İki kesimlilik her iki halkın çıkarınadır

Yayın Tarihi: 09/01/16 09:29
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bir birinin dillerini bilmeyen, dinleri ,ulusal kimlikleri farklı olan ve üstelik 1878'den 1974'e kadar sürekli olarak aralarında rekabet, geçimsizlik hatta silahlı çatışma olan iki halkın zorla birleştirilmek istenmesi, her iki halka da yapılabilecek kötülüklerin en büyüğüdür.

Çünkü uzun süre yan yana yaşayan iki halkın birbiri ile kaynaşmadığı, karma köylerde bile Türk ve Rumların ikamet ettiği mahallelerin ayrı olduğu bilinmektedir.

Uzun süre birbiri ile kaynaşmayan iki halkın şimdi birleştirilmek istenmesi, adada 1974'den sonra hüküm süren barış, huzur ve güvenli ortamın bozulmasına sebep olacaktır.

Halen barış içinde can ve mal korkusu olmadan yaşayan iki halkın birleştirilmesi, rahatlarının, huzurlarının yeniden bozulmasına ve çatışmalara zemin hazırlayacaktır.

Kıbrıs'taki mevcut durum; kalıcı barış, istikrarlı yaşam, hatta ekonomik açıdan her iki halk için de ideal çözüm şeklidir.

Çünkü her iki halk da, kendilerine ait sınırlar içinde, karşı tarafın saldırısına uğrama korkusu olmadan, huzur ve güven içinde yaşama olanağına sahiptir.

İki halk ayrı bölgelerde yaşadığı için, Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde olduğu gibi devlet kuruluşlarındaki görevliler aralarında rekabet ve çatışma olmamaktadır.

İki kesimlilik nedeniyle geçmişte olduğu gibi, karşılıklı olarak bir halkın diğer halkın ekonomisini tahakküm altına alması veya ekonomisine zarar verme çaba ve olasılığı da yoktur.

Kıbrıs cumhuriyeti deneyimi, federal, karma ve iki halklı yönetim biçiminin başarılı olamayacağını göstermiştir.

1960'ta kurulan ortaklık yönetiminde, ilk günlerden anlaşma koşullarının uygulanmasında sıkıntılarla karşılaşılmıştı.

Sonuçta, Rum tarafı nüfus üstünlüğüne dayanarak, bizi ortaklık yönetiminden dışlamış ve büyük acılarla karşılaşmamıza sebep olunmuştu.

Yaşanan dönemde, tüm federasyonların yıkılmasına karşın, 1990'lı yıllardan sonra tek bir federasyon kurulmamıştır.

Kuşkusuz küçük bir adada yaşayan iki halkın birbirileri ile sıkı ilişki ve işbirliği içinde olması, her iki tarafın da çıkarınadır.

Ancak iki halkın işbirliği yapması için mutlaka iç içe getirilmesi gerekmez. İki halkın yan yana iki bölgede kendi kendilerini yönetmesi ile de, aralarında işbirliği yapmaları mümkündür

Bu nedenle iki halkın da zararına olabileceği aşikar olan birleşik çözüm yerine, şimdiki gibi yan yana iki yönetimli statünün devamını sağlayacak bir anlaşma yapılması daha adil, gerçekçi, mantıklı ve isabetli bir seçenektir.

Yunan-Rum-Haçlı emperyalist tarafının birleşmeyi sağlayacak çözümü dayatması, hele Türk ordusunun da ayrılmasında ısrar etmesi iyi niyetli olmayıp, amaçları aynen Girit'te uyguladıkları yöntem ile, adayı tümüyle Yunanistan'a bağlamaktır.

İşte bu nedenle iki kesimli, iki yönetimli çözümü ve hedeflerine ulaşmaları önündeki tek engel olarak gördükleri Türkiye'nin fiili garantisini istememektedir.

Fakat onlar kendi çıkarları için birleşmeyi savundukları gibi, Türk tarafı olarak bizim de kendi çıkarımız için, yan yana iki kesimli yönetim seçeneğinde ısrar etmemiz kaçınılmazdır.

Ancak Anavatanın AB işlerinden sorumlu Başbakan yardımcısı Volkan Bozkır'ın tepki ve yapıcı hatırlatmalara rağmen, Lefkoşa'da iki devlet ve ulusu ayıran Yeşil Hattı, Almanlar arasındaki Berlin duvarına benzetmesi, haklı endişe ve kuşkulara sebep olmaktadır.

Böyle açıklamalar, adada yaşanan gerçeklerin göz ardı edildiğini, bilinmediğini, ya da gerçekleşmeyeceği aşikar olan AB hayali nedeniyle, anavatanın Kıbrıs'ı gözden çıkardığını akla getirmektedir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.