Ekimde Kıbrıs

Yayın Tarihi: 07/11/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Dünyada hayal edilemeyecek kadar güzellikler var. İnsanın etrafına bakması yeter. Zaman zaman bu güzellikler tam yanınızda oluyor".

Ercan Hava Limanında ücretsiz dağıtılan " Check In" dergisinde okudum bu paragrafı. Vietnam'ın Ha Long Körfezine yaptığı gezi ile ilgili izlenimlerini anlatıyor yazar.

Yazdıkları hepimiz için geçerli. Gereksiz kavgalardan, yarışlardan, materyalist kaygılardan, dogmalardan azıcık kendimizi koparıp etrafımıza baktığımızda bu güzellikleri hemen görebilecegiz.

Özellikle yanıbaşımızda bulunan güzelliklere daha çok duyarsızlık gösteririz. Örnegin Yaz aylarında Londra'dan arkadaslarım sıklıkla Southend'i ziyaret ederken hemen yanıbaşında yaşadığım bu güzelim kenti ben Yaz boyunca

en fazla iki kez ziyaret ederim.

Yine uçakta okuduğum bir dergide iri puntolarla yazılı "MUTLULUK" sözcüğünün yanıbaşındaki fotoğraf kocaman, çirkin bir villayı görüntülüyor. Zamanımızın en can alıcı sorununa bir ipucu sizlere.

Kıbrıs da bu mentaliteden nasibini almış. Hem de bol, bol. Kalavaç köyünü ziyarete gidersiniz. Köylünün, muhtarları Ömer Meraklı liderliğinde Kıbrıs kültürünü yaşatma adına yaptığı çabaları hayranlıkla izlersiniz. Ancak köyün girişinde, köyün dokusuna hiç uygun olmayan çirkin villayı görünce moraliniz bozulur.

İki yılda bir Kıbrıs'a Ekim ayında seyahat etmemin nedeni, ayın tatlı ikliminden yararlanıp güzel ülkemin güzellikleri üzerine farkındalığımı artırma isteğimdendir.

Facebook'a attığım fotoğrafları görenler, " hade yahu sen de, düpedüz arkadaşlarınla yiyip, içip, alem yapmaya gittin. Yalnız başına ne arardın oralarda yoksa" diyebilirler! Bazı arkadaşlar dediler bile.

Elbette yıllar sonra buluştuğum arkadaslarımla yiyip içmek bana büyük keyif verdi. Onlarla yaptığım nostaljik sohbetlerden mest oldum.

Yaz tatillerinde daima kiralık arabamızla boğucu sıcaktan bir an önce kaçıp kendimizi denizin, veya havuzun serin sularına bırakma arzusuyla her zaman St. Barnabas Manastırının yanından geçer, durmayız. Diğer ilginç yerlerden de öyle.

Bu kez hem bu önemli tarihi yeri hem de başka yerleri ziyaret için vakit ayırdım. Örneğin, yıllardan sonra Salamis harabeleri ve Apostolos Andreas Manastırını ziyaret ettim. Hoş, manastır hala tadilatta olduğundan içine giremedim. Olsun, Kıbrısımın bir başka efsanesi ile, eşeklerle haşır, neşir oldum.

Yıllarca Mevlevi Tekke Müzesinin hemen yanıbaşındaki sokakta yaşadım. İlk kez bu müzeyi geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim. Bunu yazarken utanç duymaktayım aslında. Kıbrıslıtürk tarihini daha iyi anladım bu şekilde.

Biraz ilerideki Dr. Fazıl Küçük Müzesini de ilk kez bu ziyaretimde gezdim. Ne iyi etmişim. Bu mütevazı liderin mütevazı yaşantısına şahit oldum. Uzun yıllar konut olarak kullandığı evin duvarlarına yazılan ve daha önce duymadığım sözleri hakkında bilgi edindim.

Çok şikayet eder gerek KIbrıs'ta yasayanlar, gerekse doydukları yerlerden orayı ziyarete giden Kıbrıslılar. Göçmen nüfus, dış ülkelerden gelen öğrenciler, şehir içlerindeki otopark sorunu, pahalılık, eğitim sistemindeki aksaklıklar, v.s, v.s.Hep şikayet konulari bunlar. Haklılar da sikayet edenler.

Ancak, sikayetçilerin çoğu, sorunların kendiliğinden çözüleceğini sanırlar. Kendileri hic çaba harcamaz. Sorunların çözümü için ciddi çaba göstermeleri yanısıra onlara tavsiyem şu: Yanıbaşınızdaki güzelliklerin farkına varın. Sorunlar daha dayanılır olur.

Ben Mağusa'da yaşasam kendimi cok şanslı sayardım. Tarih ve kültür mirasıyla yoğrulmuş müze gibi bir kentte yaşamak ne zevkli olurdu. Her gün batımında gider antik şehrin merkezinde oturur, saatlerce ve hayranlıkla etrafa bakınırdım.

Othello Parkını yenileyip oraya Sheakspeare'in büstünü diktiklerine bakılırsa, Mağusa Belediyesi işin farkında. Onları kutlamak gerekir.

On gün tatilim zarfında planlayıp da yapamadığım birçok şeyler de oldu tabi. Bufevento kalesine, 4 gün Lapta ve Girne'de kalmama ragmen St. Hilarion kalesine çıkamadım.

Hatalar da yaptım. En önemlisi Asmaaltındaki Bereket Fırının yanından karnım tok geçmek oldu!

Gelen hafta bu yazıda bahsetmediğim diğer izlenimlerime değineceğim.

Nerede yaşarsanız yaşayın, ne kadar meşgul olursanız olun, güzellikleri görebilmek için etrafınıza dikkatle bakınız.

Devam Edecek

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları