Birleşik Krallık Seçimleri ve "Kıbrıslılar"

Yayın Tarihi: 22/05/17 07:30
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Birleşik Krallık'ta 8 Haziran tarihinde seçim var. Geçen seçimden tam 13 ay sonra.

Niye bu seçim? Genel seçimle değil partisi tarafından seçilerek Başbakan olan Theresa May kendi pozisyonunu meşrulaştırmak, Muhafazakar Partinin sandalye sayısını yükseltmek istiyor da ondan.

Brexit, falan hikaye. Çocuklar inanmaz.

Niye şimdi? Ana muhalefet İşçi Partisi şu an en zor bir süreçden geçiyor. İlk kez İşçi Partisine laik, ve taban üyelerin çok yoğun desteğini kazanan Jeremy Corbyn'e karşı kendi milletvekelleri cephe almış durumda.

Bayan May de İşçi Partisinin bu durumunu kullanarak, daha önce "erken seçim olmayacak" sözünü verdiği halde bu kararı almış bulunuyor.

Seçim kampanyası için kollar sıvandı. Ne kadar da yoğun olsa, bu ülkede seçim kampanyaları istediğiniz takdirde pek hissedilmiyor.

Seçim sonucu şimdiden belli gibi görünüyor. Esas konu Muhafazakarların muhalefetle arayı ne kadar açacağı.

Seçmen, siyasi görüşü veya başka faktörler ışığında sandığa gidip 8 Haziran tarihinde gece saat 10.00a kadar oyunu kullanacak.

Gelelim yazımın başlığındaki "Kıbrıslılık" konusuna.

18 Mayıs tarihinde Haringey Kıbrıslılar Merkezinde "İşçi Partisi Kıbrıslılar Dostları" isimli yeni başlatılan bir insiyatifin düzenlediği bir toplantıya davet alıp gittim.

Grubun isminden de anlaşılacağı gibi seçimlerde Kıbrıslılar olarak İşçi Partisini destelemek amacıyla başlatılan bir insiyatif diye düşünerek gittiğim bu toplantıdan büyük bir hayal kırıklığı ile ayrıldım ne yazık.

"Kıbrıslılık" sözünden değişik insanların değişik şeyler anladığına toplantıda bir kez daha şahit oldum.

"Kıbrıslılık" benim için bir idealdir. Aynı adada yaşayan ve yüksek derecede kültür benzerlikleri olan insanların barış içinde, eşitlik ilkeleri içerisinde birlikte yaşamasıdır bana göre Kıbrıslılık.

Kıbrıs adasında yaşayan insanların farklılıkları da olduğunu sadece başı kuma gömülü deve kuşları inkar edebilir. Ancak konuştuğumuz dilin, dinimizin ayrı olması "Kıbrıslılık" idealinin gerçekleşmesine engel olmaması gerekir.

O yüzdendir ki ben de Kıbrıslıtürkler, Kıbrıslırumlar diye bahsederim Kıbrıslılardan. T ve g harflerinin küçük olması Kıbrıslılığı öne çıkarma isteğimden kaynaklanır.

Geçen haftaki toplantıyı düzenleyenler ne yazık ki "Kıbrıslılar" derken sadece Kıbrıslırumları düşünmüşler. Tıpkı isimlerinde "Kıbrıslı" kelimeciğini kullanan yığınlarca Kıbrıslırum dernekler gibi.

Toplantının düzenlenmesinde yardımcı olan Şemsiye örgütünün adı "Birleşik Krallık Ulusal Kıbrıslılar Federasyonu". Ama Federasyona bağlı 70 derneğin tümü Kıbrıslırumların oluşturduğu dernekler.

Bazen Kıbrıslırum arkadaşlarım eleştiri yöneltir, "niye siz derneklerinize Kıbrıs Türk… dersiniz?" diye. Bence bu daha dürüst bir tavır. Çünkü bizim derneklerin amacı Kıbrıslıtürklere hizmet etmektir. Ama bu birlikte çalışamayız demek değildir. Bazı ilerici derneklerimiz bunu yapıyor zaten.

Bahsettiğim Kıbrıslırum Federasyonunu oluşturan ve değişik siyasi görüşü barındıran dernek temsilcileri o gece toplantıya tek bir amaç için katıldılar. İşçi Partisi milletvekili adaylarına Kıbrıs konusunda baskı yapmak, kendi görüşlerini savunmalarını sağlamak.

O gece gördüm ki bizim toplumdaki birçokları gibi Kıbrıslırumlar da bu ülkede yaşamalarına rağmen kafaları hala Kıbrıs'tadır. Yani "Kıbrıslılar" olarak kafa yapımız aynı.

Bu gayret niye? Tüm ana partilerin Kıbrıs konusundaki görüşleri aynı olmasına rağmen niye boşuna vakit harcayıp parti adaylarına baskı yapmaya çalışıyor kişiler? Hiç anlamış değilim.

Diğer toplumlar gibi, bu ülkede yaşayan biz Kıbrıslıların da birincil konularımızın eğitim, konut, işsizlik, gençlik, v.s. gibi konulardan oluşması gerekmez mi?

Parti adaylarının bulundukları ortama göre değişik vaatlerde bulunmalarını anlarım. Politikacılar her zaman bunu yapar. Vaat vermek ya beleş.

Ancak bu adayların "Kıbrıslılar" toplantısı olarak lanse edilen, ve üstelik adanın diğer toplumundan kişilerin de bulunduğu bir toplantıda katılımcıları sadece Rumca selamlamaları, sadece Kıbrıslırumların duymak istediklerinden bahsetmelerine ne demeli? Bu asla kabul edilemez.

Kıbrıslırum olmayan Andrew Dismore'un tüm konuşmasını Rumca yaptığını burada belirtmem gerekir.

Toplantıyı düzenleyenlerin tüm konuşmacıları sadece kendi toplumlarından seçmeleri, katılımcılar arasında yüksek düzeyde bir belediye meclis üyesi Kıbrıslıtürkün olmasına rağmen onun kürsüye davet edilmemesi, İşçi Partisi adaylarının ismi verilirken Emine İbrahim'den bahsedilmemesi çok büyük bir küstahlık, hakaret değil de nedir?

Üstelik toplantının organize toplantısına iki Kıbrıslıtürk arkadaş katılmış ve toplantının heriki topluma hitap etmesi gerektiğini özellikle vurgulamışlardı. Demek ki bu arkadaşlar hiç dürüst olmayan bir şekilde kullanıldılar.

Kıbrıslılık ideali çok yüce bir ideal. Ama bazı Kıbrıslırum dostlarımız bu kelimeciği kullanırken Kıbrıslıtürkleri yokmuş gibi kabul ederse bu iş olmaz.

Düşünüyorum da, acaba bu tavır şimdiye kadar Kıbrıs'da çözüm çabaları için en büyük engellerden birini mi teşkil etmiş bulunuyor?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları