UKÜ'lü Doç. Dr. Gür, ebeveynleri "özgül öğrenme güçlüğü" konusunda uyardı

Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların günlük yaşamlarında öğrenmeye ilişkin yaşadığı güçlükle ilişkilendirilebilecek herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel bir problem olmadığınıaktaran Gür, ancak akademik öğrenmede yaşıtlarına oranla daha düşük performansın söz konusu olduğunu kaydetti.

Özgül öğrenme güçlüğünün %5 civarında görüldüğünü belirten Doç. Dr. Gür, bu rahatsızlığın erkeklerde kızlara oranla daha yaygın olarak ortaya çıktığınıda açıkladı.

Öğrenme güçlüğünün sosyal ve duygusal problemlere de neden olabileceğini hatırlatan Doç. Dr. Gür, bu yüzden çocuğun sahip olduğu sosyal becerilerde de sıkıntılar yaşayabileceğini vurguladı.

Çağla Gür, özgül öğrenme güçlüğünün kendi içinde üçe ayrıldığını, bunların okuma bozukluğu (Disleksi), yazılı anlatım bozukluğu (Disgrafi) ve matematik bozukluğu (Discalculi) olarak adlandırıldığını açıkladı.

Bu türlerin ilköğretim çağında ortaya çıktığınadikkat çeken Doç.Dr. Çağla Gür, bu türlerden birinin çocukta tek başına bulunabileceği gibi aynı anda karma olarak da görülebileceğini belirtti. Çocuklarda gözlemlenen belirtilerin yaşadıkları güçlükdüzeyine göre farklılık gösterebildiğini kaydeden Gür, bu nedenle bu çocuklara uygulanacak desteğinde birbirinden farklı olması gerektiğinin altını çizdi.

Doç. Dr. Çağla Gür, çocuğun aile ve okuldan yeterli desteği görmemesi durumunda ciddi boyutta özgüven problemleri, kaygı bozuklukları ve depresyon yaşayabileceğini belirterek, "Bu durum çocucuğun isteği dışında gelişiyor, bu nedenle sürekli yargılayıcı, eleştirici veya başka çocuklarla kıyaslama gibi olumsuz tutumlar ona zarar verecektir" hatırlatmasını yaptı.