Aşırı iyimserlik risklidir

Yayın Tarihi: 12/09/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

İnsanların iyimser, barıştan ve dostluktan yana olması, çok uygarca bir tercih ve davranış biçimidir.

İyimser olmak, insana büyük bir güç ve motivasyon verir. Yalnız, iyimserliğin bir sınırı vardır .Ayrıca, boş, tek yanlı, dayanaksız ,hayali beklentiler ve başkalarına hoş görünmek için iyimser olmak tehlikelidir.

Aşırı ve dayanaksız iyimserlikte, genellikle gerçeklik algısı yitirildiği için, kötü sürprizlerle karşılaşılır.

İnsanlar, özellikle de bir halkın kaderinin belirlenmesinde etkili olan siyasiler ,ileriyi görebilmeli, olayları önceden geniş bir bakış açısı ile değerlendirmeli ve sonuçlarını tartabilmelidir.

Karşı tarafın art niyetli ve dostça olmayan tutum içinde olmasına rağmen, iyimser olmak , çok ağır bedeller ödenmesine sebep olur.

Kıbrıs Türk halkı olarak,1571'den günümüze hiçbir dönemde Rumlara ilk saldıran taraf olmadık ve bize yaptıkları tüm kötülüklere rağmen, hala daha onlara düşmanca duygular beslememekteyiz.

Öte yandan Rumlar çocuklarına , aile ocağında, okulda ,kilisede ve askeri kışlalarda, Türk düşmanlığı aşılamaktadır.

Rum tarafına giriş kapılarında, okullarda ve askeri kışlalarda, hala daha Türklere karşı düşmanca duyguları körükleyen panolar, resimler ve yazılar eleştirilere rağmen kaldırılmıyor.

Barikatlar açıldıktan sonra kuzeye gelen hiçbir Rum'a zarar verilmemesine karşın, güneye giden, Rumlarla birleşme yanlısı Türklere bile linç teşebbüsünde bulunulmakta ,iki toplumlu etkinliğe katılan Türkler bıçaklanmakta ve bir çok Türkün aracına maddi hasar yapılmaktadır.

Ayrıca güneydeki tüm yetkililer ile basın, koro halinde Devletimize ve yöneticilerimize ' sahte' demekte ve hakaret etmektedir.

Toplumlar arası görüşmelerin sürdürüldüğü yaşanan dönemde bile, güneydeki siyasi yetkililer, Girne'nin yeniden ele geçirileceği, hedeflerinin de yeniden kuzeye kök salmak olduğunu açıklamaktan çekinmiyor.

Başta Hrisi Avgi ve ELAM olmak üzere, bazı örgütlerin öncülüğünde Rum gençler sınır kapılarına gelerek, aleyhimize sloganlar atmaktadır. Kendi aralarında yaptıkları futbol karşılaşmalarında bile KKTC ve Türk bayrağını yakarlar.

Hele Kıbrıs Cumhuriyetine tek yanlı el koyan ve bizi ortaklıktan dışlayan Rumların imzalarına sadık olmadığı ve 1960-63 de anlaşmanın uygulanmasını engelledikleri unutulmamalı.

Tüm bu gerçeklere rağmen, bizim hala daha Rumları düşman değil dost olarak görmemizin gerçekçi bir anlamı olabilir mi?

Kuşkusuz geçmişte olanlara takılıp kalınmasının kimseye bir yararı olamaz. Artık dostça ve barış içinde yaşamanın yolunu bulmamız da her iki halkın yararınadır.

Ancak barışın , ortaklığın sadece Türk tarafının istemesi ve dillendirmesi ile gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

Rum tarafının da artık geçmişten ders alması, adanın tümüne sahip olmak idealinden vazgeçmesi, bizi düşman değil komşu ve ortak kabul etmesi gerekir.

Fakat, Rum tarafının çözüm görüşmelerinde iyi niyetli davranmadığı ve kuzeye yayılmasına zemin hazırlayabilecek bir anlaşma peşinde olduğu açık bir şekilde ortadadır.

Rum tarafı bir yandan İki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı Federal çözümü kabul ettiğini açıklamakta, öte yandan da bu ilkeleri pratikte etkisiz duruma getirecek koşullar öne sürmektedir.

Rum tarafının niyetinin Türk askerinden kurtulmak ve egemenliğini kuzeye yaymak olduğunun bilinmesine rağmen, bizim sırf barış ve anlaşama yanlısı görünmek için, aşırı ve dayanaksız iyimserlik göstermemizi haklı gösterebilecek hiçbir gerekçe yoktur.

Nobel Barış ödüllü Malala Yousafzay'ın ifade ettiği gibi 'Evrensel barışın yaratılmasının tek yolu sadece beyinlerinizi eğitmekten değil, kalplerinizi ve ruhlarınızı da eğitmekten geçiyor.' Kıbrıs'ta da kalıcı barış, sadece bizim istememiz ve iyimser olmamızla gerçekleştirilemez. Bunun için önce Rum'lar, barış için beyinleri yanında, kalp ve ruhlarını eğitmelidir.

Tüm gerçeklere rağmen, bizim Rumları tek yanlı olarak dost görmemiz, aynen kuzunun kendini yemek niyetinde olan Kurt'u dost kabul etmesine benzer.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.