DÜNYA
okuma süresi: 6 dak.

Kati Piri Türkiye'nin katılım müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istedi

Kati Piri Türkiye’nin katılım müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istedi

Avrupa Parlamentosu Raportörü Kati Piri, dün Avrupa Parlamentosu'na, Türkiye'nin katılım süreciyle ilgili taslak raporunu sundu.

Yayın Tarihi: 15/11/18 08:40
okuma süresi: 6 dak.
Kati Piri Türkiye’nin katılım müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istedi
A- A A+
Kıbrıs'la ilgili olarak Hollanda Milletvekili BM'in adanın BM kararları ve Avrupa müktesebatı doğrultusunda, adil, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüm temelinde yeniden birleşmesi yönünde müzakerelerin yeniden başlaması çabalarını selamladı.

Piri, Türkiye'ye kapsamlı bir çözüm bulunmasına katkıda bulunmaya, ordusunu Kıbrıs'tan geri çekmeye, Mağusa tel örgülü bölgesinin BM'ye geri verilmesi ve Kıbrıs'ın demografik dengesinin değişmesine neden olacak her türlü faaliyetlerden kaçınmaya bağlı kalması çağrısı yaptı.

Piri, Kayıp Kişileri Araştırma Komitesi'nin önemli çalışmalarını överek Güney Kıbrıs'ın tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesiyle ilgili olarak ikili anlaşmalar yapması hakkını kabul etti. Piri ayrıca aradaki görüş farklılıklarının barışçıl bir yolla çözülmesine katkıda bulunması ve iyi komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecek her türlü tehditten kaçınması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.

Türkiye'de 2016'daki darbe girişiminden sonra açıklanan olağanüstü halin sonlandırılmasını selamlayan Piri, olağanüstü hâlin uzatılmasının hukukun üstünlüğünün erozyonuna ve insan haklarının değer kaybetmesine neden olduğunu savundu.

Piri, onaylanan yeni yasa tasarıları yardımıyla Türkiye Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kötüye kullandığını da iddia etti ve bundan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bunların olağanüstü hâlin sonlandırmasında olumsuz rol oynadığını ileri sürdü.

Piri, 150.000 insanın darbe girişiminden sonra, 78.000 kişinin de terör suçları nedeniyle tutuklandığını, 50.000 kişinin ise hala hapiste olmaya devam ettiğini iddia etti.

İnsanların, mahkeme ve yargı prosedürlerinden önce uzun süre tutuklu kalmalarından duyduğu endişeyi dile getirerek birçok durumda zor koşullarda tutuklu kalmalarını haklı gösterecek herhangi bir suçlama olmadığını savunan Piri, tutuklamaların karşı görüştekileri ve muhalefet üyelerini hedeflediğini iddia ederek insan hakları örgütlerinin hapisteki kişilere kötü muamele yapıldığı konusunda şikâyetlerde bulunduklarını ileri sürdü.

Piri, olağanüstü hâl açıklandığından beri, öğretmenler, doktorlar, üniversite profesörleri, hâkim ve savcılar da dâhil, 152.000 kamu çalışanının işten çıkarıldığını iddia etti ve hâkim ve savcıların çalışmalarına yönetim denetimi ve siyasi müdahale yapıldığını savundu. Piri, Türkiye'ye, insan hakları konusunda uluslararası yasaların öngördüğü gibi, yasama ve yargı gücüyle ilgili ciddi reformlara gitme çağsısında bulundu.

Piri ayrıca, ifade özgürlüğünü ve bilgilendirmeyi sınırlayan orantısız ve keyfi önlemlerden ciddi endişe duyduğunu ifade ederek, 160'dan fazla medya kuruluşunun kapatılmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Piri, Türkiye'den bir öncelik konusu olarak medya özgürlüğünü garanti etmesini ve yasa dışı olarak tutuklu bulunduğunu iddia ettiği tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

Piri ayrıca, sivil toplum alanının ve temel hak ve özgürlüklerin daraltılmasından duyduğu endişeyi ifade ederek, olağanüstü hâl sırasında çok sayıda aktivist ve insan hakları savunucusunun tutuklandığı ve eylemlerin yasaklandığını söyledi ve Türkiye'yi azınlıkların temel haklarını korumaya davet etti.

Piri, ülkenin güneydoğu bölgelerindeki durum ve Kürt sorununun çözümü sırasında insan hakları ihlalleri iddiasıyla yapılan şikâyetlerden endişe duyduğunu da dile getirdi.

Kati Piri Komisyon ve üye ülkelere çağrıda bulunarak, Müzakere Çerçevesine göre, Türkiye'nin katılım müzakerelerinin resmen askıya alınmasını istedi; ancak Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile demokratik diyaloğuna bağlılığını ifade etti.

Piri komisyondan ayrıca, resmi erteleme sırasında, sivil toplum örgütlerini desteklemek için, katılım öncesi mevcut tüm fonları (IPA II ve IPA III) kullanmasını istedi.

Piri Avrupa katılım sürecinin başlarda Türkiye'deki reformlar için güçlü bir teşvik olduğunu buna rağmen son yıllarda hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunda güçlü bir gerileme kaydedildiğini vurguladı.

Türkiye nüfusu için AB kapılarını kapatmak istemediğini söyleyen Kati Piri sözlerini şöyle noktaladı:

"Bugünkü koşullarda, Türkiye'nin AB'ye katılımı hedefiyle müzakere sürecinin devamı artık güvenirliğini kaybetti. Demokratik ve ekonomik açıdan istikrarlı bir Türkiye Avrupa Birliği'nin yararınadır. Dolayısıyla tüm araçları Türkiye'nin AB ve değerlerine bağlı kalması yönünde kullanmalıyız. Vizelerin serbest bırakılması Türkiye vatandaşları için büyük önem taşıyor. Özellikle öğrenciler, işletme temsilcileri ve AB üyesi ülkelerde aile bağları olan kişiler için".

Piri, Türk hükümetine 72 kriteri uygulama çağrısında bulundu.

Rapor, 21 Kasım'da Dışişleri Komitesinde tartışılacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.