Laflamak

Yayın Tarihi: 02/10/17 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Küçükken zaman zaman kabızlıklıktan muztarip olurdum.

Şimdilerde ise bazıları laf irsalinden muztarip olduğumu düşünüyor!

Bir arkadaşım: "Yahu her konuda fikir yürütmeye kendini niye mecbur hissediyorsun"? diye sordu geçenlerde.

Bir diğer arkadaş, sosyal medyada başlattığım yazışmalara cevap olarak: "Ama nedir be konuştuğunuz sizin? Değer mi enerjinizi böyle konularda harcamaya?" yorumunu yaptı.

Cevap olarak kendisine Nazım Hikmet'in "ben yanmasam, sen yanmasan…" dörtlüğünü gönderdim.

Laflamak, sohbet etmek, konuşmak, ifade etmek. İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özellik.

Gerçi tüm canlılar konuşmadan da kendilerini ifade edebilirler. Yeter ki ifade etmeye çalıştıkları şeyi anlayalım. Kendileri anlar ya.

İfade etmek sadece konuşarak olmaz. Beden dili denilen bir şey var. Konuşarak ifade edilemeyen çok şey ifade eder bu tür dil.

Konuşamayan insanlar ise işaret dili kullanarak kendilerini ifade edebilirler.

Beden, konuşma, ifade etmekten bahsedince aklıma bedenin değişik yerlerini kullanarak konuşma geldi.

Bazıları beynini kullanarak mantıki konuşur, bazıları da bedenlerinin alt kısmını kullanarak atıp tutar.

"Kıçından konuşur bu da" deriz bu tür tiplere. Siyasetçiler arasında bolca bulunurlar!

Devamlı konuşan ama hiçbir şey söylemeyen tanıdığımız insanlar var hepimizin.

Çok önem veririz biz insanlar konuşmaya. Kızım 18 ayı geçtiği halde birkaç kelimeden fazla konuşamadığı, cümle kuramadığı için kahrımdan ölüyordum.

Bir gün ben banyoda iken "baba, yağmur yağar" dedi. Sevincimden Arşiment gibi çıplak dışarı çıkıp koşacaktım nerdeyse.

Eğitimciler olarak çocuklara konuşma sanatını direkt öğretmenin önemini kavrayabilmemiz gerekir. Ancak bazı eğitimciler için öğretme, bilgileri çocuğun kafasına zorla sokmadan öteye gitmez.

Çocuklara konuşarak, düzgün cümleler kurarak iletişim kurmayı öğretmek çok önemlidir.

Ancak bu sadece okulda olmaz. Ailenin büyük rolü vardır. Çocuk okuldan gelirkenden odasına kapanıp saatlerce video oyunu oynarsa, konuşarak iletişim kurma yeteneği nasıl gelişecek?

Konuşmaktan bahsederken kardeşlerini unutmamak gerekir. Düşünmek ve dinlemek.

Geçen akşam büyük yazar Orhan Pamuk konuşmasında: "Düşünmek bir şeyin bütününün farkına varmak demektir dedi". Yani tam tabloyu görebilmek.

Halbuki biz insanlar olayların bütününü değil, işimize gelen kısmını görürüz.

Eğitim ile ilgili söylenen en sevdiğim, en anlamlı bulduğum söz şudur:

"Eğitimin amac?, ne düşünmemiz gerektiğini değil, nas?l düşünmemiz gerektiğini öğretmek, beynimizi başkalar?n?n düşünceleri ile doldurmak değil, beyin gücümüzü geliştirmek ve böylelikle kendi karar?m?za ulaşmam?z? sağlamak olmal?d?r". Bu çok anlaml? sözlerin sahibi endüstri ve personel alanlar?nda ün yapm?ş bir Amerikalı, Bill Beattie.

Bazı insanlar sadece kendilerinin düşüncelerini aktarmak uğraşı içindedirler. Dikkat ederseniz bazen kendiniz hakkında bir şeyler söylerken birileri atılıp "ben de.." diyerek kendileri hakkında konuşmaya başlarlar.

Dinlemeye gelince. Bize çok basit gibi görülen bu konuda akademisyenler hiç de hemfikir değiller.

Ancak dinlemenin hakiki iletişimin çok önemli bir unsuru olduğunda herkes birleşir.

Dikkat edin. Müzik dinlerken düşünceleriniz size alır, başka yerlere götürür. Tüm dikkatinizi vererek, örneğin çalınan aletlerin ne olduğunun farkına vararak, dinleyemezsiniz bir müziği. En azından ben yapamam bunu.

Dinlemeyi bilmeyen bir doktor düşünün. Anlattığınız semptomları dinlemediği için size yanlış ilaç yazan bir doktorun sizin için yaratabileceği sağlık sorununu düşünün. İyisi mi, düşünmeyin.

Ailelerin, okulda öğretmenlerin çocukları dinlemesi onların özgüvenini artırır, onlara ne kadar değer verildiğini gösterir çocuğa.

Herkes konuşur. Ağzı olan konuşuyor derler. Herkes dinler gibi görünür. Önemli olan etkili konuşabilmek, etkili dinleyebilmektir.

Herkesin bu sanatları öğrenmesi dileklerimle.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları