Trafik Kazasında Tazminat Hakkı

Trafik kazalarının yaşanmasının ardından sadece maddi hasarlı olarak kazaların sonuçlanmasının ardından kişiler bu zararlarının karşılanması üzerine tazminat talebinde bulunmak istediklerinde nasıl bir yol izleyeceklerini bilmeleri gerekmektedir.

Öncelikle bu noktada aracın kaskosunun bulunup bulunmadığına dikkat etmek gerekir. Kaskonun bulunduğu hallerde buna başvuru yapmış olmak gerekiyor. Burada ekspertiz raporu ile hasar kesin bir şekilde tespit edilmekte ve ödemeler yapılmaktadır. Kazada kusurlu olan taraf bulunuyorsa ya da daha fazla kusuru bulunan bir taraf bulunuyorsa, gerekli müracaat yapılarak raporda belirlenmiş olan zararın trafik kazası tazminat miktarından tahsil edilmesi sağlanır. Böylece alacakların kısa sürede temin edilmesi mümkün olmaktadır.

YARALANMALI TRAFİK KAZALARINDA TAZMİNAT HAKKI

Başta trafik kazasının yaşanmasından dolayı ortaya çıkan her türlü sorunun giderilmesine yönelik çözümlerin üretilmiş olması gerekmektedir. Buna ek olarak yaralanmaya sebep olan trafik kazasındaki kusurlu kişinin ödeme yapması da sağlanmalıdır. Burada kusurlu kişilerin zorunlu sigortaları tarafından ödemeler yapılmaktadır. Ödemelerin miktarının belirlenmesi ise kişilerin kusuru oranında ortaya çıkmaktadır. Sigorta şirketleri tarafından böylesine hallerin ortaya çıkmasının ardından ödemelerin yapılmaması ya da daha az ödeme yapılmaması gibi girişimlerde bulunulabilir. Ancak bilinçli olunduğu takdirde bunlara izin verilmeden işlemlerin tamamlanması sağlanabilmektedir.

Sigortadan alınmış olan rakamların az olduğu düşünülür ve bununla ilgili işlemler başlatılmış olmasına rağmen sonuç alınamıyorsa trafik kazası avukatları Ankara rehberine başvurulur ve ardından gerekli işlemler avukatlar tarafından tamamlanarak, sigorta firmasına karşı tazminat davasının açılması söz konusu olur. Tamamen maddi tazminat özelliği taşıyan bu tazminat türü karşı taraf için maddi ve manevi tazminat niteliğinde olmaktadır.

ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASINDA MİRASÇILARIN TAZMİNAT HAKKI

Trafik kazalarında birlikte bulunduğu araçlar içinde yer alan yakınları vefat etmiş olan kişiler kazada kusurlu olan ya da daha fazla kusuru bulunan kişilerden kusurları oranında sigortaları aracılığı ile taleplerini iletebilmektedirler. Yaralanmalı kazalarda olduğu gibi bir süreç yürütülerek hakların alınması söz konusu olabilmektedir.

Hem yaralanmalı hem de yakınların vefat ettiği şekliyle sonuçlanmış bir trafik kazası ile karşılaşılması halinde kişiler öncelikle kusurlu olan tarafın sigorta şirketine karşı gerekli müracaatlarda bulunarak yasal süreci başlatmalıdır. Trafik kazalarının yaşanmasının ardından bir an önce yapılması gereken bu işlemler beraberinde çok sayıda prosedürü de getirdiği için bu noktada kişilerin süreci bir avukat yardımı ile yürütmeleri başarılı sonuç almalarını sağlayacaktır. Ancak yine de kişilerin avukat tutması yönünde bir zorunluluğu bulunmamaktadır.

Avukatlarla birlikte süreçlerin yürütülmesinin en büyük avantajlarından biri de sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin az olması halinde bunların beklenilen noktalara çekilmesini sağlamak olmaktadır. Bu noktada dava açması gerekli olan kişiler avukatlar aracılığı ile hukuki işlemlerin yapılmasını sağlayarak tazminat bedellerinin daha fazla olmasına ve faizleri ile birlikte ödemelerin alınmasına uygun ortamı sağlayabilmektedir.

Kazaların yaşanmasının ardından hiçbir yasal alt zemini bulunmayacak şekilde bazı kişiler ya da firmalar bu tür işlemleri takip etmek üzere mağdur kişilere ulaşabilmektedir. Bu kişiler avukatlarla işbirliği yapılması ve sürecin doğru şekilde yönetilmesi noktasında kişilere yardımcı olabileceklerini söylemektedirler. Ancak tüm bu işlemlerin hiçbir yasal alt zemini bulunmamaktadır. Bu sebeple kişilerin bu ve benzeri tekliflerin geldiği yerlere karşı son derece dikkatli olması gerekmektedir. Özellikle tamamen kandırma amaçlı olarak kazazedelere ulaşmayı kendine hedef edinmiş kişi veya firmaların şikayet edilebileceği bir yer bulunmamasından dolayı bu tür kişi veya firmalara karşı her zaman temkinli bir şekilde karar vermek gerekmektedir. İşte tam da bu noktada daha öncesinden bir avukatla anlaşılmış olması büyük bir avantaj sağlayacaktır. Avukat tarafından süreç en iyi şekilde takip edilecek ve yönetilecek bu sayede kişilerin beklemedikleri zararlara karşı korunmaları da mümkün olabilecektir. Kişiler kendilerine farklı yollarla ulaşan kişi veya firmalardan uzak durmak üzere bir avukatla anlaşmak istediklerinde ellerindeki belgelerle birlikte avukatlara ulaşmaları yeterli olmaktadır. Avukatlar tarafından ilk aşamada tazminat davalarının açılıp açılmayacağı, ne kadar bir tazminat bedelinin talep edilebileceği gibi hususlar dikkate alınarak bilgilendirmeler yapılmaktadır.

TRAFİK KAZASINDA TAZMİNAT HAKKI İÇİN DAVA NASIL AÇILIR

Trafik kazalarından sonra açılacak davalarla ilgili olarak bazı zamanaşımı süreleri kısıtlaması da getirilmiştir. Bu süreler ölümlü trafik kazaları söz konusu olduğunda 15 yıl olurken yaralamalı olanlarında ise 8 yıl olarak belirlenmiştir. Her iki kusurun ortaya çıkması halinde ise 15 yıllık süre dikkate alınarak işlem yapılmaktadır. Türk Ceza Kanunu içinde düzenlenmiş olan bu sürelerle birlikte kişiler ilk aşamada sorumluları öğrenmeseler bile öğrenmenin gerçekleştiği zamanı takip eden 2 yıllık sürede davalarını açabilmektedirler. Bunun dışındaki tüm haller için 10 yıllık bir zamanaşımı süresinin uygulanmasına karar verilmiştir. Yaralanmalı trafik kazaları için 8 yıl olarak belirlenmiş olan bu süreler yine aynı sürelerle kabul edilmektedir.

Kişilerin arkadaşlarının araçlarında yolcu olarak seyahat ederken başka hiçbir unsurla temasa geçmeden duvara, kayaya çarpma, uçurumdan yuvarlanma gibi şekillerle kaza yapması halinde yine sigorta şirketlerine karşı davaların açılması mümkün olabilmektedir.

Yaralanma gibi unsurların bulunması halinde trafik kazaları 1 ile 1,5 yıl arasında bitebilmektedir. Bu aşamadan sonra yaklaşık bir yıl süren temyiz sürecinin de kimi zaman başlaması mümkün olabilmektedir. Bu nedenlerle davaların 2 yıllık sürede tamamlanması normal bir süre olarak kabul edilebilir. Ölümlerin söz konusu olduğu trafik kazaları ise çok daha kısa sürelerde sonuç alınan kazalardan olmaktadır. Tahkime başvurma şartları oluşursa bu durumda başvurunun yapılmasının ardından 3 ile 4 aylık süreler içinde davaların sonuçlanması da mümkün olabilecektir. Yanı sıra araçların kaza sonucunda kaybettiği değerle ilgili araç değer kaybı davası da açılabilir ve bu sayede aracın kaybettiği değerin telafisi sağlanabilir.

KAZADA KUSURLU OLAN AFFEDİLMİŞSE İBRA ETMEYE NE OLUR?

Dava açılması planlanan kişilerin daha önce ibra edilmesi söz konusu olmuşsa bu durumda ilgili kişilerin sigortalarından bir tazminatın talep edilmesi de mümkün olmayacaktır. Burada taraflara yazılı bir şekilde ibra edildiği beyan edilmiş ise tazminat alınamıyorken ceza davaları için yetkili makamlarda şikayetçi değilim denmişse bu durumda tazminatlar alınabilmektedir.

Sigorta şirketleri tarafından zorunlu tutulan ibralar hazırlanırken makbuzlar şeklinde belgeler oluşturulmaktadır. Bu yapılan ödeme miktarınca sigortanın borçlanmasının önüne geçmek için yapılmaktadır. Bazı riskler barındıran bu duruma karşı mutlaka avukat tarafından görüşlerin alınıp sürecin yönetilmesi gerekmektedir.***