Özel mülkiyet üzerinde hayvan otlatma ve avlanma sorunu

Yayın Tarihi: 24/07/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Mülkiyet hakkı ; kişiye yasaların öngördüğü sınırlar içinde, sahibi olduğu mal üzerinde tasarruf etme,kullanma ve faydalanma hakkı veren haktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre ise; "Her gerçek veya tüzel kişi mallarından yararlanmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı gereği olarak ve kanunun ön gördüğü koşullar ile devletler hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde mülkünden mahrum edilebilir. Herkes, yasal şekilde elde ettiği mülküne sahip olma, kullanma, elden çıkarma ve miras bırakma hakkına sahiptir. Bunların kaybı karşılığında zamanında adil bir tazminat ödenmesi koşulu ile kamu menfaati nedeniyle veya yasada öngörülen koşullar çerçevesinde yapılması dışında hiç kimsenin elinden mülkü alınamaz. Mülkün kullanımı, kamu menfaati için gerekli olduğu ölçüde yasa ile düzenlenebilir." şeklinde tanımlanan mülkiyet hakkı; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin birinci kuşak hakları içinde de yer alıyor.

Ülkemizdeki duruma baktığımız zaman,mülkiyet hakkına maalesef saygı gösterildiği kabul edilemez.

Vatandaş,kırsal alanlarda bulunan arazisini ağaçlandıramaz.Çünkü çobanlar, mal sahiplerinin iznini alma gereği duymadan, hayvanlarını özel kişilere ait arazilerde serbestçe otlatabilmektedir.İngiliz idaresinde ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde bütün köylerde Destebanlar görev yaptığı için, çobanlar serbestçe istediği yerde hayvanlarını otlatamazdı.Arazisine davar girmesini istemeyen kişiler, tarla sınırına kamış dikerdi.Arazisine hayvan otlatanlar şikayette bulunduğu zaman, Desteban çobanları para cezasına çarptırırdı.Ayrıca tarım alanlarına hangi çobanın zarar yaptığı saptanamadığı zaman, zararı o bölgedeki tüm çobanlar öderdi.

Yaşanan dönemde genellikle köylerde Desteban bulunmadığı için, kırsal alanlarda mal sahipleri malına mal diyemiyor.Bazı çobanlar, sürülerini başıboş otlatmaya bırakıyor ve mal sahipleri zarara uğratılıyor.

Bu hatalı uygulama ve hükümetlerin de konuya el atamaması sonucu, vatandaş kırsal alanlardaki arazilerini ağaçlandıramamaktadır.Ağaçlandırmağa kalkışanların da, fidanları hayvanlara yedirilmekte ve yaptığı harcamalar boşa gitmektedir.

Ayrıca içişleri Bakanlığı, mülkiyet hakkını dikkate almadan, özel kişilere ait araziler üzerinde, avcılara avlanma izni veriyor.

Kuşkusuz hükümetin gerek çobanlar, gerekse avcılara kolaylıklar sağlaması normal karşılanabilir.Ancak hükümet bir tarafı memnun ederken, diğer tarafı zarara uğratmamalı.

Hayvancıların desteklenmesi isteniyorsa, ilk çağlardaki gibi sürü hayvancılığı yerine, çağdaş hayvan üreticiliği özendirilip, teşvik edilmeli.Hayvan yetiştiricileri, çağdaş ülkelerde olduğu gibi, hayvanlarını etrafı çitlenmiş kendi arazilerinde otlatması ve yeşil yem yetiştirmesi özendirilmeli.

Modern hayvancılık yapılmasının sağlanması durumunda, hem kırsal alanlardaki arazilerin ağaçlandırılması mümkün olacak, hem de hayvancılıkta verimlilik artırılacak.

Zaten, kuru arazilerde otlatılan hayvanlar, harcadıkları enerji kadar bile yiyecek bulamamakta.Bu nedenle ilk çağlarda yapılan ilkel ve hatalı üretim şekli artık terk edilmeli.

Öte yandan hükümetin, avlanma sezonunda, mülkiyeti özel kişilere ait araziler üzerinde avcılara avlanma izni vermesi, yürürlükteki yasalara ve Anayasaya aykırıdır.

İçişleri Bakanlığı, arazilerin mülkiyet durumunu dikkate almadan belirli bölgelerde avlanma izni vererek, avcıların tarım arazilerine ve ağaçlandırılmış alanlara girmesine ve maddi zararlara sebep olmaktadır.

Aslında bu sorunun en ideal çözüm yolu,batılı ülkelerde olduğu gibi, özel avlanma çiftlikleri oluşturulmasıdır.Avlanma çiftlikleri oluşturulması durumunda avcılar, yıl boyunca avlanma olanağına kavuşturulacak

Avrupa Birliği ile bütünleşme hedefinde olduğumuza göre,hükümet artık gerek sürü hayvancılığı, gerekse özel mülkiyet üzerinde avlanma izni verme konularını ele almalı ve anomalileri düzeltmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.