz konusu değildir. Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963'ten beri Kıbrıs Türklerini temsil etmediği için, bizim ve Kıbrıs Türklerinin gözünde gerçek bir devlet değildir."

Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği üzerine kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, 1963'te sona erdiği hatırlatılan açıklamada, "Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963'ten bu yana Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir" ifadesi kullanıldı.

Kıbrıs Rum Yönetimi'nin muhatabının Türkiye değil, KKTC olduğunun altı çizilen açıklamada, "AB'nin bu gerçekleri kabul etmeden, Kıbrıs Türklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olarak görmeden, Kıbrıs meselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"İkinci boyutta bir çözüm bulunması ise ancak Kıbrıs Türklerinin haklarının garanti altına alınması ile mümkün olabilir. Bu bağlamda, Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz'da yaptığı ve ülkemizin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği önerisi çözüm için önemli bir fırsat teşkil etmektedir. AB'nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada'daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır."

Türkiye'nin, hem kendi haklarını, hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edeceğine işaret edilen açıklamada, Türkiye'nin bu yöndeki faaliyetlerini daha da artıracağı vurgulandı.

Açıklamada, "Bu hususta, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004'ten beri tutmayan AB'nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır." değerlendirmesinde bulunuldu.

AB'NİN ALDIĞI YAPTIRIM KARARLARI NELER?

AB, Kıbrıs kıta sahanlığındaki faaliyetlerinden dolayı Türkiye'ye yönelik yaptırımları dün onayladı.

AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirilen Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı kapsamında sonuç bildirgesi yayımlanmıştı.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin faaliyetlerinin yasa dışı olduğu savunulan bildirgede, AB'nin bu duruma yönelik çeşitli kararlar aldığı belirtilmişti.

Bildirgede, AB'nin Türkiye'ye sağladığı katılım öncesi fonlarda kesinti yapılmasına, Avrupa Yatırım Bankası'nın Türkiye'deki kredi faaliyetlerinin gözden geçirilmesine, Türkiye ile AB arasında devam eden havacılık anlaşması müzakerelerinin askıya alınmasına ve Ortaklık Konseyi ile üst düzey diyalog toplantılarına bir süreliğine ara verilmesine karar verildiği kaydedildi.

Bildirgede, Türkiye'nin hidrokarbon arama çalışmalarını sürdürmesi halinde AB'nin hedef odaklı tedbir seçenekleri üzerinde de çalışacağına işaret edildi.

Kararlar arasında bulunan AB'nin Katılım Öncesi Mali Yardımı (IPA) çerçevesinde 2014-2020 döneminde Türkiye'ye taahhüt ettiği 4,45 milyar avrodan bir miktar kesinti yapması öngörülüyor.

AB'nin finans kurumu olan ve yatırımları finanse eden Avrupa Yatırım Bankası'nın ise 2018 yılında Türkiye'de sağladığı toplam kredi miktarı 386 milyon avro seviyesinde bulunuyor.

Türkiye ve AB arasında müzakere edilen havacılık anlaşmasında da AB'nin anlaşmaya Türkiye'nin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) dahil etmeye çalışması nedeniyle ilerleme kaydedilemiyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.