Resmi kuruluşlarda duygusallık olamaz

Ülkemizde artık halk popülizm belasından usandığı için,seçimle iş başına getirdiği kişilerin tarafsız ve resmi hareket etmesini istemektedir.

Son Belediye seçimlerinde vatandaşların bağımsızları tercih etmesi, partilerin yanlı, partizanca ve popülist tutumunun onaylanmadığının kanıtıdır.

Bu nedenle işbaşına gelen seçilmişler tüm halkı kucaklamalı, duygusal ve çıkarcı uygulamalardan kaçınmalı ve yürürlükteki mevzuata göre hareket etmeli

Seçilmişlerin bulundukları makamın nüfusundan ve olanaklarından yararlanarak iyi görünmek ve oy kazanmak amacı ile, kişileri işe alarak ödüllendirmesi, hatalı olması bir yana ,yetkilerin de kötüye kullanılması ve usulsüzlük demektir.

Lefkoşa Belediyesinin hizmet vermeyecek duruma getirilmesi ve halkın ödediği ağır vergilere rağmen, toplanan paraların personelin ödenmesine bile kafi gelmemesinden herkes ders almalı .

Bugüne kadar ülkemizde benimsenen hatalı yönetim anlayışı nedeniyle, iş başına gelenler, genellikle bulundukları makamın olanaklarını kullanmak yetkisini kazandıkları inancı içinde hareket etmekte.

Vatandaşlar da oy verdikleri kişiler işbaşına geldiği zaman, onlardan çeşitli beklentiler içinde oluyor.

Sonuçta seçilenlerin yararlı işler yapmak yerine, iyi görünerek oy elde etmek, vatandaşların da partili ve yakınlarının makamının gücünden yararlanarak kazanç elde etmek istemesi, devlet kuruluşları ile Belediyelerin olanaklarının isabetli kullanılamamasına ve maddi bakımdan ayakta duramayacak duruma sokulmasına sebep oluyor.

Halen Belediyelerin büyük bir kısmı, topladığı vergilerle sadece personeli bile ödeyememekte ve halka hizmet verememektedir.Hükümet ise, memurların maaşlarını Anavatanın yardımı sayesinde ödeyebilmektedir.

Oysa gerek Belediyelerin, gerekse devletin görev ve yükümlülüğü, sadece istihdam ettiği personeli ödemek değildir.

Aksine Hükümet ile belediyelerin görevi,halktan alınan vergilerin karşılığı olarak, halka en iyi şekilde hizmet sağlamaktır.

Aslında Belediyeler ile hükümetlerin görev ve sorumlulukları bellidir.Bu nedenle, işbaşına gelen yöneticiler, mevzuata uygun hareket ederek hizmet etmeli.

Ancak bugüne kadar bulunduğu makamın olanaklarını kişisel ve politik kazanç doğrultusunda harcayanlardan hesap sorulmaması nedeniyle,bazı seçilmişler yetkisi altında bulunan kuruluşun olanaklarını pervasızca kullanmaktan çekinmemiştir.

Gelinen noktada artık gerek Belediyelerde, gerekse devlette aşırı istihdamların sürdürülebilir olmadığı herkes tarafından kabul edilmektedir.

Üstelik personel fazlalığına rağmen, hizmetlerin kalitesinde de artış olmadığı bilinen bir gerçektir.

İnsanların işten durdurulmasına ve işsiz kalmasına herkes üzülür.Ancak resmi görevlerde bulunan yöneticiler, duygusal hareket edemez.Devlet kuruluşları ile Belediyelerin var oluş amacı da, kişilere iyilik yapmak ve istihdam olanağı yaratmak değildir. Ayrıca ihtiyacın üzerinde istihdam yapılması, tüm personelin ödenmesini zora sokmaktadır.

Bu nedenle gerek devlette, gerekse belediyelerde iş başına gelenler, her koşulda ciddi,resmi ve yürürlükteki mevzuata göre hareket etmeli.vatandaşlar da seçilenlerin duygusal hareket edemeyeceğini, mevzuata göre hareket etmek zorunda olduğunu dikkate almalı.Sırf yakını veya partilisi olduğu için, işbaşında bulunan seçilmişlerden çıkar sağlamaya çalışmamalı.

Zaten normal olarak dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde, vatandaşlar sırf yakını veya partisinden olduğu için, makamlarda oturanlardan çıkar elde etmeyi aklının ucundan bile geçiremez.

Makamlarda bulunanlar da, başında bulunduğu kuruluşun olanakların yandaşlara, partililere ve yakınlara peşkeş çekemez.Böyle yapmaya kalkışanlar, mutlaka ağır bedel ödemek zorunda bırakılır.