Mahkemede magandalığa ibretlik ceza

Mağusa Kaza Mahkemesi önünde 9 Mayıs 2018 tarihinde görevi başındaki 3 kadın basın mensubuna saldırıp Kıbrıs Gazetesi muhabiri Sedef Boşnak'ı cam kapıya vurarak ciddi şekilde darp eden sanık Hüseyin Acar hakkındaki karar dün açıklandı. Mahkeme sanık Acar'ı aleyhine getirilen "Ciddi darp", "Uygunsuz tavır ve hareket" ve "Rahatsızlık" davalarından suçlu buldu. Benzeri sabıkaları bulunan sanık Acar mahkeme tarafından 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökan Asafoğulları kararında sanığın mahkeme binası önünde engellenmeye çalışılmasına rağmen ısrarlı bir şekilde suçları işlemesinin hafife alınacak bir durum olmadığına dikkat çekerken, suçluların yargılandığı mahkeme binası önünde sanığın adeta "Kabadayılık" göstermesinin kural tanımaz tavrının ne denli geniş olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Yargıç Asafoğulları, metrelerce ötede yargılama yapıldığını bilen sanık Acar'ın, buna rağmen suça konu eylemlerinden geri kalmadığını belirtirken, mahkemeye rağmen birçok kişinin gözü önünde saldırdığını ve sanığın bu halinin en yalın anlatımla "Magandalık" olduğuna vurgu yaptı.

"TOPLUMDA CİDDİ RAHATSIZLIK YARATMAKTADIR"

Sanık hakkındaki kararı okuyan Yargıç Gökan Asafoğulları, "Ciddi darp" suçu için 3 yıla kadar hapis cezasının öngörüldüğünü ve öngörülen cezanın suçun ciddi bir suç olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Darp suçlarında ciddi bir artış gözlemlendiğini belirten Asafoğulları, bu tür suçların mahkeme gündemini sıklıkla meşgul ettiğini ve içerisinde şiddet barındıran bu tarz suçların artışta olmasının toplumda ciddi rahatsızlık yarattığını vurguladı.

"MAHKEMELER HERKESE EŞİTTİR, HİÇBİR TARAFA AYRIMCILIK TANINMAZ"

Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökan Asafoğulları kararında, sanık avukatının mahkemede sunduğu hafifletici nedenleri hatırlatırken, sanık avukatı Aysel Uzun'un toplumun ve mahkemelerin ,darp edilen şikayetçinin basın mensubu olması sebebiyle hassas davrandığı iddiasında bulunduğunu söyledi.

Yargıç Asafoğulları, sanık avukatının sanığın tutuklu yargılanması sebebiyle bu yönde bir hassasiyet gösterildiğini kastettiğini belirtirken, sanığın benzeri sabıkası olması, mahkeme avlusunda adeta mahkemenin gözü önünde şikayetçiyi darp etmesi ve serbest kalması halinde aynı suçu işleyebileceği ihtimali olduğu için tutuklu yargılanmasının kararlaştırıldığını vurguladı. Mahkemenin tutuklu yargılama kararının şikayetçinin mesleği veya pozisyonu veya sanığın şahsi durumuyla alakalı hassasiyetlerden değil Yüksek Mahkeme'nin de benzer meselelerde vurguladığı prensiplerden kaynaklandığını belirten Yargıç Asafoğulları, mahkeme huzurunda herkesin eşit olduğunu ve hiç bir tarafa ayrıcalık tanınmadığına dikkatleri çekti.

Sanık avukatının hafifletici sebepleri sunarken mahkeme sınırları içerisinde fotoğraf çekmenin mahkemeler yasasına göre suç olduğunu beyan ettiğini belirten Yargıç Asafoğulları, sanık avukatının bu iddiasını dayandırdığı Mahkemeler Yasasının 52. Maddesinin incelendiği zaman basın mensubu olan şikayetçi Sedef Boşnak'ın fiili hareketinin bu maddeler kapsamında olmadığının anlaşıldığı konusunda bulgu yaptı. Yargıç Asafoğulları bu maddelere göre suç işlendiği zaman ise buna müdahale edecek olan kişinin sanık değil, polis olduğunu vurgulayarak hiç bir surette bu iddianın sanığın hareketini meşrulaştıramadığını kaydetti.

MAHKEMEDEN SANIĞA KABADAYILIK, MAGANDALIK VURGUSU

Sanık mahkeme binası önünde polisin de orada bulunduğu bir esnada daha önceden darp suçundan sabıkası olmasına rağmen saldırdığını ve Boşnak'ı darp ettiğini belirten Yargıç Gökan Asafoğulları, sanığın orada bulunan kişiler tarafından engellenmeye çalışılmış olmasına rağmen ısrarla hareket ederek bu suçları işlediğinin mahkemeye emare olarak sunulan fotoğraflardan da görüldüğünü açıkladı.

Sanığın mahkeme binası önünde bu denli ısrarlı bir şekilde suçları işlemesinin hafife alınacak bir durum olmadığını belirten Asafoğulları, suçluların yargılandığı mahkeme binası önünde sanığın adeta "Kabadayılık" göstermesinin kural tanımaz tavrının ne denli geniş olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Metrelerce ötede yargılama yapıldığını bilen sanık Hüseyin Acar'ın, buna rağmen eylemlerinden geri kalmayarak mahkemeye rağmen bir çok kişinin gözü önünde şikayetçiye saldırdığını söyleyen Asafoğulları, sanığın bu halinin en yalın anlatımıyla "Magandalık" olduğunu vurguladı.

SANIK; VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜ, KİŞİ DOKUNULMAZLIĞI VE ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE ETTİ

Boşnak'ın gazete için mahkeme muhabirliği yaptığını, mesleğini icra ettiği bir sırada sanık tarafından saldırıya uğradığının ve darp edildiğinin altını çizen Yargıç Gökan Asafoğulları, sanığın bu hareketinin basit bir darp olayı olarak kabul edilemez olduğunu belirtti. Sanığın eylemleri ile şikayetçinin bir çok hakkına da müdahale ettiğini söyleyen Asafoğulları, Ana Yasaya göre bu hakların koruma altına alındığını kaydetti. Sanık Boşnak'ın vücut bütünlüğüne ve kişi dokunulmazlığına karşı da harekette bulunduğunu söyleyen Asafoğulları, sanığın meslek icra edilmesine karşı da saldırıda bulunarak çalışma özgürlüğüne karşı harekette bulunduğunu kaydetti. Yine Anayasaya göre "yurttaşlar için basın ve yayın özgürdür" diyen

Asafoğulları, Boşnak'ın icra ettiği meslek itibariyle bu yönde katkı koyduğunu ancak sanığın şikayetçiyi engellemeye çalışarak bu hakka da dolaylı müdahalede bulunduğunu vurguladı.

Yasalarca koruma altına alınan haklara karşı işlenen bu tarz suçların yıllar içerisinde toplumların verdiği mücadeleler ile normlaştırılmış özgürlüklerine de müdahale anlamına geldiğini söyleyen Asafoğulları, mahkemelerin bu durumlara karşı caydırıcı yaptırımlar uygulamasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.