Şimdiki koşullarda görüşmelerden sonuç beklenemez

İçinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle,toplumlar arası görüşmelerden, gerçekten bir sonuç çıkabileceğini düşünen ve inananların büyük yanılgı içinde olduğu görüşündeyim.

Zaten aşırı derecede şımartılan Rum tarafı da, sadece egemenliklerini kuzeye yaymalarına olanak verebilecek bir çözümü kabul edebileceğini gizlemek gereği bile duymuyor.

Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen görüşmelerden sonuç alınamamansın tek sebebi de,Rum tarafının zamanla beklentilerini elde edeceği inancında dolayıdır.

Rum tarafının görüşmelere de, sırf zaman kazanmak ve dünyaya çözüm istediklerini göstermek amacı ile katıldığını beleklerdeki çocuklar bile biliyor.

Bu nedenle Rum yetkililerinin açıklamalarına ve görüşmelerdeki tutumuna rağmen, hala daha görüşmelerin yeniden başlatılmasını istememiz, sadece Rumların zaman kazanma taktiğine hizmet etmektedir.

Çünkü mevcut koşullar değiştirilmediği süre,Rumların makul bir çözüme yanaşabileceği düşünülemez.

Rum tarafının en son görüşme masasından ayrılması da, sürpriz olmamıştır. Çünkü görüşmelere kerhen katıldığı, masadan ayrılmak için de sürekli bahane aradığı biliniyor.

Rum tarafının ada etrafındaki denizlerde bulunduğuna inanılan hidrokarbon kaynaklarına,tek yanlı sahip çıkmasını kabul etmemiz, sismik araştırmaları durdurmamız ve Rumların masaya dönmesini sağlamamız durumunda da, Türk tarafı olarak teslim olmayı kabul etmediğimiz süre,yine görüşmelerden hiçbir sonuç alınamayacaktır.

Aslında Rum liderin Barbaros sismik gemisinin araştırma yapmasını bahane ederek toplumlararası görüşmelerden çekilmesinin haklı tarafı bulunmamaktadır.

Çünkü bir anlaşma yapılmadığı süre, Kıbrıs adasına ait tüm kaynaklarından her iki halk da hak sahibidir.

Rum yönetiminin tüm ada halkına ait olan denizlerdeki kaynaklara tek yanlı sahip çıkması karşısında İngiltere başbakanı Cameron'un Brükselde yaptığı açıklamada ifade ettiği gibi, Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum yönetimi Münhasır Ekonomik Bölge ilan edebilir mi?

Rumlar tek yanlı olarak denizlerdeki kaynaklardan yararlanmaya kalkışması ve bizimle işbirliği yapmayı kabul etmemesi nedeniyle, bizim de araştırma ve sondaj yapma hakkımız bulunduğu göz ardı edilmemeli.

Aslında Rumlar tek yanlı olarak denizlerdeki hidrokarbon yataklarına sahip çıktıkları ve sondaj izinleri verdikleri zaman, bizim görüşmelerden çekilmemiz gerekirdi.

Bilinen tüm gerçeklere rağmen, Türk tarafı olarak , hala daha toplumlar arası görüşmelerde makul bir çözüm sağlanabileceğini düşünmemiz ve bunun için de Rum'u masaya dönmesi için yalvarmamız çok büyük bir hatadır.

Çünkü geçmişten günümüze sürdürülen toplumlar arası görüşmelerde, Rum tarafının makul bir çözümü kabul etmesini engelleyen koşullar değişmemiştir.

Batılı emperyalist ülkeler ile Rusya ve Çinin de aynen geçmişte olduğu gibi yaşanan dönemde de her koşulda Rum tarafının yanında olduğu biliniyor.

Rum tarafı, Türkiye'nin Avrupa birliği üyeliği sürecinde ilerleyebilmek için ödün verebileceğini, Kıbrıs Türk halkının da yıkıcı kampanyalarla içerden çökertilebileceği umudu ile, sırf zaman kazanmak amacı ile toplumlar arası görüşmelerin sürdürülmesini istemektedir.

Kıbrıs'ta belirsizliğin ortadan kalkması için, artık bir anlaşma yapılmasını tüm Kıbrıs Türk halkı samimi olarak istemektedir.

Kuşkusuz Kıbrıs'taki varlığımızın yok olması pahasına, Rum tarafının tüm isteklerini kabul etmemiz durumunda, derhal bir anlaşma yapılmasını sağlayabiliriz. Ancak önemli olan bizi geçmişin karanlık dönemine götürmeyecek, Batı Trakya'daki soydaşlarımızın durumuna düşürmeyecek onurlu bir anlaşma yapmaktır.

İşte bu nedenle, çözüme muhtaç olduğumuzu, çözümü gerçekleştirmek zorunda olduğumuzu ve birleşmeden başka çıkar yolumuz olmadığını dilinden düşürmeyenler, sırf bir anlaşma yapılmasını sağlamak amacı ile, Rum tarafının tüm isteklerinin kabulünü istemekte ise,bunu halkımıza açıklamaları gerekir .

Ayrıca bilinen tüm gerçeklere rağmen, KKTC'de bazı kişi ve siyasilerin, Rum tarafının görüşme masasından kaçmasını kınamak yerine, Sn Eroğlu'nun çözümden yana olmadığının dünyaca bilindiği şeklinde açıklama yapması, sadece Rum tarafının elini güçlendirmektedir.

Aslında çözüm için tek çıkar yol, Rumları bizimle anlaşmaya zorlayacak adımları atmamızdır.Ancak bu adımlar, KKTC'de bazı sözde ilerici ve çözüm yanlısı kişilerin düşündüğü gibi, Rumların tüm isteklerini kabul etmek, geleceğimizi riske sokacak ödünler vermek değildir.Rumları çözüme zorlayacak tek çarenin KKTC'nin tanıtılması olduğu er veya geç herkes tarafından kabul edilecektir.