Çözüm sadece birleşmek değildir

Yayın Tarihi: 09/04/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
KKTC'de çeşitli nedenlerden dolayı bazı kişi ve kuruluşlar,Rum ve batılı emperyalistlerin, düşündüğü şekildeki çözümü, tek çıkış yolu olarak gösteriyor.

Tek egemenliğe dayanan, Rum'a yamalanma anlamındaki birleşmeyi öngören bu çözüm şeklini; dışa açılmak, dünya ile bütünleşmek,ilericilik, dünya dilinden anlama, ekonomik kalkınma, çözüm istemek ve barış yanlısı olmak şeklinde servis ediyorlar.

Farklı görüşte olan ve başka çözüm seçeneklerini benimseyenleri de faşistlikle, ırkçılıkla, bölücülükle, çözüm ve barış düşmanlığı ile suçlayarak kötülemekte ve sindirmeğe çalışmaktadırlar.

Çünkü amaçları, gerçekleri Kıbrıs Türk halkına anlatanları korkutup sindirmek ve böylece barış maskesi arkasına saklanarak, halkımıza, Rum çoğunluğa yamalanmayı kabul ettirmektir.

Oysa çözüm ve barış için tek seçenek, Rum ve emperyalistlerin istediği, tek egemenliğe dayalı birleşik çözüm şekli değildir.

Aksine birleşik ve tek egemenliğe dayalı çözüm, bize barış ve herhangi bir yarar getirmeyecek. Çoğunlukta olduğu için Rumlar, yönetimde ve ülkede egemen olacak.Bizde onlara yamalanmış bir azınlık durumuna getirileceğiz.

Kuşkusuz,bize dayatılan böyle çözüm seçeneklerini benimsememek, kabul etmemek, kesinlikle çözüm ve barış istememek olarak gösterilemez.

Çünkü bize dayatılan çözüm şekillerini kabul etmek, Rum-emperyalistlerin bizim için biçtiği kefeni giymeye razı olmak, çözüm ve barış yanlısı olmak değildir.Olsa olsa kendi elimizde ipi boynumuza geçirmemiz demektir.

Rum ve batılı emperyalistlerin, kendi çıkarlarına hizmet edecek olan tek egemenliğe dayalı birleşik çözüm şeklini savunduğu gibi, bizim de varlığımızı sürdürmemize olanak verebilecek bir anlaşma istememiz en doğal hakkımızdır.

Aslında amaç Kıbrıs'ta her iki toplum için de dengeli bir barış anlaşması yapılması ise,bunun tek yolu Üç egemenliğe dayalı ve bileşik çözüm şekli değildir.

Konfederasyon, iki ayrı devletin yan yana yaşaması, Türkiye'ye bağlı özerk bir yönetim şekli de, çözüm ve barış için üzerinde durulması gereken seçeneklerdir.

Hatta,KKTC'nin tanıtılıp yaşatılması, konfederasyon, özerk bir yönetim olarak Türkiye'ye bağlanmak seçenekleri, bizim için Rum çoğunluğa yamalanıp yok olmaktan çok daha iyidir.

Üstelik bu çözüm seçeneklerinde artık bir halkın, adanın tümünü ele geçirme olanağı ortadan kalkacağı için, Türk ve Rumlar arasında rekabet, sürtüşme, çatışma olmayacak ve adamız gerçek barışa kavuşacak.

Böylece iki halk, barış içinde yan yana, işbirliği içinde dostça yaşamayı içine sindirecek ve ekonomik bakımdan da güçlenecek.

Öte yandan birleşme durumunda,özgürlüğümüzü kaybetmemiz ve çoğunluğun hegemonyası altına girmemiz, asimile olmamız yanında, ekonomik bakımdan da hiçbir kazancımız olmayacak.

Çünkü ticaret ve sanayi kuruluşlarımız, girişimcilik bakımından daha üstün olan rakipleri karşısında piyasadan çekilmek zorunda kalacak.

Ürünlerimizin, Rumlara pazarlanabileceğini hayal edenler, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacak.Çünkü Rumların Türk ürünleri almaması ve Türk iş yerlerinden alış veriş yapmamasına karşın, Türkler Rum piyasasına kayacak.

Birleşik bir çözümden sonra, devlet kuruluşlarında istihdam olanakları da artmayacak, aksine halen KKTC devletinde çalışan ihtiyaç fazlası memurlar işlerinden atılacak.

Oysa, konfederasyon, iki ayrı devlet ve Anavatana bağlı iç işlerinde otonom çözüm modellerinde, 80 milyonluk bir ülkede ürünlerimizi pazarlama iş yapma, ve devlette istihdam olanakları elde edeceğiz.

Zaten asırlardan beri birbiri ile kaynaşmayan, dili, dini ve ulusal kimliği farklı olan, üstelik aralarında kan davası da bulunan iki halkın yapay bir şekilde, zorla birleştirilmek istenmesi büyük hatadır.

Böyle bir çözüm şeklinin, özellikle Türk halkına barış ve refah getirmeyeceği, aksine yok olmasına sebep olacağı aşikardır.

Son zamanlarda batıdaki düşünce kuruluşları, hatta Yunanistan'daki bazı bilim adamları bile, zorla birleşik bir çözüm şeklinin dayatılmak istenmesinin, yanlış olduğunu ve iki devletli çözüm seçeneği üzerinde durulması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Hal böyle iken içimizdeki bazı kişi ve kuruluşların, tek egemenliğe dayalı birleşik çözümü savunması, halkımızın yararına değildir. Aksine bizi yeniden geçmişin karanlık dönemine götürecektir.

1963 olayları birleşmenin isabetli bir seçenek olmadığını kanıtladığına göre, halen sürdürülen görüşmelerde daha uygun seçenekler üzerinde durulmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.