Enayi yerine konulmaktan hoşlanmak

Yayın Tarihi: 18/04/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

İngiltere'de yaşayan ve aşağılayıcı bir termle "Londrezler" olarak bilinen biz Kıbrıslıtürkler ne zaman KKTC siyasileri tarafından enayi yerine konulmaya dur diyeceğiz? Yoksa hoşlanıyor muyuz bu durumdan?

Daha vahim açıklama, Kıbrıs'ın dışında yaşayan Kıbrıslıtürklerin güçlenmesini önlemek için tezgahlanan oyunların döndüğüdür. Ben bu senaryoya inananlardanım. Geçmişte örneğini çok gördük. Uzaktan komandalı çalışan dernekler ve Konsey gibi üst kuruluşlara bir direktif vererek sağladığımız birliktelikleri bozdular.

1992 yılındaki "Dış Türkler Kongresi"nden döndükten sonra Londra'da değişik görüşlerde olan dernekler bir araya gelip güçlü bir birliktelik sağlamışlardı. Bu olumlu durumun gelişmesinde büyük bir rol oynayan zamanın Konsey Başkanı sayın Fikret Derviş Kıbrıs'tan verilen bir direktifle Başkanlıktan alındı ve bu olumlu birliktelik yerle bir edildi. Yerine bir kukla başkan konuldu.

Öyle gösteriyor ki KKTC siyasilerinin Kıbrıs dışında güçlü birliktelik sağlamamız işlerine gelmiyor. Sağ veya sol hükümetler hep bundan korktular. Hala korkuyorlar. Her ziyaret ettiklerinde göz boyayıcı nutuklar atıp gidiyorlar. Birçoklarımız da onlara alkış tutup arkalarını sıvazlıyoruz.

Geçen haftalarda eski KKTC Eğitim Bakanı Kemal Dürüst Londra'da rüzgar gibi esti. 28 Mart tarihinde Türk dili ve kültürü okulları ile bir toplantı düzenledi sayın Dürüst.

Toplantıda öyle sözler verdi, öyle vaatlerde bulundu ki durumu bilmeyenler huzur içinde artık tüm problemlerimizin sonu geldi diye sevinerek toplantıdan ayrıldı.

Efendim, biri kuzey, biri Güney Londra'da okullarımız için iki binanın devlet tarafından alınması için girişimde bulunacakmış, her yaz İngiltere'den KKTC'ye gidecek çocuklar için tatil kampının organizesi yapılacakmış, okullarımıza bir bütçe ayrılması için Meclise bir önerge sunacakmış, öğretmenlerin görev süresini bir yıldan iki yıla çıkarmak için çalışacakmış, mış, mış, mış da mış.

Bunları gazetelerde okuyan KKTCde yaşayan bir eğitimci arkadaşım "buradaki okullar başımıza yıkılıyor. Devletin onaracak parası yok, size iki bina alacaklarmış. İnanmayın" dedi.

Öğretmenlerin görev süresinin geçmişte iki yıl iken bir yıla indirilmesinin İngiliz hükümetinin bürokratik bir engeli olduğunu da söyledi Dürüst. İngiliz Muhacerat Dairesi üst düzey bir sorumlusu ile konuşan bir arkadaşımız bunun tamamıyla asılsız olduğunu ortaya çıkardı.

Bunlar çok önemli vaatler. Eleştirecek ne var diyecek şimdi durumu bilmeyenler. O geceki toplantıda durumu bilenler dahi aman ayıp olmasın diye utana sıkıla Bakanı alkışladılar. Ben bilerek gitmedim. Çünkü toplantıda sunulan (ve katılımcılara daha önce bildirilmeden ödetilen) leziz kleftiko midemde kalamayıp rezil olacaktım.

Hazır unutuyordum. Bakan Konsorsiyum Başkanına altı yıl önce hazırlanması gereken üçüncü düzey Türkçe kitabını da sundu toplantıda. Ayrıca Başkanı bina konusunu detaylı konuşmak için Kıbrıs'a davet etti. Diğer önemli konu Londra'ya Bakanın tüm Eğitim Bakanlığı üst düzey bürokratlarını da beraberinde getirmesi idi. Vizesi için davetiyeyi de Konsorsiyum yazmış.

Geçmişte yine bir ziyaret için Londra'ya gelen bir kafilede bulunan bir vekile katıldığı televizyon programında ziyaretin devlete kaç para malolduğunu, hangi otelde kaldıklarını sorduğumda vekil çok kızmış, "beyefendiden adresini alın, bundan sonra geldiğimizde onun evinde kalalım" cevabını vermişti. Çok korktuğum için aynı soruyu yine sormayacağım!

Tesadüfen Bakanın bir aile düğünü de varmış o tarihlerde Londra'da!

Toplantıdan sonra ne oldu, biliyor musunuz? Bakan geri Kıbrıs'a döndü. 5 gün sonra partisi UBP koalisyon hükümetinden çekildiğini açıkladı. Toplantıdan bir hafta sonra da kendisi de dahil, tüm Bakanlar istifa etti.

Akıllara gelen bazı sorulardan: Kemal Dürüst partisinin hükümetten çekileceğini, Bakanlıktan istifa edeceğini bilmiyor muydu Londra'daki toplantıda o sözleri vermezden önce? Partisinin hükümeti kuracağını tahmin edebilirdi. Ancak tekrar Eğitim Bakanı olacağını bilebilir miydi? Nitekim olmadı. Eğitim Bakanlığı hükümetin diğer ortağına geçti. "Hani nerde verdiğin sözler" diyen şarkı geldi aklıma şimdi.

KKTC siyasileri bizi enayi yerine koymayı bir beceri haline getirdi. Birçoklarımız da artık bunu bildiğimiz için onları artık kaale almayıp gülüp geçiyoruz. Tüm siyasileri aynı kefeye koymak muhakkak yanlış olur. Aralarında çok onurlu, hakikaten sorunlarımıza çözüm getirmek isteyenler var. Ama toplumu temsil ettiğini sanan bir kesim maalesef hala ısrarla bizi enayi yerine koymaya devam edenlerin oyunlarına alet olmaya devam ediyorlar. Bile bile.

Bizleri Kıbrıs'a aşırı bağımlı yapanlar bilinçsiz olarak topluma çok büyük bir kötülük yapmaktadırlar. Anavatanımız Kıbrıs ile, KKTC Londra Temsilciliği ile düzeyli, karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesinde ortaklık geliştirmemiz gerekir. Ama esas hedefimiz yaşadığımız ülkelere uyum sağlayıp o ülkelerdeki olanaklardan yararlanmak olmalıdır. Bunu anladığımız zaman belki biraz ileriye gidebiliriz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları