Bir Kıbrıs Trajedisi -"Kayıplar"

Yayın Tarihi: 26/02/17 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Paşa Dayı" derdik ona. İri cüsseli bir adamdı. Ama yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı.

"Gelin be çocuklar, bir yüro atalım" derdi bize. `Huriye, hade topla çocukları" diye selenirdi eşine. Sevinç çığlıkları içinde, güle oynaya kocaman Dodge marka Amerikan arabasına doluşurduk.

Bazen Rum kesimine götürürdü bizi. Bir keresinde "Çukulalar" dediğimiz lunaparka götürdüğünü hatırlarım. İlk kez lunapark eğlencesini tatmıştık o akşam.

Bazen mahalleli konvoylar halinde Girne'ye denize giderdik. Altıbuçuk Mil veya Karakız'a.

Paşa Dayının siyah Dodge arabası daima önde olurdu bu günlerde.

Çok severdik Paşa Dayımızı. O da biz çocukları. Ailelerimiz bazen gülümseyerek uyarırdı onu: "Çok şımartıyorsun bu çocukları. Başımıza bindiler" diye.

Bir gün uyandığımızda o yoktu. "Paşa Dayı nerde?" diye sorduğumuzda önce cevap almadık. Sonra "köye gitti, birkaç gün sonra gelecek" dediler.

Birkaç gün sonra ısrarla onu aradığımızda "kayboldu" dediler. Çocuk aklımızla ne olduğunu algılayamadık. Kavrayamadık bu esrarengiz olayı.

Nasıl yani? Kediler, köpekler, eşyalar, falan kaybolurdu bizim bildiğimiz. Kocaman adam nasıl kaybolmuştu?

Bu yüreği sevgi dolu adamı, çok sevdiğimiz Paşa Dayımızı artık göremedik. Onu çok özleyecektik. Bir taraftan da çocuksu bencilliğimizle artık Dodge arabasında gezip tozamayacağımıza hayıflanıyorduk.

Zaten çok fazla konuşmayan eşi Huriye Teyzenin ağzını bıçaklar açmaz oldu. Her zaman gözleri yaşlı hatırlarım onu. Bazen gider ona sarılır, onu teselli etmeye çalışırdık biz çocuklar.

Kapının eşiğine oturur, gözleri biraz ilerideki köşeye saplanır, öylece saatlerce kalırdı. Kocaman araba Abdi Çavuş Sokağını dönüp her zamanki yerine park edecekti sanki.

Çok sonraları yaşamı hazin bir şekilde sonlanacaktı Huriye teyzenin. Kimbilir, belki de yüreği kocasının acısına dayanamayıp teslim olmuştu.

Biz büyüdük. Çil yavrusu gibi dünyanın her köşesine savrulduk.

Paşa Dayımız hiçbir zaman bulunmadı. Aradan 55 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen onu hiç unutmadım. Herhalde o da yüzlerce Kıbrıslı gibi "kayıplar" listesindedir.

Geçen gün sevgili Sevgül Uludağ'ın köşesinde "Kayıp Şahıslar Komitesi" ile çalışan dört uzmanın dedelerinin kalıntılarıyla karşılaştığı haberini okuduğumda tekrar Paşa Dayı gelmişti aklıma.

Komitedeki dört uzman acaba neler hissettiler? Ne zor, ne hazin bir durum. Bir taraftan da belki de diğer aileler gibi yıllar süren bekleyişlerinin sona ermesi acılarını bir nebze dindirmiştir. "Closure" denilen şey. Ama bu acı nasıl kapanır ki?

"Halinden anlarım" deriz ya büyük üzüntüsü olan yakınlarımıza. Başımıza gelmediyse "kayıp" ailelerinin halinden anlamak mümkün olabilir mi? Hiç sanmıyorum.

Onlar, yıllarca "kayıp" yakınlarının eksikliğini, özlemini yüreklerinin ta derinliklerinde hissederek yaşadılar. Yaşıyorlar.

Kıbrıs sorununun en trajik unsurlarındadır "kayıplar" konusu.

Adanın diğer bölgelerinde de Androulla'lar, Andeas'lar, Eleni'ler bizim küçükken sorduğumuz soruyu yakınları için sormuşlardır muhakkak. "Babam, ağabeyim, Vasso Dayı, Maria abla nerde?" diye.

"Kayıpları" (kalıntılarını?) bulma uğraşı verenlere karşı minnet, şükran hisleri taşımamak olanaksızdır.

Bu insanların başında yukarıda adından bahsettiğim Sevgül Uludağ gelir. Ayrıca "Kayıp Şahıslar Komitesinin" cefakar Kıbrıslı ve diğer elemanlarına, iki toplumlu "Birlikte Başarabiliriz" derneği üyelerine ve bu konuda uğraş veren herkese teşekkür etmeliyiz.

Geçtiğimiz Yaz ayında "Komikebir Derneği" Sevgül Uludağ'ı Londra'ya davet etmişti. Kıbrıslılar Merkezinde çalışmaları ile ilgili tüm salonu ağlatan bir sunum yapmıştı.

Ona teşekkür plaketleri verildi o gün. Aslında Nobel Barış Ödülüne laiktir o.

Ben de herkes gibi o gün Paşa Dayı ve tüm" kayıplar" ve "kayıp" aileleri için gözyaşı dökmüştüm.

Aynı zamanda herkes gibi Kıbrıslılara bu tarifi imkansız acıyı yaşatanlara lanet okumuştum.

"Kayıpların" akibetini bilen ve suskun kalanlar aynı derecede suçludurlar.

Onlara da lanet olsun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları