KKTC sahipsiz mi?

Yayın Tarihi: 28/09/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İlgililer,sessiz kalarak maalesef devletimize hakaret eden,küfreden ve aşağılayan kişileri cesaretlendiriyor.Devletimize ve ulusal değerlerimize saldıranlar hakkında yasal işlem yapılmıyor ve yaptıkları yanlarına kalıyor.Bu durumdan yararlanan dış düşmanlarımız ile içimizdeki işbirlikçileri de, her geçen gün hakaret ve aşağılamalarının dozunu biraz daha artırıyor.

Kuşkusuz demokratik hukuk devletinde vatandaşların düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip olduğu inkar edilemez.

Ancak demokratik hakların, kötüye kullanılamayacağı ve başkasına zarar verebilecek sınıra kadar olduğu da unutulmamalı.İşte bu nedenle dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde devlete karşı yapılan saldırılar, karşılıksız bırakılmaz.Devlete yazılı ve sözlü olarak hakaret edenler hakkında ilgili merciler, mutlaka yasal işlem yapar.

KKTC'de ise siyasilerin popülizme dayalı yönetim anlayışları nedeniyle,sırf kötü görünmemek, basında eleştirilmemek, hoş görünmek düşüncesiyle, devlete ve onun kuruluşlarına yapılan hakaret ve aşağılamalar karşısında hiçbir işlem yapılmaz.

Oysa içinde bulunduğumuz kritik durum nedeniyle, devletimize sahip çıkmamız ,kökleşmesine yardımcı olmamız ve tüm kötü niyetli saldırılara karşı onu korumamız gerekir.

Rum ve emperyalistler zaten devletimizi ortadan kaldırmak, kökleşmesini ve tanınmasını önlemek için yoğun kampanya sürdürmektedir.

Çünkü amaçları,Kıbrıs Türk halkını önce, Rum çoğunluğun egemenliği altına sokmak, daha sonra da baskılarla göç ettirmek veya asimile ederek, ortadan kaldırmaktır.

İçimizdeki bazı kişi ,kuruluş ve siyasi partilerin de, ideolojik saplantılar, hayali ve dayanaksız idealler nedeniyle, devletimizin yıkılması ve kötülenmesi kampanyasına destek vermesi büyük bir hata ve talihsizliktir.

Çünkü dünyada halkların kendi kendilerini yönetme hakkını elde etmesinden daha değerli bir kazanım olamaz.Üstelik Kıbrıs Türk halkı olarak, kendi kendimizi yönetmek hakkını , hiç de kolay elde etmediğimiz unutulmamalı.

Devletimizin yıkılması durumunda da, ulusu,dili, dini, gelenek ve görenekleri bizden tamamen farklı olan Rum çoğunlukla bir arada yaşamamızın, bize mutluluk refah ve barış getirmeyeceği, geçmişten günümüze yaşanan olaylarla kanıtlanmıştır.

İşe bu nedenle geçici maddi çıkarlar, hayali beklentiler ve ideolojik saplantılar nedeniyle devletimize yapılan saldırıların, hoşgörü ile karşılanması yasalara göre suç olması yanında, uzun vadeli ulusal çıkarlarımıza da zarar vericidir.

Çünkü ilgililerin hoşgörüsü, devlete karşı hakaret etme eylemlerinin artarak aynen salgın bir hastalık gibi yayılmasına sebep oluyor.

Rahmetlik Denktaş,emeklilik döneminde bile, devletimize karşı içerde ve dışarıda yapılan tüm sözlü ve yazılı saldırılar ile hakaretlere, anında cevap vermekte ve haklarımıza büyük bir titizlikle sahip çıkmaktaydı.

Yaşanan dönemde ise devletten maaş çeken ve bağlı bulunduğu resmi kuruluşun ilkeleri doğrultusunda hareket etmek zorunda bulunan kişiler bile, devlete ve hükümete çeşitli yakışıksız sözcüklerle hakaret etmekte ve haklarında yasal işlem yapılmamakta.

İlgililerin sessiz kalmasından cesaretlenen bazı kişi, sivil toplum yöneticisi ve siyasi parti yöneticileri, artık devletimize hakaret etmede adeta birbirleri ile yarışıyor.

Ülkemizde ilgililerin genellikle yasaların ve yetkilerin kullanılmasına fazla önem vermediği ve resmi hareket etmediği biliniyor.

Ancak devletimizin yıkılması durumunda, her şeyimizi kaybedeceğimiz, makamların,siyasi partilerin, STÖlerin ve medyanın da devletimizle birlikte ortadan kalkacağı unutulmamalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.