Neyi kutluyoruz ki?

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Martta Dünya Kadınlar Günü "kutlandı". Günün tarihçesini bilenler bu günü gerçek ismi ile, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anarlar.

Diğerleri balolar, kokteyller düzenleyip şampanya patlatarak "kutlarlar" bu önemli günü.

Ben de herkes gibi Emekçi Kadınlar Gününü "kutlayan" mesajlar koydum Facebook sayfama. Sonra düşündüm ve kendimi sorguladım. Neyi kutluyoruz, diye.

Bilinç artırmak, farkındalık yaratmak tamam. Ama kutlamak?

Erkek egemen dünyamızda kadının pozisyonu belli. Yığınlarca istatistik vererek bunu kanıtlamaya çalışmak anlamsız.

En gelişmiş ülkeler arasında görülen yaşadığımız ülke Birleşik Krallık, diğer gelişmiş ülkelere göre kadın eşitliğinde alt sıralarda.

Yukarıda yazdığımın aksine, sadece bir istatistiki veriyi dikkatinize getirmek isterim.

Her yıl "Global Gender Gap Index" denilen ve 4 alanda cinsiyet eşitsizliğinin giderilme çabalarına göre ülkelerin sıralamasını veren bir cetvel yayınlanır.

Bu konular şunlardır:

• Ekonomide yeralma, ekonomik fırsatlardan yararlanma
• Eğitimde başarı oranı
• Sağlık ve yaşamda kalabilme (daha uzun yaşama)
• Politik katılımcılık ve teşvik

2016 yılında yayınlanan cetvele göre genel sıralamada 144 ülke arasında İngiltere 20 inci, Kıbrıs 84 üncü, Türkiye 130 uncu sırada yer alıyor. Yani Birleşik Krallık en gelişmiş ülkeler arasında alt sıralarda.

Ayrıca ülkeler ayrı 4 kategoride de sıralanıyor. İlginç bir istatistik şu: Türkiye diğer üç alanda alt sıralarda olmasına rağmen sağlık alanında 39 ülke ile 1 inci sırayı paylaşıyor. Bu da alkışlanması gereken, büyük bir başarı.

***

11 Mart tarihinde İngilltere Kadın Platformunun düzenlediği ve değerli Akademisyen Profesör Belma Ötüş Baskett'in yönettiği panelde siyasetçi, sosyolog, diplomat ve iş kadını konuşmacılar çarpıcı konulara dikkat çektiler.

Özellikle sosyolog Semra Eren Nijhar'ın kadına şiddet alanında Avrupa çapında verdiği istatistikler tüyler ürpertici idi. Avrupa hiç de çağdaş bir yer değilmiş.

KKTC Londra Temsilcisi Zehra Başaran rol model niteliğindeki kendi özel hayatından örnekler verdi ve iş yaşamı süresince kadın olarak karşılaştığı ayırımcı tavırlara da değindi.

Enfield Belediyesinde Çocuk ve Eğitim Hizmetlerinden sorumlu Ayfer Orhan çok çarpıcı konuşmasında geçmişten örneklerle dinin kadınların sosyal yaşamdaki olumsuz pozisyonlarında ne derece önemli rol oynadığına değindi. Aynı zamanda yerel belediyelerin hizmet sağlama konusunda karşılaştıkları güç duruma değinerek Merkezi Hükümete haklı eleştiriler yağdırdı.

Ayfer Orhan'ın din konusunda söyledikleri çerçevesinde Türkiye'nin şimdiki durumu ile paralellik olduğunu düşünmek kaçınılmazdı.

İş kadını, moda ve sanat danışmanı Zeynep Dervişoğlu Ober de kendi yaşamından kesitler vererek çok iyi bir rol model olduğunu kanıtladı.

Panele davet edilen değerli sanatçı ve eğitimci Vehbi Koca ve bendenize de erkek olarak kadınların mücadelesine nasıl yardımcı olacağımıza değinmek düştü.

Kadın hakları konusunda mücadele etmek sadece kadınların işi değil. Bilinçli, aydın erkekler olarak kadınlara destek sağlamamız en önemli görevlerimizdendir.

Önümüzdeki hafta panel konuşmamda önerdiğim somut, toplumsal konulara detaylı olarak değineceğim.

Panel yöneticisi Profesör Belma Ötüş Baskett'in söylediği ve aslında konu ile çok yakından ilgili bir sözle yazımı noktalamak isterim:

"Her HAYIR'DA bir HAYIR vardır".

HAYIR'lı bir hafta dilerim.