Helikopter alınması kararı ne oldu?

Aradan geçen süre içinde yangın helikopteri temini için maalesef herhangi bir girişim yapılmadığı anlaşılıyor.

Önümüzdeki Mayıs ayında sıcakların başlaması ve yangın riskinin artması ile, herhalde konu yeniden gündeme taşınacak ve helikopter alınıp alınmaması tartışılırken, geçen yıl olduğu gibi yine binlerce ağacımız yanıp kül olacak.

Ülkemiz yaz ayları sıcak ve yağışsız olan Akdeniz iklim kuşağında olduğu için, ormanlarımız her zaman yangın riski ile karşı karşıyadır.Bu tehlike geçmişte olduğu gibi günümüzde de ve gelecekte de her zaman bir tehdit olarak karşımızda olacak.

Olumsuz iklim koşullarına ek olarak , yasaların caydırıcı olmaması,yürürlükteki yasaların uygulanmasına özen gösterilmemesi, güvenlik sisteminin suç işlenmesini önleyecek derecede etkin olmaması ve duyarsızlık gibi çeşitli nedenlerden dolayı da her yıl ağaçlandırılan alanlardan daha fazla orman, yanarak yok olmaktadır.

Oysa küresel ısınmanın etkisini iyice hissettirdiği bu dönemde, felaketin etkilerinin azaltılması için düşünülebilecek önlemlerin başında, hiç kuşkusuz ormanlarımızın artırılması gelir.

İşte bu nedenle, tüm olanaklarımızı seferber ederek, ormanlarımızı yangından korunma ve mücadele organizasyonu oluşturmalıyız.

Bugünkü yangın söndürme olanaklarımız, büyük orman felaketi ile karşılaştığımız 1995 yılına göre, daha iyi durumda olsa da, her yangın felaketinden sonra, bazı eksikliklerimiz bulunduğu ortaya çıkıyor.

Bu nedenle, orman yangınları ile mücadelede başarılı olabilmemiz için, mutlaka yangın söndürme olanaklarımızı daha da geliştirmemiz gerekir.

Orman yangınlarına karşı başarılı olabilmemizin birinci koşulu; süratli hareket etmek ve yangını en geç yarım saat içinde müdahale ederek yayılmadan söndürmektir.Bu olanağı sağlayabilen tek araç da hava taşıtlarıdır.

Ülkemiz koşullarında helikopter bu amaç için düşünülebilecek tek araçtır.Çünkü yeni başlayan bir yangına yarım saat içinde ilk müdahale ekibini indirmek ve su boşaltması ile yangın yayılmadan ve zarar yapmadan söndürülebilmektedir.

Oysa bugün uygulanan söndürme yöntemleri tamamen bunun tersidir.Yangın başlayıp büyür, kendi ısısını ve rüzgarını oluşturur ve felaket bir hal alarak tepe yangınına dönüştükten sonra müdahale edilir.

Anavatandan gelen helikopterler de büyüyen, kontrolden çıkan, büyük tahribata yol açan yangınlarla mücadele etmek zorunda kalır. Oysa,esas olan, yangının yayılıp zarar yapmadan söndürülmesidir.Bu da sadece helikopterle mümkündür.

Geçen yıl 17 Ağustos da çıkan yangın, yaklaşık 2000 dekar(200 ha.) arazideki 200,000 ağacın kül olmasına sebep olmuştur.Böylece ülkemizin Ak ciğeri olan yeşil örtü daha da azalmıştır.Yanan alanların yeniden yeşillendirilmesi için,herhalde bir helikopterin bedelinden fazla harcama yapılması gerekecek. Üstelik, yanan alanların yeniden yeşillenmesi yıllar alacak.

Ülkemizin orman varlığının her yıl yanarak biraz aha azalmasına rağmen, yetkililer hala daha helikopter satın alınması tartışması yapmağa devam ediyor.Bu ise 1995 ve 1998 orman yangınlarından ders almadıklarını gösteriyor.

Dileğimiz ve beklentimiz, şimdiki siyasi iktidarın geçmişte yaşanan olaylardan gerekli dersi alması ve yangın helikopteri temin etmesidir.

Yeşil fakiri bir ülkedeyiz.Küresel ısınmanın da etkisi nedeniyle, bundan sonra ülkemizde yangın çıkma olasılığı daha da artacaktır.

Bu nedenle artık orman yangını felaketine karşı daha bilinçli olmamız, mutlaka havadan ve erken müdahale olanağı sağlayan helikoptere sahip olmamız, bu felaketin üstesinden gelebilmek için iyi bir yangından korunma ve yangınla mücadele organizasyonu oluşturmamız gerekir.

Aslında geç kalınmasına rağmen, helikopteri satın alınması veya kiralanması isteniyorsa şimdiden girişimlerin başlatılması gerekir.

Helikopter satın alınması veya kiralanması kararını vermek hükümetin yetkisi altındadır.Fakat Bu konuda söz sahibi olan uzmanlara göre yangın helikopterinin boş zamanlarında sağlık, güvenlik, kurtarma, turizm gibi amaçlarla da kullanılarak ekonomik bakımdan değerlendirilebileceği göz önünde tutulmalı.