Karşılanmayacak beklentiler

Yayın Tarihi: 12/09/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Londra'da yayınlanan yerel gazetelerde ve sosyal medyada bir bildiri gözüme çarptı.

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Profesör Doktor Kudret Özersay 14 Eylül tarihinde Londra'ya geliyormuş.

"Buluşma" başlığı altındaki bildiride yazılanlar şöyle:

"Halkın Partisi vatandaşlarımızla, Londra'da yaşayan Kıbrıslı Türklerle bir araya geliyor, ülkemizdeki sorunların çözümlerini konuşuyor, soruları cevaplandırıyor".

Kudret Özersay saygı duyduğum bir kişi. Ancak oldum olası akademisyenlerin siyasete buluşmasına hiç sıcak bakmadım.

Sayın Tufan Erhürman da aynı hatayı yaptığında yine üzülmüştüm.

Bana göre eğitimcilerin siyasetten çok daha önemli bir misyonları var, olmalı.

Eğitimcilerin, halkı eğiterek, bilgilendirerek, bilinçlendirerek siyasetçiler üzerinde bir denetleme, baskı mekanizması oluşturmaları gerektiğine inanıyorum.

Kudret Özersay "Toparlanıyoruz" Harekatını başlattığında çok sevinmiştim. Kıbrıs'ın kuzeyinde tam da bu tür bir yapılanmaya gereksinim vardı.

Önceleri bu harekatın yarattığı heyecanın üzülerek kaybolduğunu görüyorum.

Medyada onlarla ilgili pek haber yok. Ne kadar etkili olduklarını doğrusu bilmiyorum, ama cevabın olumsuz olduğundan şüphem yok.

Özersay gibi karizmatik bir kişinin enerjisini Halkın Partisine transfer etmesi muhakkak ki "Toparlanıyoruz" grubuna büyük bir darbe oldu.

Şu an Kuzey Kıbrıs'ta dar vizyonlu, halkı partizanlığa iten, kişisel çıkarlara dayalı politik partilere değil, güçlü sivil toplum örgütlerine gereksinim vardır.

Gelelim Özersay'ın Londra turuna.

Diyasporada yaşayan biz Kıbrıslıtürkler ile anavatanımız Kıbrıs arasındaki ilişkileri konu alan çok yazı yazdım.

Tekrarlamak istemezdim. Yazıma attığım başlıktan konu üzerindeki görüşüm açıkça belli oluyor.

Şimdiye kadar Kıbrıs'tan sayın Özersay da dahil birçok siyasetçi "bizleri bilgilendirmek, görüşlerimizi öğrenmek" için Londra'ya gelip gitti.

Bu ziyaretlerin sonucu ne oldu?

Gençlerimiz hala askerlik sorunu yaşıyor ve ana, babalarının doğduğu ülkede tatil yapamıyor. Gidenler çıkış yaparken apar topar Ercan'dan polis karakoluna götürülüyor.

İş sahiplerimiz çeşitli bürokratik engellerle karşılaşıyor.

Seçme ve seçilme hakkı üzerine verilen sözler hala raflarda duruyor. Ben şahsen ne seçme ve seçilme hakkı ne de KKTC vatandaşlığı istiyorum.

Kısacası sayın Özersay, "bizleri bilgilendirmek, sorunları tartışmak" için boşuna zahmet edip ta buralara gelmeyiniz.

Birleşik Krallık'ta yaşayanlara gelince (bu ülkedeki "vatandaşlarınız" sadece Londra'da yaşamıyor).

Onlara 8 yıl önce yazdığım yazıdaki aynı önerileri tekrarlamak isterim:

"İngiltere'de, dünyanın herbir yerinde yaşayan değerli Kıbrıslıtürkler. Vazgeçin bu utopik, boş hayallerden. Siz doğduğunuz değil, doyduğunuz ülkelerde sağlam bir yerlere gelmeye çalışınız. Oralara entegre olmaya bakın. Oralarda siyasi hayata atılınız. Çocuklarınızın geleceği buna bağlıdır. Kıbrıs'ta yaşayan Kıbrıslıtürklere yardımcı olmak istiyorsanız onların Kıbrıs'sa kalıcı bir barış gelmesi için yaptığı çabaları destekleyin. KKTC'deki haklarınızı aramak isterseniz dış temsilciliklere baskı yapınız. Olmadı, KKTC'ye bir yıl uğramayın. Göreceksiniz. Bu, seçme ve seçilme hakkı talep etmekten çok daha etkili olacaktır". ("Ne Vatandaşlık Ne Seçme ve Seçilme Hakkı" – Kıbrıs Postası, 12 Eylül 2009).

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları