Rum talepleri teslim anlaşması peşinde olduklarını gösterir

Yayın Tarihi: 01/08/15 09:52
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk halkı olarak, tüm risk ve sakıncalarına rağmen, Annan planını bile kabul etmekle çözümden yana olduğumuzu somut bir şekilde kanıtladık.

Halen yürütülmekte olan toplumlararası çözüm görüşmelerinin, başarılı olmasını ve bir anlaşma yapılmasını hepimiz isteriz.

Yalnız, bulunacak çözümün bizi şimdikinden daha kötü koşullara götürmemesi, sağlayacağı faydaların kayıplarımızdan fazla olması gerekir.

Aksi halde bulunacak çözüm, barış anlaşması olmayacak ve Rumlara teslim anlaşması olacaktır.

Görüşmelerde iyi niyetli hareket etmek, olumlu hava estirmek iyi olmakla beraber ,bizim için varlığımızın risk altına sokulmasına zemin hazırlayacak bir çözüme karşı çıkmak ve haklarımıza sahip çıkmak her şeyden daha önemlidir.

Yoksa ,yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen görüşmelerin Rumların tüm istek ve beklentilerini kabul ederek sonuçlandırılması başarı sayılamaz. Aksine hezimet olur.

Sırf olumlu hava estirmek, Rum tarafı ile yabancıları memnun etmek amacı ile, şimdiye kadar belirlediğimiz tüm kırmızı çizgilerimizden vazgeçmemiz de, isabetli bir tutum olamaz.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün açıklamaları, güney kaynaklı haberler ve Birleşmiş Milletler temsilcisinin söyledikleri, halkımız arasında çok haklı kuşkulara ve tepkilere sebep olmaktadır.

Çünkü bunların gerçek olması durumunda,1974'den sonra elde ettiğimiz tüm kazanımlarımızı kaybedileceğiz, Rum çoğunluğa yamalanarak zamanla yok olacağız.

Demokratik rejimle yönetilen ülkelerde işbaşına getirilen yöneticiler, halkın istek ve tercihlerine göre hareket etmek zorundadır.

Bu nedenle toplumlararası görüşmelerde temsilcilerimiz, mutlaka halkımızın ezici çoğunluğunun isteklerini dikkate almalıdır.

Halkımızın ezici çoğunluğu:

1960 cumhuriyetine dönüşü;

İki bölgeliliğin sulandırılmasını ve Rumların kuzeye gelip yerleşmesini;

Mülkiyet sorununun çözümünde global takas yerine, eski mal sahiplerinin tercihine öncelik tanınmasını;

Türkiye'nin fiili garantisinden vazgeçilmesini;

Türk halkı olarak ayrı seçme ve seçilme hakkımız bulunmamasını;

Rum çoğunluğun egemen olacağı bir yönetim şeklini;

Tek egemenlik ve ayrılma hakkımız bulunmamasını;

1974'den sonra vatandaşımız olan kuzeyli soydaşlarımızın ayrılmasını;

Büyük bir kısmı vakıf olan Maraş'ın, Rumlara teslim edilmesini;

Rum yanlısı olduğu ,verdiği sözlerde durmadığı ve bize karşı hep düşmanca davrandığı bilinen AB'nin görüşmelerde bir temsilcisi bulunmasını;

1960 anlaşması gibi Rum tarafınca ENOSİS'e sıçrama tahtası olarak kullanılabilecek bir birleşik çözüm şeklini kesinlikle istememektedir.

Geçmişte Rum tarafının attığı imzaya rağmen anlaşmalara sadık kalmadığı, nüfus avantajını bize karşı baskı aracı olarak kullandığı, sürekli olarak bize karşı güç kullandığı,1968'te tüm siyasi partilerin oy birliği ile alınan ENOSİS kararını hala daha kaldırmadığı, 1960 ortaklık yönetiminde bizimle iyi niyetli işbirliğine yanaşmadığı ve silah zoru ile bizi ortaklıktan attığı gerçekleri görüşmecilerimiz tarafından göz ardı edilmemeli.

Olumlu havanın bozulmaması gerekçesi ile, Rum tarafının aşırı isteklerinin kabul edilmesi ve halkımızın tercihlerinin dikkate alınmaması durumunda, ya yapılacak anlaşma ret edilecek ya da halkımız geçmişin karanlık dönemine geri götürülecek.

Rum tarafının hep kendi çıkarını dikkate aldığı, bizim endişe ve beklentilerimize anlayış göstermediği bilinen bir gerçektir.

Ayrıca görüşmelerin sürdürüldüğü dönemde bile şimdi İsrail ile bize karşı askeri anlaşma yapması, iyi niyetli olmadıklarını gösteriyor.

İşte bu nedenle sırf anlaşma yapılabilmesi için kazanılmış tüm haklarımızdan vazgeçmemiz yerine, haklılığımızı somut belgelerle ve geçmişte yaşananları hatırlatarak kabul ettirmeğe çalışmalıyız.

Rum tarafının aşırı taleplerinden geri adım atmaması durumunda da, artık tek çözüm seçeneğinin birleşme olmadığı gerçeği dikkate alınmalı ve diğer seçenekler gündeme getirilmeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.