SAĞLIK
okuma süresi: 7 dak.

KKTC'de 35 bin civarında böbrek hastası var... 220'si diyalize giriyor... 130'u böbrek nakli oldu...

KKTC'de 35 bin civarında böbrek hastası var... 220'si diyalize giriyor... 130'u böbrek nakli oldu...

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nefroloji Klinik Şefi Doç. Dr. Duriye Deren Oygar, ülkede böbrek hastalıklarının görülme sıklığının yüksek olduğunu belirterek, "Kıbrıs'ta her 10 kişiden biri böbrek hastası. Dünyada genetik geçiş yüzde 5'in altında… Bizde yüzde 9" dedi.

Yayın Tarihi: 17/03/19 10:19
Güncelleme Tarihi: 25/02/20 16:11
okuma süresi: 7 dak.
KKTC'de 35 bin civarında böbrek hastası var... 220'si diyalize giriyor... 130'u böbrek nakli oldu...
A- A A+

Ülkede 35 bin civarında böbrek hastası olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Oygar, "Nüfusla ilgili net rakam yok.Nüfusun bilinmemesi istatistiklerde de belirsizliğe neden oluyor" şeklinde konuştu.

Hastalıklar konusunda toplumsal farkındalığın düşük olduğunu da söyleyen Deren Oygar, 'Kalp, kanser, böbrek hastalığı çok fazla diyoruz' ama bunun altında yatan, fazla tuz tüketimini, yüksek tansiyonu, obeziteyi, diyabeti, egzersiz azlığını konuşmuyoruz. Böbrek sağlığını korumak için sağlıklı beslenmek, tuzu azaltmak, kan basıncını ve kiloyu kontrol altında tutmak önemli" dedi.

Dr. Oygar, 14 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle Türk Ajansı Kıbrıs'a (T.A.K) konuştu. Nefroloji ekibinden Dr. Ahmet Behlül ve Dr. Salahi Ataç'ın da katıldığı röportajda ülkeyle ilgili rakamlar paylaşıldı.

Deren Oygar, "Diyalize giren 220 hasta var. 130 kişi de nakli oldu… Nakil listesinde bekleyen hasta sayısı 160 civarında. 2015'ten bu yana ülkede 16'sı kadavradan, 15'i canlı vericiden olmak üzere 31 böbrek nakil gerçekleştirildi" dedi. Oygar, 2018'de 7 beyin ölümü gerçekleştiğini, bu kişilerden 4'ünün organlarının bağışlandığını belirti.

Bugüne kadar 350 civarında bağış olduğunu söyleyen Oygar, "Bağış konusunda kötü değiliz ama istediğimiz düzey bu değil. Daha fazla kampanya düzenlemeliyiz" şeklinde konuştu.

"BÖBREK HASTALIĞI SİNSİ SEYREDİYOR…"

Deren Oygar, kronik böbrek hastalığının 5 evreye ayrıldığını, evre 5'teki hastaların böbreklerinin yüzde 10'un altında çalıştığını, bu hastaların diyalize girdiğini ve yaşı ve durumu uygun olanların nakil beklediğini söyledi.

Böbrek hastalıklarının idrarda protein ve kan kaybıyla başladığını ve sinsi seyrettiğini belirten Oygar, "İlk evrelerdeki hasta sayısı son evredekinden çok daha fazla" dedi.

Oygar, "Böbrek hastalıklarıyla ilgili ilk sinyali kan tahlilinden önce idrar tahlil verir" açıklamasında da bulundu.

Kıbrıs'taki gibi Türkiye'de, Almanya ve Amerika'da da böbrek hastalıklarının sık görüldüğünü belirten Oygar, "İngiltere'de bu oran bizimkinin 3'te biri kadar. Avrupa ülkelerinde de oran düşük" dedi.

"DÜNYADA GENETİK GEÇİŞ YÜZDE 5'İN ALTINDA… BİZDE YÜZDE 9"

Dünyada yapılan çalışmalara göre, böbrek hastalıklarında genetik geçisin yüzde 5'in altında olduğun kaydeden Oygar, "Yaptığımız çalışma bizdeki genetik geçişin yüzde 9 civarında olduğunu gösterdi.

Küçük bir toplumuz, genetik geçiş daha fazla" şeklinde konuştu.

"35 BİN HASTA, 160'I NAKİL BEKLİYOR"

Ülkede 35 bin civarında böbrek hastası olduğunun tahmin edildiğini kaydeden Oygar, nüfusla ilgili net bir rakamın olmamasının istatistiklerde de belirsizliğe neden olduğunu söyledi.

Oygar, "Diyalize giren 220 hasta var. 130 kişi de nakli oldu…Nakil listesinde bekleyen hasta sayısı 160 civarında. 2015'ten bu yana ülkede 16'sı kadavradan, 15'i canlı vericiden olmak üzere 31 böbrek nakil gerçekleştirildi" dedi. Oygar, 2018'de 7 beyin ölümü gerçekleştiğini, bu kişilerden 4'ünün organlarının bağışlandığını belirti.

"İLK BELİRTİ YÜKSEK TANSİYON OLABİLİR…"

Diyabeti, hipertansiyonu, ailede böbrek rahatsızlığı olanların, sık idrar yolu iltihabı geçirenlerin, böbreğinde taşı olan hastaların, obezitesi olanların, çocukluk çağında böbrek hastalığı geçirenlerin risk altında olduğu uyarısında bulunan Deren Oygar, böbrek hastalığının ilk evrede kendini yüksek tansiyonla belli edebileceğini belirtti.

Tuzu böbreğin dengelediğini, böbrekteki bozulmayla tuzun dengelenemediğini ve tansiyonun yükseldiğini söyleyen Oygar, "Yüksek tansiyonu tespit edilen hastaların mutlaka böbrek testlerinin bakılması gerekir" dedi.

"TUZ TÜKETİMİ VE HİPERTANSİYON ÇOK FAZLA"

Dünya Sağlık Örgütü'nün tuz tüketim dozunu "günde 5-6 gram" olarak açıkladığını belirten Oygar, "Bize yakın ülkelerde insanlar 10 gramın üzerinde tuz tüketiyor. Bizde bununla ilgili bir çalışma yok. Gözlemimiz şu ki tuz tüketimi ve hipertansiyon çok fazla. Bu konuya çok az eğiliyoruz. Farkındalık düşük" dedi.

Türkiye'de tuz tüketimiyle ilgili yapılan çalışmalara işaret eden Oygar, günde 18 gram civarında olan tuz tüketiminin 9'a kadar indirildiğini söyledi. Oygar, "Ekmeklerde, restoranlarda tuzun azaltılması için yasal çalışma gerek. Bizde böyle bir çalışma yok. Konunun bir ayağı bu. Bir ayağı da insanlara farkındalık yaratmak…" şeklinde konuştu.

"KAN BASINCINI VE KİLOYU KONTROL ALTINDA TUTMAK ÖNEMLİ"

Oygar, 'Kalp, kanser, böbrek hastalığı çok fazla diyoruz' ama bunun altında yatan, fazla tuz tüketimini, yüksek tansiyonu, obeziteyi, diyabeti, egzersiz azlığını konuşmuyoruz." şeklinde konuştu.

Dünya Böbrek Günü'nün bu yılki temasının koruma olduğunu belirten Oygar, "Böbrek sağlığını korumak için sağlıklı beslenmek, tuzu azaltmak, kan basıncını ve kiloyu kontrol altında tutmak önemli" dedi.

350 CİVARINDA BAĞIŞÇI VAR…

Organ bağışıyla ilgili değerlendirmede de bulunan Oygar, bugüne kadar 350 civarında bağış olduğunu söyleyerek, "Bağış konusunda kötü değiliz ama istediğimiz düzey bu değil. Daha fazla kampanya düzenlemeliyiz" şeklinde konuştu.

Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin aileleri ile görüştükten sonra organlarının alınabildiğini de anımsatan Oygar, her beyin ölümünün de nakil için uygun olmadığını, bu nokta organların durumunun önemli olduğunu söyledi.

TAK

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.