Okullarda çevre dersi okutulması sorunlara çare olabilir mi?

Yayın Tarihi: 18/11/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Okullarda çevre dersi okutulması, yeni neslin doğasal çevreye daha duyarlı olmasının sağlanması bakımından yararlıdır.Ancak, olumlu etkileri uzun vadede alınabilmektedir.

Ayrıca,sadece okullarda çevre dersi okutulması ile,halen KKTC'de herkesi rahatsız eden doğasal çevre sorunlarının ortadan kaldırılması mümkün değildir.

Çünkü KKTC'deki en büyük doğasal çevre sorunları, bozuk ve hatalı yönetim anlayışının sonuçlarıdır.Örneğin:

Ülkemizin en büyük doğasal çevre sorunu olan Beşparmak dağı üzerinde, doğudan batıya faaliyette bulunan 17 taş ocağı sorununun ortaya çıkmasında, halkımızın hiçbir rolü ve sorumluluğu olmadığı gibi, çözümü de vatandaşların elinde değildir.

Lefkoşa'da Kanlıdere'ye kanalizasyon suyu boşaltılması ve halkın sağlığının bozulması sorununu da, okullarda çevre dersi okutulması ile ortadan kaldırılmaz.

Ormanlarımıza binlerce keçinin salıverilerek otlatılması ve doğanın kendi kendini yenilemesinin önlemesi de vatandaşların iradesi dışında cereyan eden bir olaydır.

Yollarda basılan hayvan leşlerinin çürüyene kadar kaldırılmaması sorunu , çevre bilincinin artması ile çözümlenemez.

Son yıllarda büyük maddi zararlara neden olan su baskınlarından da vatandaşlar değil, yürürlükteki yasaya aykırı olarak dere yataklarına inşaat izni veren Belediyeler ile yasayı uygulamayan Kaymakamlıklar sorumludur.

Sahillerimizden geçerken gemilerin balast atıkları ile çöplerini denizlerimize boşaltıp kıyılarımızı katran ve çöplerle kirletmesi de, okullarda çevre dersi okutularak engellenemez.

Tahıl arazilerinin daha kolay sürülebilmesi için anızın yakılması ile ortaya çıkan çevre kirliliği ile doğa tahribatının önlenmesi de,hükümetin istek ve kararına bağlıdır;

Yerleşim yerlerindeki yeşil alan azlığı ve arsa açarken vatandaşlardan yeşil alan olarak alınan arazilerin yeşillendirilmek yerine, katranlanarak otopark yapılması sorunundan da Belediye yönetimi sorumludur;

Yürürlükteki yasaların uygulanmaması sonucu zeytin ve harup ağaçlarının pervasızca katledilmesi ve doğal çevrenin tahrip edilmesi, çevre dersi okutularak ortadan kaldırılamaz;

Lapta, Alsancak ve Değirmenlik Baş pınarlarının kurutulması, tüm yer altı sularımızın tuzlanması hatalı ve sorumsuz yönetim anlayışından dolayıdır;

Yer altı su kaynaklarımızın kirletilmesinden de, su havzalarına inşaat izni veren Belediyeler ile ilgili devlet kuruluşları sorumludur;

Tüm yerleşim yerleri Belediyelere bağlı bulunduğuna göre, bazı kişilerin çevreye sorumsuzca çöp ve inşaat artığı dökmesinden, yasaları uygulamayan ilgili resmi kuruluşlar sorumludur;

Şehir içlerinde boş arsalardaki ve yol kenarlarındaki ot kirliliği sorunu, çevre dersi okutularak çözümlenemez;

Yerleşim yerlerindeki eksoz gazı kirliliğinin önlenmesi bisiklet kullanılması, Belediyelerin alt yapıyı oluşturması ile mümkündür;

Yollara araçlardan çöp atılması ve ortaya çıkan kirlilik, devlet görevlilerinin ofislerde kalması, dışarıda görev yapmaması ve bu nedenle de yasaların uygulanmamasının doğal bir sonucudur.

Eğlence yerlerinden kaynaklanan gürültü kirliliği okullarda çevre dersi okutularak çözümlenemez;

Piknik alanlarının kirletilmesi,atıklarını çöp bidonları yerine gelişigüzel yerlere atanlar hakkında ilgili resmi kuruluşlarının, yasal işlem yapmamasından kaynaklanıyor.

Sonuç olarak tüm önemli doğasal çevre sorunlarının çıkmasına sebep olan, seçimle işbaşına getirilen yöneticilerdir.Bu nedenle çevre sorunlarının çözümü de sadece yöneticilerin yükümlülüklerini yerine getirmesi, yasaların uygulanmasını sağlaması ile mümkündür.

Zaten dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde sorunların, halkın bilinçlenmesi ile kendiliğinden ortadan kalkması beklenmez.

Temiz,güzel ve sürdürülebilir bir çevreye sahip olabilmek için, Hükümet ve Belediyeler, çevrenin kirletilmesi ve tahrip edilmesinin suç olduğunu ve bu suçu işleyenlerin de mutlaka bir bedel ödeyeceğini göstermelidir.

Zaten yasaların uygulanması ve suç işleyenlerin cezalandırılması en etkin bilinçlendirme yöntemidir.

Halen yasaların uygulanmaması ve devlet görevlilerinin dışarıda görev yapmaması ve meydanı boş bırakması nedeniyle, suç işlemeye meyilli kişiler, çevrenin kirletilmesi ve bozulmasının suç olarak kabul edilmediğini düşünmekte ve pervasızca hareket etmektedir.

Sonuç olarak,çevre sorunlarının bilinçsizliğe bağlanması ve okullarda çevre dersi okutulması ile çözümlenebileceğini kabul etmek, seçimle iş başına getirilen yöneticilerin aklanması ve sorunların kendiliğinden ortadan kalkmasını beklemek anlamındadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.