Gerçekler kabul edilmediği süre çözümsüzlük devam edecek

Yayın Tarihi: 29/07/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Mevcut koşullar değişmediği süre, Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığının sürdürülmesine olanak sağlayabilecek bir anlaşma yapılabilmesi hayaldir.Çünkü:

Her şeyden önce maalesef tüm ilgili taraflar, adanın yaklaşık üçte ikisinin, tartışmasız Rumlara ait olduğunu kabul etmektedir;

Hatta, güneyde kalan altın değerinde vakıf ve Türk mallarına karşın ve Kıbrıs'ı 200,000 şehit vererek alan Türk tarafı bile, kuzeydeki toprakların bir miktarını da Rumlara vermeyi kabul edebileceğini gizlemiyor;

1963'de Kıbrıs Cumhuriyetine silah zoru ile el koyan Rum tarafı, uluslar arası kuruluşlar tarafından kınanmaması bir yana, bir de sadece Rumları temsil eden yönetim, yasal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmış ve daha sonra da AB üyeliğine alınarak ödüllendirilmiştir;

Geçmişten günümüze Acheson planından Annan planına kadar hazırlanan tüm çözüm belgelerini Türk tarafının kabul, Rum tarafının ret etmesine karşın,KKTC deki sözde solcu ve sözde barışsever ve sözde çözümcüler de dahil, tüm dünya çözümsüzlükten bizi suçlamaktadır;

Rum tarafı her koşulda ABD, Rusya,AB, Çin, Fransa ve Almanya tarafından haklı görülüp destekleneceğinin ve kınanmasının asla söz konusu olamayacağının bilincinde olması nedeniyle, egemenliğini kuzeye yaymasına olanak vermeyen hiçbir çözüm seçeneğine yanaşmamaktadır;

Annan planını reddetmelerinden sonra Rumlar,hem AB üyeliği ile ödüllendirildiler hem de Türklere uygulanan dayanaksız yaptırımların kaldırılmasını öneren Annan raporu dikkate alınmamış ve yok sayılmıştır;

KKTC'de malum kesim Türk tarafının başka hiçbir seçeneği olmadığını ve çözüme mahkum olduğunu sürekli olarak açıklayarak, Rumların istedikleri şekilde bir anlaşmayı kabul edeceğimiz umutlarının güçlenmesine sebep olmaktadır.Böylece Rum tarafı,sırf zaman kazanmak amacı ile çözüm masasında oyalanmaktadır;

KKTC 'de bazı siyasilerin, STÖ yöneticilerinin ve kişilerin, KKTC ve Türk ulusal davası aleyhinde uğraşması ve her koşulda Rum tezlerini desteklemesi, Rumların eninde sonunda kuzeydeki toprakları da ele geçirebilecekleri inançlarının güçlenmesine sebep olmaktadır;

Zaten Rum siyasiler ile yöneticileri de kuzeydeki toprakları da kurtarmak amacında olduklarını açıklayarak, adanın tümünü ele geçirmek niyet ve hedefinde olduklarını gizlememektedirler;

Son liderler görüşmesinde Anastasiadisin, hakaretamiz ve agresif tutumu, aşırı derecede şımartıldıklarını ve yandaşları ile dış destekçilerine güvenerek, dengeli bir anlaşmayı akıllarının ucundan bile geçirmediğini kanıtlamaktadır;

İçinde bulunduğumuz koşulların zaten Rum ve Yunan yöneticilerinin Türklerle eşit ortaklığa dayalı, iki kesimli bir çözümü kabul etmelerini engellemektedir.Mevcut koşullarda egemenliklerini kuzeye yaymalarına olanak vermeyecek bir çözümü kabul edecek olan Rum ve Yunanlı yöneticilerinin de, halkları tarafında aforoz edileceği aşikardır.

Sonuç olarak Kıbrıs sorunun gerçekten çözümü isteniyorsa, Rum ve Yunanlı yöneticilerinin makul anlaşmaya yanaşmasını engelleyen neden ve koşulların ortadan kaldırılması şarttır.

Kuşkusuz Rum tezini destekleyen tüm ilgili tarafların da Rumların neden makul bir çözüme yanaşmadığını bilmediği düşünülemez.

Ancak Rum dostu dış güçler de aynen Rum tarafı gibi zamanla kuzeydeki yönetimin çökertilebileceğini, anavatanın taviz verebileceği umudu içinde görüşmelerle oyalanmamızı uygun görmekte ve istemektedir.

Rum yönetimi başkanının görüşme masasında bile Kıbrıs Türk halkının seçilmiş temsilcisine karşı saygı kurallarına uymayan davranış sergilemekten çekinmemesi, bize karşı olan olumsuz duygularının göstergesi olup, sağlam güvenceler istemekte ne kadar haklı olduğumuzun kanıtıdır.

Sonuç olarak, Kıbrıs sorunun gerçekten çözümü isteniyorsa, Rum ve Yunanlı yöneticilerinin makul anlaşmaya yanaşmasını engelleyen neden ve koşulların ortadan kaldırılması şarttır. Bunun için de:

1.KKTC devletinin tüm nimetlerinden yararlandığı halde,Rum tezlerini destekleyici faaliyetlerde bulunan,Türkiye düşmanlığına öncülük eden,halkımızı kökünden koparıp korumasız bırakmak için yoğun kampanya yürüten ve böylece Rumlar ile dış destekleyicilerinin KKTC' nin yıkılabileceği umudunun güçlenmesine sebep olarak, makul bir çözümü engelleyen kişilerin, hiç olmazsa devletten maaş almalarına son verilmeli.Böylece etkisiz duruma getirilmeli.

2. Tüm ilgili taraflara, Rum – Yunan ikilisinin anlaşmaya yanaşmasını önleyen koşullar ile nedenler anlatılmalı ve çözümün önünün sadece KKTC'nin tanınması ile açılabileceği gerçeği anlatılmalı,kabul ettirilmeğe çalışılmalı .

3.Dost devletlere çözümsüzlüğün nedenleri ve gerçekler anlatılmalı ve KKTC'nin tanıtılması talebinde bulunulmalı.

Yukarıdaki gerçeklere rağmen, hala daha mevcut koşullarda görüşmelerin sürdürülmesini savunmak, makul bir çözüm bulunabileceğini düşünmek hayaldir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.