Ruh Sağlığı (2)

Yayın Tarihi: 30/05/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Yalnızlığa dayanırım da, Birbaşınalığa asla... Yaşlanmak hoşdeğil, duvarlara bakabaka Bir dost gözarayışıyla, Saat tıkırtısıyla... Korkmam..! Geçinip gideriz biz mutluluğa, Ama; "Gününaydın, akşamın iyi olsun"

Diyen biri olmalı, Bir telefon sesi çalmalı,

Ara sıra da olsa kulağımda.

Can Yücel

Üstat eşsiz uslübu ile ne güzel anlatmış yalnızlığı. Yalnızlık zor. Bir başınalık çok daha zor.

Günlük yaşamlarında hergünyalnızlığı ta derinden hisseden milyonlarca insan var giderek materyalistleşen dünyamızda.

Dışarıda arkadaşlarıyla koşup oynama, ağaçlara tırmanma yerine okuldan gelirkenden odasına kapanıp saatlerce bilgisayar oyunları oynayan çocuklar, sözde sosyal ziyaretler, toplantılarda cep telefonundan Facebook mesajlarını paylaşımlarını okuyan insanlar…

Ruh sağlığı ile ilgili yazıma neden yalnızlık teması ile başladım?

Çünkü yalnızlık ile ruh sağlığı arasında çok yakın bağlantı var.

181 bin kişi ile yapılan ve 23 araştırmayı kapsayan bir ankete göre:

-Yalnız yaşayanlar asında kalp rahatsızlıklarında yüzde 29, felç riskinde yüzde 32 artış görülür.

-Yalnız yaşayanlar arasında sigara alışkanlığı olanların sayısı oldukça yüksektir.

- Yalnız yaşayanlar arasında aşırı şişmanlık daha çok yaygındır.

-Yalnız yaşayanlar arasında depresyon daha sıklıkla görülür.

-Yalnız yaşayanlar doktorlara daha az başvururlar.

Araştırmalar gösteriyor ki yalnızlık sadece ruh sağlığını değil fiziksel sağlığı da direkt olarak etkiliyor.

Yalnız olanların ruh sağlığı olumsuz yönde etkilenebileceği gibi, bazen de ruh sağlığı iyi olmayanlar

kendilerini yalnızlığa itebilirler (kısır döngü). 'Mind' Web sitesinde deneyimlerini anlatan Michelle şöyle diyor:

"Üniversite yıllarımda arkadaşlarım sık sık sosyal etkinlikler düzenleyip eğleniyorlardı. Ben ilişki kurma

becerimin zayıf olduğunu düşündüğümden bu etkinliklerde kendimi çok rahatsız hissediyordum.

Zamanla yememde büyük sorunlar yaşamaya başladım ve Anoreksi teşhisi konuldu. Bu halim beni arkadaşlarımdan uzaklaşıp yalnız kalmaya yitti. Bir süre hastahanede kaldım".

Michelle uzun süre tedavi gördükten sonra bir gün bölgesindeki bir kadın grubuna üye olmaya karar verir. Bu onun aldığı en sağlıklı bir karar olur ve yavaş yavaş sağlığına geri dönmesini sağlar.

Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi bu yıl'Ruh Sağlığı Haftası'nın teması 'Sağlıklı İlişkiler Kurma' idi. Michelle kadın grubunda geliştirdiği yakın arkadaşlık ilişkileri ile bunu başardı.

Ancak hepimiz çevresinde çok insan olan ama hiçbiri ile gerçek, tatminkar ilişki kurmayı beceremeyen birçok kişi tanırız. Kalabalık arasında yalnız olan bu insanların ruh sağlığı sorunlarından muztarip olması daha olasıdır.

İlişkilerden bahsederken bunların sağlıklı olması gerekliliği defalarca vurgulanmalıdır. Çünkü çağımızda ilişkiler artık giderek sanal ortamlara sürüklenmiş durumda.

Bu tür ortamlarda geliştirilen ilişkilerin özellikle çocuklarımız açısından getirdiği tehlikeler malum. Her zaman medyada okur, duyarız. O yüzden ailelerin bunlara karşı uyanık olması gerekir.

Fiziksel sağlığın ruh sağlığına etkileri de çok önemli bir unsurdur. Atalarımız boşuna "sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" dememişler.

On yıl kadar önce bir Avrupa Birliği projesi çerçevesinde Hollanda'yı ziyaret eden İslingtonkafilesi arasında bulundum. Amaç Avrupa ülkeleri belediyelerinin göçmen toplumlara sunduğu hizmetler konusunda görüş teatisinde bulunmak, işbirliği geliştirmekti.

Hengelo Belediyesi tarafından finanse edilen Türkiye'li kadın göçmenlere yönelik bir projeyi ziyaret ettik. Proje sağlık hizmetleri ile sıkı ilişki içerisinde çalışıyordu.

Kadınların sırt ağrısı, baş ağrısı gibi sorunlarını psikosomatik olarak teşhis edip onlar için sosyal projeler oluşturmuşlardı. Haftada birkaç kez düzenli toplanıp resim ve diğer sanat çalışmaları yapıp güvenilir bir ortamda sohbet ediyorlardı.

Birkaç ay içerisinde kadınların fiziksel sağlık şikayetlerinin tamamen yok olduğu görüldü. Ruhsal sorunların neden olduğu fiziksel şikayetlerin sağlıklı ilişkiler kurarak giderilebileceğini gösteren çok güzel bir örnek.

Şu an aynı konuda çok ilginç bir kitap okuyorum. Genç bilimci GiuliaEnders isimli yazarın yeni kitabı kısa zamanda en çok satılan kitaplar listesine girmeyi başardı. Kitabın başlığı "Gut".

https://www.amazon.co.uk/Gut-Giulia-Enders/dp/1922247960

Kitabın ön sayfasında yazar "vücudumuzun en az önemsenen, hor görülen organı" olarak bahsettiği bağırsakların aslında beyin ve kalbimiz kadar önemli olduğunu vurguluyor bu çok önemli kitabında. Sonuç olarak sağlıklı beslenmenin önemi vurgulanıyor kitapta.

Bağırsaklarımızdaki bakteriler ile depresyon, hatta Alzheimer arasında bağlantıların olduğunu kanıtlayan bilimsel araştırmalara değinen yazarın bu kitabı sanırım son zamanların en önemli kitapları arasında olmaya devam edecek.

Ruh sağlığı konusu iki yazıyla kapatılamayacak bir konu. Amacım Ruh Sağlığı Haftası çerçevesinde kendi toplumlarımız arasında farkındalık yaratmaktı.

İngiltere'de faal olan toplumlarımız intiharlar konusunda, kadın grupları ev içi şiddet, Derman gibi toplum kuruluşları ruh sağlığı konusunda çok önemli projeler geliştirdiler.

Ancak bu güzide kuruluşlarımızın toplumlarımızın desteğine, duyarlılığına gereksinimi var. Tüm güçlüklere rağmen bu sorunlarla boğuşan bu derneklerimizi saygı ile selamlarım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları