Hükümet hizmet etmeye teşvik edilip zorlanmalı

Ülkemizde genellikle kaynaklarımızın atıl durumda bırakılması eleştirilmemekte ve kaynakların değerlendirilmesinin sağlanması için de işbaşındaki hükümetlere baskı yapılmamaktadır.

Öte yandan da herhangi bir kaynağın değerlendirilmesine kalkışıldığı zaman, medya, STÖ'leri ve muhalefet hemen harekete geçmekte ve çeşitli gerekçeler ileri sürülerek, bütün dünyada artık komik karşılanan peşkeş- sömürü edebiyatı ile, kaynakların değerlendirilmesinin engellenmesine çalışılır.

Örneğin halen atıl durumda bulunan Geçitkale uçak alanının işletilmemesinden kimse rahatsız olmamakta ve bu ulusal varlığımızın değerlendirilmesi için de iş başındaki hükümete baskı yapmamaktadır.

Fakat hükümetin bu hava alanını faal duruma getirilmesi için harekete geçmesi durumunda, bir çok kişi, siyasetçi ve medyanın hemen sessizliği bozup eleştirilere ve suçlamalara başlayacağı görülecektir.

Ayni şekilde 1974'den sonra anavatan tarafından KKTC'de yapılan 23 göletin sularının yıllardan beri değerlendirilmemesi de kimse tarafından gündeme taşınıp eleştirilmemekte ve burada biriken suların, tarımsal sulamada kullanılmasının sağlaması için hükümete baskı yapmamaktadır.

Halen atıl durumda bulunan 15,000 dolayında yarım inşaat villanın yabancılara pazarlanması için hükümetin hiçbir şey yapmaması da, kimse tarafından gündeme taşınıp eleştirilmemekte, bu kaynakların değerlendirilmesi için baskı yapılmamaktadır.

Ancak halen kaynakların atıl durumda kalıp yok olmaya terk edilmesinden rahatsız olmayanlar, bu ulusal değerlerimizin işletilmesi için karar alınması durumunda, derhal sessizliklerini bozup, hükümeti engellemeğe çalışacak.

Örneğin halen Mağusa limanının demode olduğu ve günümüzün koşullarında hizmet verebilecek düzeye getirilmesi için, büyük parasal harcama yapılması gerektiği biliniyor.

Devletimizin bütçe olanakları ile Mağusa limanının modernize edilemeyeceği biliniyor.bu durumda tek çıkar yol, limanın modernize edilmesi koşulu ve yap işlet devret modeli ile yatırımcılara kiralanmasıdır. Fakat böyle bir girişim karşısında da malum kesimin hemen harekete geçip, bu girişimi engellemeğe çalışacağı biliniyor.

Kısaca ulusal varlıklarımızın atıl kalmasından kimse rahatsız olmamakta ve bunların değerlendirilmesine kalkışıldığı zaman da, herkes ayağa kalkmakta ve çeşitli gerekçelerle hükümete ayak bağı olunmaktadır.

Oysa ülkemizde yeni istihdam olanakları yaratılması, gençlerin göç etmesinin önlenmesi ve ekonomimizin canlandırılabilmesi için, çeşitli özendirici önlemler ile ülkemizdeki kaynaklarımızın iç ve dış yatırımcılar tarafından işletilmesinin sağlanması gerekir.

Halen devletteki personel sayısının ihtiyacın üzerinde olduğu ve bu nedenle de devlette istihdam olanaklarının çok kısıtlı olduğu biliniyor.

Özel kesimdeki istihdam kapasitesinin de doyum noktasına ulaştığı ve yaşanan dönemde ihtiyaç fazlası olan bir çok işyerinin kapandığı herkesin bildiği bir gerçektir.

Bu durumda gençlere istihdam olanağı yatırılması için, tek çıkar yol, yeni yatırımlar yapılmasıdır.

Güneydeki nüfusun 1974'e göre kat kat artmasına karşın ,kuzeydeki nüfusun fazla artmaması da, yeni iş olanakları yaratılmamasından, aksine kuzeyli soydaşlarımızın baskılarla ayrılıp iş yerlerinin kapanmasından kaynaklanıyor.

Yakın geçmişte açlıktan kırılan ve komünist rejimle yönetilen Çin'de bile, halen kaynakların işletilmesi için, iç ve dış yatırımcılara çok büyük kolaylıklar ve olanaklar sağlamaktadır.

Ülkemizde de artık hatalı zihniyetin terk edilmesi ve başka ülkelerde yapıldığı gibi, yabancıların ülkemize gelip yatırım yapmaları, villa alıp ikamet etmeleri özendirilmeli ve bizim mali gücümüzle yapamayacağımız hizmetlerin, 'yap işlet devret ' modeli ile yabancılar tarafından yapılması sağlanmalı.

Zaten Avrupa Birliğine girmeyi hedef aldığımıza göre, yatırımcılara, özel kesime, dış sermayeye ve özelleştirmeye karşı olmamamız gerekir.

Kısaca belirtmek gerekirse göç ve nüfus sorunumuza çare bulunabilmesi için, uygar ülkelerde yapılanlar izlenmeli ,örnek alınmalı ve ulusal çıkarlarımıza zarar gelmeyecek yöntemlerle bizim işletemediğimiz kaynakların iç ve dış yatırımcılar tarafından değerlendirilmesine ve böylece yeni istihdam kaynakları yaratılmasına olanak tanınmalı.