Bilindik tezgah Kıbrıs'ta da uygulanmak isteniyor

Yayın Tarihi: 31/10/15 09:36
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Batılı emperyalistlere güvenen, her koşulda Rumlar ile birleşmeyi ve Türkiye'nin fiili garantisinin tartışılabileceğini savunanların, yanlışlıklarını anlamalarına yardımcı olabilmek umudu ile, Girit'in Yunanistan'a nasıl bağlandığını hatırlatmakta yarar görürüm.

Osmanlı döneminde Girit Türklerin çoğunlukta olduğu bir ada idi. 1760 yılında Girit'te 200 bin Müslüman ve 60 bin Rum yaşamaktaydı.

İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya tarafından şımartılan Yunanistan; Girit'e öğretmen, ajan, provokatör, papaz, gerilla uzmanı, silah göndererek, Rum'ları örgütledi ve Osmanlı idaresine karşı kışkırttı.

Böylece Girit Rumları, Rus Çarının da yüreklendirmesi ile 1770'de Osmanlılara karşı ayaklandı. İsyan kısa sürede bastırıldı .Daha sonra Yunanistan'ın teşviki ve batılılar ile Rusya'nın desteği sonucu Girit Rumları,1821,1825,1841,1849,1866,1897 de ardı ardına ayaklandı. Türkleri vahşice katlettiler, mallarını yıkıp, yaktılar.

Osmanlılar her defasında ayaklanmaları bastırdı. Fakat, batılıların baskısı ile, Rumlara sürekli olarak çeşitli imtiyaz tanıdı.

Yunanistan ve Girit Rumları, Türkleri katletmelerine rağmen, mazlum rolüne büründüler ve satın aldıkları batılı basın mensupları aracılığı ile, dünyaya baskı görüp ezildikleri yalanını yaydı .Böylece terör suçlarını örtbas ederek, Türk yönetimini suçlu gösterdiler.

Oysa o dönemde Girit'teki Fransız konsolosu Blanc, hükümetine zulmün Rumlar tarafından yapıldığını, bir çok Türkün tuğla fırınlarında yakıldığını bildirmişti.

Ayrıca, İngiltere dış işleri Bakanı yardımcısı, azılı Türk düşmanı Curson'da Lordlar kamarasında, Rumların vahşice Türkleri katlettiğini anlatmıştı.

Batılı devletlerin baskısı sonucu 1869'da Girit sorununun çözümü için, Paris konferansı düzenlendi ve Rum'lara bir çok ayrıcalıklar tanındı. Bu çerçevede Valinin Rum, yardımcısının Türk ve Vilayet Meclisinin 80 Rum ile 30 Türk'ten oluşması kabul edildi.

Girit Rumları Osmanlıların sıkıntılı döneminden yararlanarak 1897'de ayaklandı. Yunanistan da isyancıları desteklemek için, adaya asker gönderdi ve 15 gün devam eden katliamlarda, on binlerce Türk vahşice katledildi, Türk köyleri yakılıp yıkıldı, Hanya'ya 60 bin Türk sığındı, şehir merkezlerinde bile Türkler vahşice öldürüldü. Bunun üzerine Osmanlılar, Yunanistan ile savaşa girdi ve Yunan ordusunu bozguna uğratarak Atina'ya dayandı. Haçlı emperyalist ülkeler yine araya girerek, Osmanlı ilerlemesini durdurdu. Osmanlıların savaşta galip gelmesine rağmen, görüşme masasında Girit'e tam muhtariyet verildi .

Bir süre sonra İngiltere'nin baskısı ve girişimi üzerine Türk ordusunun Girit'ten ayrılması sağlandı ve Türklerin korunması amacı ile adaya İngiliz, Fransız, Alman, Rusya askerleri getirildi. Fakat birkaç ay sonra bu devletler, askerlerini geri çekti ve Girit Türkleri korumasız kaldı.

1912'de Osmanlılar Balkan savaşında iken , Girit meclisi Yunanistan'la birleşme kararı aldı ve Türkleri katlettiler. Batılılar da, Girit'in Yunanistan tarafından ilhak edilmesi ve Türklerin katledilmesi karşısında ses çıkarmadı.

Sonuç: on binlerce şehit vererek aldığımız Girit'i, batılıların baskısı sonucu masada kaybettik Girit Türkleri de dünyanın gözü önünde katledildi.

Halen batılı emperyalistler, Türk ordusunu aradan çıkararak, Kıbrıs'ı da aynen Girit gibi Yunanistan'a vermek çabasındadır.

Yalnız Girit olayında Osmanlılar zayıf olduğu için, uluslararası arenada belirlenen sürecin önüne geçmede yapabileceği bir şey yoktu.

Oysa şimdi Türkiye, gerek uluslararası politik görüşmelerde, gerekse fiili durumlarda, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını her şekilde korumayabilecek güçtedir.

İşte bu nedenle , şimdi Rum-Yunan-Batılı emperyalistler, içimizdeki işbirlikçileri de kullanarak, KKTC halkını içerden çökertmek ve Türkiye'yi AB üyeliği kozu ile aldatarak, Girit gibi Kıbrıs'ı da Yunanistan'a vermek çabasındadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.