Vefa

Yayın Tarihi: 15/10/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Vefa ve samimiyet ilk prensiplerimiz olmalıdır" demiş dünya uygarlığının en önemli temsilcilerinden olduğu kabul edilen Konfuçyüs.

Sözlükte bulduğum vefa ile ilgili yığınlarca tanım arasında 'sevgisi geçici olmayan, hakikatlı' tanımını beğendim en fazla.

Daima vefa borcundan bahsederiz. Ama şimdilerde birçokları vefa sözcüğünün sadece İstanbul'un bir semti olarak anımsandığından yakınırlar.

"Vefa bir semtin adıymış, demiştin, unutmadım" diyor Nilüfer çok sevdiğim, 'Vefa' ismini taşıyan şarkısında.

Materyalin, çıkarcılığın maneviyatın önüne geçtiği zamanımızda anlamını yitiren değerlerimizden biridir vefa.

Birkaç hafta önce, yaşamını çok erken yitiren merhum yargıç Mustafa Varol'un isminin Mağusa'da bir sokağa verildiğini okuyunca çok hüzünlenmiştim. Tanıdığım, sevip saydığım değerli birisi idi.

Bunun gerçekleşmesi için uzun zaman uğraş veren sevgili kızının sayfasında "geç ödenmiş bir minnet borcu" diye yorum yapmıştım. Sanırım 'minnet' sözcüğü de aynı anlamda kullanılabilir.

Geçen yıl Kıbrıs tatilim esnasında Agah Gümüş'ün yazdığı 'Vefa' isimli 134 sayfalık bir kitap almıştım.

İngiltere'ye dönerken uçakta bir çırpıda okuduğum kitapçık son yıllarda en çok etkilendiğim kitaplar arasındadır.

'Düşman olması gereken' iki Kıbrıslının trajik öyküsünü anlatır kitapçık.

Büyük riskler alarak birbirlerine vefa borçlarını nasıl ödediklerini yalın ve etkileyici bir dille kaleme alan gerçek yaşamdan alınan öykü herkes tarafından okunmalı.

*******************

Geçtiğimiz haftalarda Konsey ve CEFTUS (Türkiye Araştırmalar Merkezi) İngiltere'de yaşayan bazı kişi ve kurumlara olan vefa borcumuzu ödemeye çalıştılar.

Her iki kurumu da bu güzel düşüncelerinden dolayı kutlarım.

Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyinin gecesinden geçen haftaki yazımda bahsetmiştim.

8 Ekim tarihinde gerçekleşen Türkiye Araştırmalar Merkezi Gala ve Ödül Gecesi tam anlamıyla muhteşemdi.

Gecenin en sevindirici yanı, misafirlerin belki de çoğunluğunun Londra'nın o güzelim insan mozağini yansıtmasıydı.

Her toplumdan, her yaştan, her renkten insanlar, çok sayıda değişik Londra Belediye temsilcileri, Milletvekilleri, iş sahipleri orada hazırdılar.

Biz Kıbrıslılardan çok sonra Türkiye'den gelen Türk, Kürt ve Alevi toplumlarından öğrenecek çok şeyimiz olduğunu o gece bir kez daha anladık.

Kıbrıslılar ödül gecesinde unutulmadı. Osman Balıkçıoğlu, genç siyasetçi Emine İbrahim, Polis mensubu Abide Osman, ödül alanlar arasında idiler.

Ödüller üzerinde karar veren Komitede olduğumdan söylentilerin aksine tüm toplumları yansıtan Komite üyelerinin bağımsızlığına, karar verirken adil davranmaya özen göstermelerine şahit oldum.

Toplumlarına çok büyük hizmetler veren, ancak çeşitli nedenlerle özellikle yaşlandıkları zaman unutulan, bir kenara itilen çok değerlerimiz bulunur.

Bu kişiler ancak öldükleri zaman az sayıda insanın katıldığı cenaze törenlerinde hatırlanırlar. Laf olsun diye arkalarından güzel sözler söylenir ve iki gün sonra aileleri dışında yine unutulup giderler.

Birkaç yıl önce çok değerli eğitimci sayın Halil Direkoğlu'nun hazin cenaze töreninde bu acı gerçek tokat gibi yüzümde patlamıştı.

Can dostum Dr. Tözün İsa'nın görkemli cenaze töreninden sonra verilen birçok sözlerin eğitim camiası tarafından unutulduğunu görmek de beni bir o kadar üzmektedir.

Bu konuda önümüzdeki aylarda bazı girişimlerimiz olacak. Olmalı. Çünkü bu insanların unutulmasına izin vermek onlara olan vefa borcumuzu ödememek, büyük ayıbımızdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları