Gerçekler göz ardı edilmemeli

Ülkemiz çok özel koşullar içinde olup, devletimiz, ve sınırlarımız henüz yabancı ülkeler tarafından tanınmamaktadır.

Bu nedenle gerek sorumlu makamlarda bulunan, gerekse medya ve sade vatandaşlar ,mevcut gerçekleri mutlaka dikkate almalı.

Halen Türkiye yanımızda olduğu ve koruması altında bulunduğumuz için,bize ait bir bölgede yaşamaktayız, kendi kendimizi yönetmekteyiz, bir meclise, Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakanlara,Millet vekillere,devlet kuruluşlarına ve memurlara sahibiz.

Herhangi bir nedenle,Türkiye'nin korumasının ortadan kalkması durumunda,Rumlar derhal egemenliklerini kuzeye yayacaklar ve bugün sahip olduğumuz tüm olanaklarımızı kaybedeceğiz.

Meclis, makamlar ortadan kalkacak,devletten maaş alanlar işsiz kalacak, güneyden kuzeye gelenler de, yeniden yerleşme sorunu ile karşı karşıya kalacak.

Kıbrıs Türk halkı olarak azınlık durumuna düşmek yanında, Rum tarafının da ekonomik sıkıntı içinde bulunması nedeniyle, geçim derdine düşeceğiz ve bu topraklardan göç etmek zorunda kalacağız.

Kuşkusuz her savaştan sonra olduğu gibi, Kıbrıs'ta da iki halk arasında mutlaka bir barış anlaşması yapılmalıdır.

Ancak bunun sadece bizim isteğimiz, temenni etmemiz,niyetimiz ve gücümüzle gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

Ayrıca bizi bugünkü durumumuzdan daha geriye götürecek bir çözüm de barış anlaşması değil, teslim anlaşması olur.

İşte bu nedenle her konuda olduğu gibi çözüm için de, mutlaka tek dayanağımız ve destekleyicimiz olan Türkiye ile sıkı işbirliği içinde hareket etmek zorundayız.

Rum tarafının adanın tümüne sahip olacağı bir çözümde ısrar etmesi durumunda da, yine Türkiye ile işbirliği içinde, başka seçenekleri gündeme getirmemiz gerekir.

İçinde bulunduğumuz koşullar ile gerçekler, herkes tarafından dikkate alınmalı ve anavatanla aramıza soğukluğa sebep olacak her türlü olumsuz tutum ve davranıştan kaçınmalıyız.

Bazı siyasiler ile köşe yazarları, bugüne kadar toplumlar arası görüşmelerde hazırlanan tüm çözüm taslaklarını Rumların kabul etmemesi sonucu anlaşma yapılmadığı gerçeğini göz ardı ederek, çözümsüzlükten haksızca Türk tarafını sorumlu göstermekte ve barış iradesi ortaya koymamız gerektiğini ileri sürmektedir.

Bazı kişiler ise, kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemiz için Türkiye'nin bize karşılıksız her türlü destek ve yardımı yapmasını olduğundan farklı göstererek, iç işlerimize müdahale olarak tanımlamaktadır.

Bazı kişiler ise iç işlerimizde bizden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle vatandaşları sıkan sorunlardan, anavatanı suçlamaktadır.

Fakat gerçekte Anavatanın yanımızda olması bizim için paha biçilmez bir avantaj olup, bunun değerini takdir etmeliyiz.

Türkiye'nin yanımızda olmasını istemeyen ve kötüleyenler de, Türk halkının iyiliğini istememektedir.Niyetleri de anavatanla aramızı açmak,bizi korumasız bırakmak ve güneydeki yönetime azınlık olarak bağlanmak zorunda bırakmaktır.

İşte bu nedenle,Kıbrıs Türk halkının çökertilmesinden yana olanlar öncelikle anavatandan koparılmamız için yoğun ve çok profesyonelce kampanyalar yürütmektedirler.

Kısaca belirtmek gerekirse, Kıbrıs Türk halkı olarak Türkiye'nin yanımızda bulunmasının değerini ve önemini takdir etmeliyiz .