Güzelyurt Mahalli Barosu: "Çiçek Değil, Yasa ve Denetim İstiyoruz"

Baro açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

""8 Mart 1857 yılında Amerika'daki bir dokuma fabrikasında, daha iyi çalışma koşullarına erişmek için grev yapan yaklaşık 40000 işçiye karşı polisin müdahalesi neticesinde, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve ardından çıkan yangında 129 kadın işçinin hayatını kaybetmesi, dünya tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Söz konusu tarihten sonra 1910 yılında Clara Zetkin'in önerisi ve sonrasında 1977 tarihinde alınan BM kararı ile 8 Mart hem ölen kadınların anısını yaşatmak hem de toplumsal anlamda eşitsizliğe dikkat çekmek adına Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmaya başlandı.

1985 Anayasasının 8. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi, herkesin kanunlar önünde eşit olduğunu ve hiçbir gruba ayrımcılık yapılamayacağını söyler. Bu temel ilke, sonrasında mevzuatımıza kazandırılan Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmakla ilgili İstanbul Sözleşmeleri ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) Yasası kanuni düzenlemeler anlamında pek de kötü durumda olmadığımızı ortaya koyuyor. Lakin uygulamadaki eksiklikler, yasaların tam olarak uygulanmasını engelliyor. 2014 yılında yasası geçirilen ve böylece kurulmuş olan TOCED, eşitliğin sağlanması ve bu alanda yapılacak çalışmalarda bakanlıklar arasındaki koordinasyonu sağlayacak bir daire iken 2018'e girdiğimiz halde hâlâ çalışmaya başlatılmamıştır. Bahsi geçen daire ülkede sığınma evi kurulmasını da öngörmektedir. Bugünlerde görüşülmekte olan mali yılı bütçesinde de 8.714 TL gibi trajikomik bir şekilde yer almıştır. Henüz kesinleşmemiş bütçenin, bu anlamda yeniden gözden geçirilmesi ve söz konusu dairenin bütçesinin arttırılması elzemdir. Buna ek olarak maddi yetersizlikler yaşayan kişilere, adalete ücretsiz erişim imkânı veren adli yardım müessesinin mevzuatımızda yer almayışı da önemli eksikliklerden biridir. Özellikle ev içi şiddetin yaşandığı davalar söz konusu olduğu durumlarda, ekonomik şiddetin de varlığı yaşandığında adli yardım can simidi görevi görmektedir. Tabi ki bu yardımın aile davaları ile sınırlı tutulmaması gerekir. Tüm bunlar yanında iş yaşamında genellikle kadınların maruz kaldığı mobbing (işyerinde psikolojik taciz) uygulamaları ile ilgili uygulanabilir ve kesin sonuç alınacak mekanizmaların da mevzuat olarak geliştirilmesi önemlidir. Buna ek olarak, mevcut Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasasının yetersizliği sebebiyle ortaya çıkan insan hakları ihlallerini engellemek için gerekli olan yasal düzenlemenin ivedilikle ele alınması ve denetleme mekanizmasının da istikrarlı şekilde işletilmesi gerekmektedir.

Siyasi partiler yasasında yapılan değişiklik gereği listelerde gözetilecek % 30 cinsiyet kotasının olumlu sonucunu bu seçim sürecinde yaşadık ve ilk defa 9 kadın vekil meclise girebildi. Bunun daha da ileri taşınarak, birçok alanda da hayata geçirilmesi gerekir. Ayrıca ev içi şiddetin önlenmesi adına özel olarak düzenlenmiş, Ev İçi Şiddete Karşı bir yasanın da hayata geçirilmesi, bu alanda yürütülen davaların da güçlenmesine imkân tanıyacaktır.

Bizler Güzelyurt Mahalli Barosu olarak yukarıda saydığımız mevzuatın en iyi şekilde işletilmesi ve eksikliklerin en kısa zamanda tamamlanması gerektiğini, ülkeyi yönetenlere hatırlatmak isteriz. Avukatlar olarak eşitliği ve adaleti sağlama yükümlülüğümüzün bilinciyle, bu alandaki eksikliklerin giderilmesi noktasında üzerimize düşen yardımı yapmaya hazır olduğumuzu da bildiririz.

Güzelyurt Mahalli Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri"