İç işlerimizdeki sıkıntılar

Dünyanın tüm çağdaş ülkelerinde, olduğu gibi KKTC'de de insanların can ve mal güvenliğinin en iyi bir şekilde korunması, kimsenin kimseye zarar verememesinin sağlanması oldukça önemlidir.

Bunun için de yasaların caydırıcı duruma getirilmesi ve titizlikle uygulanması için her türlü önlemin alınması kaçınılmazdır.

Gerçi ülkemizde bazı kötü niyetli kişiler, yasaların caydırıcı duruma getirilmesini ve titizlikle uygulanmasını anti demokratik yönetim ve devletin baskısı şeklinde yorumlamaktadır.Fakat demokrasinin başıbozukluk, herkesin keyfinin istediği gibi hareket etmesi ve başkalarına zarar vermesi olarak kabul edilemeyeceği biliniyor.

Ülkemizde işin kolay tarafından, genellikle tüm sorunlar gibi asayişteki sıkıntılar da, çözümsüzlüğe bağlanmaktadır.

Fakat vatandaşların yaşamını zorlaştıran, iç işlerimizle ilgili tüm sıkıntıların çözümsüzlük ve izolasyonlardan kaynaklanmadığı biliniyor..Bu nedenle hükümetlerimizin istemesi durumunda, tüm iç sorunlarımızı, en kısa bir zaman içinde ve hiç maddi harcama da yapmadan ortadan kaldırması mümkündür.

Üstelik talepte bulunmamız durumunda,her konuda imdadımıza koşan, başı ucumuzdaki Anavatanımızdan, iç sorunlarımızın ortadan kaldırılmasında da teknik, bilgi ve teçhizat yardımı temin edilebileceği biliniyor.

Örneğin sürekli şikayet konusu olan KKTC'de yargı sitemi yavaş çalışıyorsa,bunun nedenleri belirlenmeli, gerekirse Anavatan ve güneydeki Rum yönetiminde olduğu gibi yargı, bir Bakanlığa bağlanmalı. Çağdaş ülkelerdeki sistemler incelenerek, yeniden yapılandırılmalı, personel, bina ve teçhizat eksiklikleri varsa tamamlanmalı.

Emniyet teşkilatının da daha etkin hizmet verebilmesi için, neler yapılabileceği araştırılmalı. Eğer eğitim, personel modern araç ve gereç gereksinimi varsa tamamlanmalı.

Ülkemizde bazı siyasi parti ve köşe yazarları asayiş sorunu hakkındaki görüşlerini ortaya koyarken,sorun ve sıkıntılar ile yetersizliklerin, emniyet kuruluşunun sivil otoriteye bağlanmamış olmasından kaynaklandığını ileri sürüyorlar.

Fakat Güvenlik Kuvvetleri, KKTC Başbakanlığına bağlı olduğuna göre, emniyet kuruluşu da Başbakanlığa bağlıdır.

İstenmesi durumunda da, Tomas örneğinde görüldüğü gibi, askerin, sivil otorite ile her türlü işbirliğine açık olduğu, bu nedenle de asayiş konusunda atılmak istenecek her türlü olumlu adımı da destekleyeceği aşikardır.

Ayrıca, ülkemizde herkesin şikayetçi olduğu iç işlerimizdeki sıkıntıların kaldırılması için yürürlükteki yasalar, titizlikle uygulamalı.

Bu amaçla,kazalarda en yüksek idari amir olan Kaymakamlıkların, yasaların uygulanması ve asayiş konularında tüm ilgili devlet kuruluşlarının yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlaması gerekir.

Kuşkusuz kimseyi ve hiçbir kuruluşu hedef almak, başarısız göstermek, kötülemek niyetinde değilim.

Fakat devlet için gerekli tüm olanaklara sahip olmamıza rağmen, yasaların uygulanmaması tüm vatandaşların devletimizden şikayetçi olmasına sebep oluyor.Çünkü:

Yasak olduğu halde, tarımcılar sırf tarlayı biraz daha kısa zamanda tımar etmek amacı ile anızı yakar ve milli servetimiz olan ağaçların yok olmasına sebep olabiliyorsa;

Sürücüler, yolların gözetim altında olmadığını bu nedenle de, trafik kurallarına uymadığı takdirde bedel ödemeyeceğini düşünerek kazalara, can ve mal kayıplarına sebep olursa;

Para kazanmak amacı ile bazı kişiler başkalarının mülkiyetindeki harup ve zeytin ağaçlarını yasayı çiğneyerek pervasızca kesip, gazete ilanları ile odun olarak satabiliyorsa;

Anayollarda seyahat eden bazı kişiler araçlardan yollara ve refüjlere pervasızca çöp atabiliyorsa;

Şehirlerde hatta başkentimizde yaya geçitlerinde önceliğin yayalarda olduğuna inanıp geçmeğe çalışanlar canlarından oluyorsa;

Toplu taşıma araçları, taksiler, benzin tankerleri, ve yük taşıyan kamyonlar,yollarda salon araçlardan daha süratli seyredebiliyorsa;

Ülkemize öğrenim için gelen yabancı uyruklu öğrenciler kimseden izin almak gereği duymadan yürüyüş yapabiliyorsa, trafiği engeller ve masum kişilere zarar verir, hatta polislere saldırabiliyorsa;

Daha bunlara benzer bir çok sıkıntılar ile sorunlar, siyasi iktidarların;iç işlerimizde yükümlülük ve görevlerini yerine getirmekte başarısız olduğunu kanıtlamaktadır.