"Işıklar şehri Lefkoşa'da evler, konaklar, tüm yaşam alanları bir bir aydınlanacak"

Yıllarca Lefkoşa için projeler üretilmiş ancak cesaretli adımlar hükümetlerimiz ve yerel yönetimlerimiz tarafından atılamamış, Eski Lefkoşamız adeta kaderine terkedilmiştir . Yıllar öncesinin o ihtişamlı hayat dolu ışıklar kenti, Lefkoşası o geçmişi bilmeyen, o kültürü yaşamayan, "Lefkoşa'da Lefkoşayı yaşamayan" insanlarımızın ellerine terkedilmiştir . Burda en büyük hata ve yanlışı yapan aslında Lefkoşanın gerçekte Öz Sakinleri olmuştur.

Lefkoşalarını terkederek farklı şehir ve yerleşim alanlarında ve veya surlariçinin dışında yaşamlarının devamına karar veren Lefkoşalılar ve başka ülkelere göç eden halkımız geçmişlerine sahip çıkmamışlardır.

Esnaflarımız ya kaybolmuşlar ya da Surlariçinden ayrılmışlardır. Vakıflar İdaremizin kontrolünde olan konaklar, evler, yaşam ve ticari alanlar, özellikle özel vakıflara ait olan emlaklar kaderlerine bırakılmış adeta unutulmuş, kuşların ve sokak köpeklerinin yuvaları haline gelmiştir. Yerel yönetimler bütçesel yetersizlikler sebebiyle sahip oldukları emlakları kaderlerine bırakmışlardır" ifadelerini kullandı.

"ARAŞTIRMA ALANLARI AYDINLANIYOR"

Akpınar, bugün KAÜ'nün gerçek değerini vererek kira ve veya satın aldığı emlakların, kampüs eğitim ve araştırma alanlarını bir bir aydınlatmaya başladığını da ifade ederek, şöyle konuştu: "KAÜ bölgeye dikkat çekmiş, bazı Lefkoşalılarımız da yavaş yavaş geçmişlerini sahiplenmeye başlamıştır. Özellikle gençlerimiz, aslında o yılları, geçmişi yaşamamış olsalar da, bizlerin izinde Atalarının geçmişlerini gelecekle ilişkilendirmeye başlamıştır. Sanatçılarımız ellerindeki tüm imkanları ile Surlariçine dikkat çekebilmek için inanılmaz çalışmalar ortaya koymaktadırlar."

"DAHA CESARETLİ OLUN..."

Akpınar, hükümet, Lefkoşa Türk Belediyesi ve Vakıflar İdaresi'ne de seslenerek, çok daha cesaretli adımlar atmalarını istedi. Akpınar ayrıca şunları kaydetti:

"Lefkoşa Surlariçi'ni dünya kültür mirasına, bilim dünyasına süratle kazandırmalıyız. Atıyor olduğumuz adımlar desteklenmelidir. Her gün bir yaşam, iş, eğitim alanı daha aydınlanmalıdır. Doğa park alanları oluşturmalı, surlar çevresindeki parklar düzenlenmeli, çekim merkezleri artırılmalı, küçük konsept otellerin sayısal artışına imkan sağlanmalıdır. Ağırlama alanları geliştirmeli, sanat atölyeleri oluşturmalı, gençlerimizin küçük işletme alanlarına teşvikler verilmeli, atıl durumda olan vakıf ve yerel yönetimlere ait olan binalar kullanım amaçlarına göre restore edilmeli, Lefkoşa'nın geçmişte, bisikletlerle kendi içinde yaşadığı, dünyanın kültür mirasının en güzel örneklerinden biri olduğu tüm dünyaya haykırılmalıdır.

Ben inanıyorum ki kendi insanlarımız bu süreci tetikleyecek ve yapılandıracak güç ve bilgiye sahiptir. İvedilikle terkedilmiş alanlarda oluşturulan demir ve tamir atölyeleri Surlar dışına alınmalıdır. Gettoların oluşumuna izin verilmemelidir. Surlariçi aslında içinde yaşam ve medeniyetler barındıran büyük bir kale, kültür ve yaşam alanı...

Yarısı bizde, yarısı ise Güney Kıbrıs Rum kesiminde...

Aradaki farkı burdan yeniden yazmama gerek yok. Yok oluşa yer vermek yerine, gelin birlikte el verelim. Bu arada emlak acentelerine, Lefkoşa'yı terketmiş gitmiş Emlak sahiplerine ve bir de emlak simsarlarına seslenmek istiyorum. Ya gelin sahip çıkın, gerçek değeri verin. Ya da sahip çıkanlar üzerinden haksız kazançlar elde etmeye çalışmayın. Bireysel çıkarlar ve zenginleşme değil, Lefkoşamız için sizler de elinizi taşın altına koyun.

KAÜ Lefkoşa Surlariçi Geliştirme ofisi, satış / devir / kiralık başvurularını almaya ay sonu itibari ile başlıyor. Satılık, kiralık ve devretmek istenilen bina ve emlaklar için bina ve ev sahiplerimiz başvurabilirler. Üniversitemiz ile ortak yatırıma girebilirler. Evlerini, binalarını, üniversitemiz ile geleceğe dönüştürmek, ortaklık yapmak isteyenler de başvurabilirler . Işıklar şehrimiz, başkentimiz, medeniyetler beşiği Lefkoşamızın kurtuluşu için biz adımlarımızı atıyoruz. Birlikte atalım. Geleceği birlikte yaratalım. Gençlerimiz, çocuklarımız için yapalım... Birçoğumuz gibi sadece konuşan eleştiren, suçlayan, olumsuzluk beyan eden olmayalım...

İş insanlarımızın da ayrıca cesaretlenmesi gerek. Ben Deniz Kırtasiyeyi de, Budak Pastanesini de, Anibal Ailesini de, atıl duran Zafer Sinaması'nı da, daha birçok küçük büyük işletmelerin kapılarının da açıldığını görmek istiyorum. Sizler de öyle... Eminim... Yeniden yaşamalıyız Lefkoşamızı... Tüm görüşlerinizi benle paylaşabilir, olumlu olumsuz eleştirilerinizi aktarabilirsiniz. Işıklar Şehri Lefkoşamız için."